MahrumiyetBir Ebenin Anıları
Ben Fatma Üstün Demir. 1946 yılında Arguvan'da doğdum. Fakir bir ailenin beş kız çocuğundan biri de bendim. Babam kızlarla pek ilgilenmediği gibi bir erkek çocuğu olması için evlenmeyi bile düşündüğüne şahit olduğumdan babamın bu tür konuşmaları beni çok rahatsız ederdi. Böyle bir babadan kurtulmamın tek yolunun kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek olduğunun bilinciyle okumayı çok istiyordum. Ancak; babam beni ilkokula bile zorla göndermişken eğitime nasıl devam edebileceğimi henüz ben de bilmiyordum. İlkokulu bitirince yatılı öğretmen okulu sınavına girdim. Benim için en kolay yol belki de buydu. Sınavı kazandığımı öğrendiğim zaman nasıl sevindiğimi anlatamam. Rüyam gerçek olacak, öğretmen olabilecektim. Tek korkum babamın buna izin verip vermeyeceğini bilmememdi. Sonuçlar belli olunca babam önce “olur” dedi. Daha sonra bir arkadaşıyla konuştuğunda arkadaşı bir kız çocuğunun altı yıl nasıl yalnız kalacağı konusunda babama telkinde bulunup beni göndermesinin doğru olmayacağını söylemişti. Bunu duyduğum zaman çok üzülüp babamın fikir değiştireceğinden korktuğum için çok ağladım. Zaten çocukluğum baskı altında çalışmakla geçmişti. Şimdi önümde bir fırsat vardı ve elimden kayıp gitmek üzereydi. Babamla konuşup bana engel olmamasını, okumayı çok istediğimi bir kere daha söyledim.
Ama beni çok zor günler bekliyordu, biliyordum… Şimdi gözlerimin önünden geçer gibi hafızamda tekrarlayıp duran anılarımı paylaşırken, içimdeki memleket hasretini de paylaştığımı düşünüyorum. Ve bununla da mutlu oluyorum.
Paylaştıkça büyüyen sevgilerimle…
- Fatma Üstün
- Açıklama
Ben Fatma Üstün Demir. 1946 yılında Arguvan'da doğdum. Fakir bir ailenin beş kız çocuğundan biri de bendim. Babam kızlarla pek ilgilenmediği gibi bir erkek çocuğu olması için evlenmeyi bile düşündüğüne şahit olduğumdan babamın bu tür konuşmaları beni çok rahatsız ederdi. Böyle bir babadan kurtulmamın tek yolunun kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek olduğunun bilinciyle okumayı çok istiyordum. Ancak; babam beni ilkokula bile zorla göndermişken eğitime nasıl devam edebileceğimi henüz ben de bilmiyordum. İlkokulu bitirince yatılı öğretmen okulu sınavına girdim. Benim için en kolay yol belki de buydu. Sınavı kazandığımı öğrendiğim zaman nasıl sevindiğimi anlatamam. Rüyam gerçek olacak, öğretmen olabilecektim. Tek korkum babamın buna izin verip vermeyeceğini bilmememdi. Sonuçlar belli olunca babam önce “olur” dedi. Daha sonra bir arkadaşıyla konuştuğunda arkadaşı bir kız çocuğunun altı yıl nasıl yalnız kalacağı konusunda babama telkinde bulunup beni göndermesinin doğru olmayacağını söylemişti. Bunu duyduğum zaman çok üzülüp babamın fikir değiştireceğinden korktuğum için çok ağladım. Zaten çocukluğum baskı altında çalışmakla geçmişti. Şimdi önümde bir fırsat vardı ve elimden kayıp gitmek üzereydi. Babamla konuşup bana engel olmamasını, okumayı çok istediğimi bir kere daha söyledim.
Ama beni çok zor günler bekliyordu, biliyordum… Şimdi gözlerimin önünden geçer gibi hafızamda tekrarlayıp duran anılarımı paylaşırken, içimdeki memleket hasretini de paylaştığımı düşünüyorum. Ve bununla da mutlu oluyorum.
Paylaştıkça büyüyen sevgilerimle…
- Fatma Üstün
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.