Mavi Kasklı Yusuf
Bir varmış bir yokmuş. Mavi kaskı ve kocaman terlikleri olan maskeli bir kahraman varmış. Adı Yusuf'muş ama ona herkes "Kasklı Çocuk."diye seslenirmiş. Bir çok kişi kaskı şapka olarak taktığını düşünse de, işin aslı; hastalığı yüzünden beyin kanaması geçirmiş olması ve başını darbelere karşı koruması gerektiği içinmiş. Ayağındaki terlik de en az üç numara büyükmüş çünkü iğnecilerin açtığı damar yolu yüzünden ayağına uygun terlikler giyemezmiş. Pek etkisi olmasa da iğnecilere karşı bir silah geliştirmiş, sürekli öpücükler atıp şirinlik yaparak onları kandırmaya çalışsa da nafile, delik deşik olurmuş elleri, kolları, ayakları. Ama o çok güçlüymüş, pamuğu sımsıkı, bastırıp acıyan yerlerini kendi sararmış. Enfeksiyon en büyük düşmanıymış, bu yüzden ağzında maske ve cebinde dezenfektanla dolaşırmış. Yaşıtları atlı karıncaya binerken o hep en büyük çarpışan araba zannettiği ambulanslara binermiş. Aylarca iyileşmek için kullandığı ilaçlar, beraberinde kısıtlamalar da getirirmiş. Ne tatlı ne de tuzlu yiyebilirmiş. Ama o şefatli parçacıklı yoğurdu çok severmiş. Yiyemediği için de çok ağlarmış.Verilen ilaçlar kilo da aldırmış, yüzünde de tüylenmeye sebep olmuş ama zaten süper kahramanlar şekil değiştirir, bu onların en büyük özellikleri değil midir? Bu, böyle aylarca sürmüş. Bazen süper kahramanlar da yorulur ve uzaklaşmak ister ya, Mavi Kasklı Yusuf da çok yorulmuş. En iyisi mekan değiştirmek, diyerek muhteşem kanatlarını semaya açmış ve cennete uçmuş. Kaskını, maskesini ve anılarını annesine miras bırakıp veda etmiş. Çok üzülen annesini görünce ona bir söz vermiş.. "Üzülme anne, cennetin kapısında seni bekleyeceğim!" diye.
- Açıklama
Bir varmış bir yokmuş. Mavi kaskı ve kocaman terlikleri olan maskeli bir kahraman varmış. Adı Yusuf'muş ama ona herkes "Kasklı Çocuk."diye seslenirmiş. Bir çok kişi kaskı şapka olarak taktığını düşünse de, işin aslı; hastalığı yüzünden beyin kanaması geçirmiş olması ve başını darbelere karşı koruması gerektiği içinmiş. Ayağındaki terlik de en az üç numara büyükmüş çünkü iğnecilerin açtığı damar yolu yüzünden ayağına uygun terlikler giyemezmiş. Pek etkisi olmasa da iğnecilere karşı bir silah geliştirmiş, sürekli öpücükler atıp şirinlik yaparak onları kandırmaya çalışsa da nafile, delik deşik olurmuş elleri, kolları, ayakları. Ama o çok güçlüymüş, pamuğu sımsıkı, bastırıp acıyan yerlerini kendi sararmış. Enfeksiyon en büyük düşmanıymış, bu yüzden ağzında maske ve cebinde dezenfektanla dolaşırmış. Yaşıtları atlı karıncaya binerken o hep en büyük çarpışan araba zannettiği ambulanslara binermiş. Aylarca iyileşmek için kullandığı ilaçlar, beraberinde kısıtlamalar da getirirmiş. Ne tatlı ne de tuzlu yiyebilirmiş. Ama o şefatli parçacıklı yoğurdu çok severmiş. Yiyemediği için de çok ağlarmış.Verilen ilaçlar kilo da aldırmış, yüzünde de tüylenmeye sebep olmuş ama zaten süper kahramanlar şekil değiştirir, bu onların en büyük özellikleri değil midir? Bu, böyle aylarca sürmüş. Bazen süper kahramanlar da yorulur ve uzaklaşmak ister ya, Mavi Kasklı Yusuf da çok yorulmuş. En iyisi mekan değiştirmek, diyerek muhteşem kanatlarını semaya açmış ve cennete uçmuş. Kaskını, maskesini ve anılarını annesine miras bırakıp veda etmiş. Çok üzülen annesini görünce ona bir söz vermiş.. "Üzülme anne, cennetin kapısında seni bekleyeceğim!" diye.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.