%20
Makbul Vatandaş'ın Peşinde Füsun Üstel
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750502811
Boyut
13.00x19.50
Sayfa Sayısı
372
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
9
Basım Tarihi
2021-03
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Makbul Vatandaş'ın Peşinde2. Meşrutiyet'ten Bugüne Vatandaşlık Eğitimi

Yazar: Füsun Üstel
Yayınevi : İletişim Yayınevi
77,50TL
62,00TL
%20
Satışta değil
9789750502811
366751
Makbul Vatandaş'ın Peşinde
Makbul Vatandaş'ın Peşinde 2. Meşrutiyet'ten Bugüne Vatandaşlık Eğitimi
62.00

Türkiye'de devletin istediği vatandaş tipi nasıldı? Bunun için, okullarda nasıl bir "vatandaşlık terbiyesi" verildi? Füsun Üstel, II. Meşrutiyet'ten günümüze uzanan süreçte bu soruların cevabını arıyor. Vatandaşlığı tanımlamak ve vatandaşları ‘yaratmak', ulus inşasının temel süreçlerinden biri. Vatandaş'ın tanımı da, doğrudan doğruya "Vatan", "Millet", "Devlet" tanımlarına göre belirleniyor. Kitap, Osmanlı vatanperverliğinden Cumhuriyet döneminin farklı evreleri boyunca bu tanımları inceliyor; "Makbul vatandaş" nasıl tarif edildi, bu tarifte dönemlere göre hangi değişiklikler oldu?

Osmanlı'nın son döneminden Cumhuriyet'in kuruluş aşamasına dek ‘reşit' bir özne olarak tasarlanabilen vatandaşın; ulus-devletin ve Tek-Parti rejiminin konsolidasyonu sürecinde "milli yurttaş" olarak kısıtlanması, Türkiye'de yurttaşlık sürecinin temel vasfı olarak ortaya çıkıyor. Katı bir vazife-hak dengesinin denetiminde, bir "devlet eksenli militan yurttaşlık" tipi bu.

Etno-kültürel yönelimli bürokratik milliyetçilik ile sözleşmeci ulus söyleminin geçimsiz birlikteliğinin tayin ettiği bu yurttaş tipi, bugüne dek Türkiye'deki yurttaşlık eğitiminin karakterini belirledi, Üstel'e göre. 1960-80 döneminde yurttaşlık anlayışı "ılımlı" bir sivil-demokratik etki altına girdi. Ancak 1980'lerde, 1940'ların söylemine şiddetli bir geri dönüş yaşandı. Son on yılda vatandaşlık eğitimine sınırlı oranda ‘zerkedilen' insan hakları duyarlılığı, hâkim "milli güvenlik yurttaşlığı" anlayışıyla başetmekte zorlanıyor!

  • Açıklama
    • Türkiye'de devletin istediği vatandaş tipi nasıldı? Bunun için, okullarda nasıl bir "vatandaşlık terbiyesi" verildi? Füsun Üstel, II. Meşrutiyet'ten günümüze uzanan süreçte bu soruların cevabını arıyor. Vatandaşlığı tanımlamak ve vatandaşları ‘yaratmak', ulus inşasının temel süreçlerinden biri. Vatandaş'ın tanımı da, doğrudan doğruya "Vatan", "Millet", "Devlet" tanımlarına göre belirleniyor. Kitap, Osmanlı vatanperverliğinden Cumhuriyet döneminin farklı evreleri boyunca bu tanımları inceliyor; "Makbul vatandaş" nasıl tarif edildi, bu tarifte dönemlere göre hangi değişiklikler oldu?

      Osmanlı'nın son döneminden Cumhuriyet'in kuruluş aşamasına dek ‘reşit' bir özne olarak tasarlanabilen vatandaşın; ulus-devletin ve Tek-Parti rejiminin konsolidasyonu sürecinde "milli yurttaş" olarak kısıtlanması, Türkiye'de yurttaşlık sürecinin temel vasfı olarak ortaya çıkıyor. Katı bir vazife-hak dengesinin denetiminde, bir "devlet eksenli militan yurttaşlık" tipi bu.

      Etno-kültürel yönelimli bürokratik milliyetçilik ile sözleşmeci ulus söyleminin geçimsiz birlikteliğinin tayin ettiği bu yurttaş tipi, bugüne dek Türkiye'deki yurttaşlık eğitiminin karakterini belirledi, Üstel'e göre. 1960-80 döneminde yurttaşlık anlayışı "ılımlı" bir sivil-demokratik etki altına girdi. Ancak 1980'lerde, 1940'ların söylemine şiddetli bir geri dönüş yaşandı. Son on yılda vatandaşlık eğitimine sınırlı oranda ‘zerkedilen' insan hakları duyarlılığı, hâkim "milli güvenlik yurttaşlığı" anlayışıyla başetmekte zorlanıyor!

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat