Makedonya'dan Fransa'ya - Hakim'in Yolculuğu 3
Yüreğinin sesinden gidince daha mı kolay kavuşur insan sevdiğine?
Fabien Toulmé'nin gerçek kişilerden ve yaşanmış olaylardan esin alarak üç ciltlik bir seriye dönüştürdüğü Hakim'in Yolculuğu, sığınacak bir liman bulamadan yitip giden göçmenlere adanmış etkileyici bir grafik roman.
Sanatçının uzun araştırmaları ve bir buçuk yıla yayılan ikili görüşmeleri sonucu şekillenen anlatısı, Suriye'deki savaş nedeniyle sahip olduğu her şeyi geride bırakıp yeni ve daha “yaşanabilir” bir hayat kurma hayaliyle yollara düşen kendi hâlinde bir bahçıvanın mücadelesine tanıklık ediyor. Seri, genç adamın Şam'ın güney banliyösünden başlayarak Lübnan, Ürdün, Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan, Avusturya ve İsviçre üzerinden Fransa'nın Aix-en-Provence şehrinde noktalanan zorlu yolculuğunu odağına alıyor.
Toplumsal yansımaları küresel boyutta hissedilen mülteci krizini farklı açılardan ele alan Toulmé, pek çokları için birer “öteki” olarak nitelenen mültecilerin yaşadıklarını anlamak ve anlatmak için çaba göstermekle kalmıyor; insanlık onuru gibi önemli bir konuya da dikkat çekiyor.
Evimi terk edeli nerdeyse üç yıl oluyor.
Serinin üçüncü cildi, 2015 yılının eylül ayına uzanıyor ve Hakim'in yasadışı yollarla Makedonya'dan Fransa'ya kaçışını sayfalarına taşıyor. Baba ve oğul Atina'ya varmış olsalar da Fransa'ya ulaşabilmeleri için katetmeleri gereken yol uzun ve çetrefillidir. Orta Avrupa'da yükselen yabancı düşmanlığına bağlı olarak Hakim ve oğlu, yolculuk boyunca insanlık dışı muamelelerle karşılaşırlar. Balık istifi araçlara bindirilip mülteci kamplarında zorlu günler geçirirler. Açlık ve dondurucu soğukla sınanıp kimi zaman parklarda kimi zaman sokaklarda sabahlarlar. Sınırları, gecenin zifiri karanlığında yürüyerek geçerler. Çaresizlik ve korku hissi tüm hücrelerini kaplamış olsa da Hakim asla kaderine teslim olmaz. Kalbinde yeşerttiği umut, oğlu Hadi'nin varlığı ve diğer mültecilerle arasındaki koşulsuz dayanışma onu geç de olsa hedefine, ailesine kavuşturacaktır...
Yakın geçmişimizde ve coğrafyamızda yaşanan “iç acıtıcı” olayları en doğru ve tarafsız şekilde aktarabilmek için bir mültecinin tanıklığına başvuran Hakim'in Yolculuğu, göçmenlere yardım eli uzatanlara ve dünyanın daha insani bir yer olmasına katkıda bulunanlara içten bir selam gönderiyor.
Yaşanmış bir hikâyeye dayanmasından ötürü hem bir belgesel hem de merak uyandırıcı bir haber röportaj niteliği taşıyan ve yaşama dair her duyguyu içinde barındıran seri, usta bir çizer ve hikâye anlatıcısı olan Fabien Toulmé'nin güçlü görselleriyle müthiş bir sinematografik anlatım sergiliyor.
Artık beraberiz!
Sonsuza dek!
- Açıklama
Yüreğinin sesinden gidince daha mı kolay kavuşur insan sevdiğine?
Fabien Toulmé'nin gerçek kişilerden ve yaşanmış olaylardan esin alarak üç ciltlik bir seriye dönüştürdüğü Hakim'in Yolculuğu, sığınacak bir liman bulamadan yitip giden göçmenlere adanmış etkileyici bir grafik roman.
Sanatçının uzun araştırmaları ve bir buçuk yıla yayılan ikili görüşmeleri sonucu şekillenen anlatısı, Suriye'deki savaş nedeniyle sahip olduğu her şeyi geride bırakıp yeni ve daha “yaşanabilir” bir hayat kurma hayaliyle yollara düşen kendi hâlinde bir bahçıvanın mücadelesine tanıklık ediyor. Seri, genç adamın Şam'ın güney banliyösünden başlayarak Lübnan, Ürdün, Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan, Avusturya ve İsviçre üzerinden Fransa'nın Aix-en-Provence şehrinde noktalanan zorlu yolculuğunu odağına alıyor.
Toplumsal yansımaları küresel boyutta hissedilen mülteci krizini farklı açılardan ele alan Toulmé, pek çokları için birer “öteki” olarak nitelenen mültecilerin yaşadıklarını anlamak ve anlatmak için çaba göstermekle kalmıyor; insanlık onuru gibi önemli bir konuya da dikkat çekiyor.
Evimi terk edeli nerdeyse üç yıl oluyor.
Serinin üçüncü cildi, 2015 yılının eylül ayına uzanıyor ve Hakim'in yasadışı yollarla Makedonya'dan Fransa'ya kaçışını sayfalarına taşıyor. Baba ve oğul Atina'ya varmış olsalar da Fransa'ya ulaşabilmeleri için katetmeleri gereken yol uzun ve çetrefillidir. Orta Avrupa'da yükselen yabancı düşmanlığına bağlı olarak Hakim ve oğlu, yolculuk boyunca insanlık dışı muamelelerle karşılaşırlar. Balık istifi araçlara bindirilip mülteci kamplarında zorlu günler geçirirler. Açlık ve dondurucu soğukla sınanıp kimi zaman parklarda kimi zaman sokaklarda sabahlarlar. Sınırları, gecenin zifiri karanlığında yürüyerek geçerler. Çaresizlik ve korku hissi tüm hücrelerini kaplamış olsa da Hakim asla kaderine teslim olmaz. Kalbinde yeşerttiği umut, oğlu Hadi'nin varlığı ve diğer mültecilerle arasındaki koşulsuz dayanışma onu geç de olsa hedefine, ailesine kavuşturacaktır...
Yakın geçmişimizde ve coğrafyamızda yaşanan “iç acıtıcı” olayları en doğru ve tarafsız şekilde aktarabilmek için bir mültecinin tanıklığına başvuran Hakim'in Yolculuğu, göçmenlere yardım eli uzatanlara ve dünyanın daha insani bir yer olmasına katkıda bulunanlara içten bir selam gönderiyor.
Yaşanmış bir hikâyeye dayanmasından ötürü hem bir belgesel hem de merak uyandırıcı bir haber röportaj niteliği taşıyan ve yaşama dair her duyguyu içinde barındıran seri, usta bir çizer ve hikâye anlatıcısı olan Fabien Toulmé'nin güçlü görselleriyle müthiş bir sinematografik anlatım sergiliyor.
Artık beraberiz!
Sonsuza dek!
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.