İçim burkuluyor, özlüyorum. Elimiz henüz iş tutmadı, hep o bize baktı. Allah'tan dileğim, para kazanarak bir gün karşısına çıkmaktır. Bir gün; sen çekil, yoruldun, bırak gurbeti ve uzak yolları, Almanyaları, dağ gibi yanımızda dur demek istiyorum. Bu adamın kaderi hep yürek taşımasıdır, sorumluluğudur. Evlat aşkı, onun boynu bükük muhteşem hüznüdür. Hayatta başkası için yaşayan, iyiliğin kapısı hiç kapanmasın diyenlerdendir. Çok özlüyorum, içimden hep gelip geçiyorsun. Yaralı gönlüne mavi bir ıslık olmak isterdim. Şimdi hüzün bizim kapımızda sonsuz bir kamaşma olmasaydı, ağlamanın ne değeri olabilirdi ki? Çok ağlamak istiyorum baba, sana çok sarılmak istiyorum. Bir çocuğun gözlerindeki gökyüzünü anla baba. Ne kadar yakışıklısın, ne kadar asilsin. Ne kadar anıların üzerine dökülen yapraksın, ne kadar gurbetsin, köylü ya da kentlisin. Sevmeyi, karşılıksız sevdayı, gerektiğinde vedayı senden öğrendim. Bir dervişten ten kokusu, Pir'in nefesindeki hak kelamı, senin gözündeki evlat aşkı, yüreğimdeki yaraların umut gülümseyişidir. Baba, mektupların ne kadar zarif, ne kadar mutlu. Mektuplarından yıldızlar çıkıyor, mektupların bahar kokulu, baba kokulu. Sedeften kelimelerle ne güzel rüya kelamları onlar. Ah şu benim hüzünlü ve kırılgan dünyama sen olmazsan nasıl güneş doğacak, mehtap nasıl düşecek denizlerdeki yakamozların kucağına? Ben matemden nasıl kurtulacağım baba? Söyle kalbimin sızısı, söyle lütfen.
- Açıklama
İçim burkuluyor, özlüyorum. Elimiz henüz iş tutmadı, hep o bize baktı. Allah'tan dileğim, para kazanarak bir gün karşısına çıkmaktır. Bir gün; sen çekil, yoruldun, bırak gurbeti ve uzak yolları, Almanyaları, dağ gibi yanımızda dur demek istiyorum. Bu adamın kaderi hep yürek taşımasıdır, sorumluluğudur. Evlat aşkı, onun boynu bükük muhteşem hüznüdür. Hayatta başkası için yaşayan, iyiliğin kapısı hiç kapanmasın diyenlerdendir. Çok özlüyorum, içimden hep gelip geçiyorsun. Yaralı gönlüne mavi bir ıslık olmak isterdim. Şimdi hüzün bizim kapımızda sonsuz bir kamaşma olmasaydı, ağlamanın ne değeri olabilirdi ki? Çok ağlamak istiyorum baba, sana çok sarılmak istiyorum. Bir çocuğun gözlerindeki gökyüzünü anla baba. Ne kadar yakışıklısın, ne kadar asilsin. Ne kadar anıların üzerine dökülen yapraksın, ne kadar gurbetsin, köylü ya da kentlisin. Sevmeyi, karşılıksız sevdayı, gerektiğinde vedayı senden öğrendim. Bir dervişten ten kokusu, Pir'in nefesindeki hak kelamı, senin gözündeki evlat aşkı, yüreğimdeki yaraların umut gülümseyişidir. Baba, mektupların ne kadar zarif, ne kadar mutlu. Mektuplarından yıldızlar çıkıyor, mektupların bahar kokulu, baba kokulu. Sedeften kelimelerle ne güzel rüya kelamları onlar. Ah şu benim hüzünlü ve kırılgan dünyama sen olmazsan nasıl güneş doğacak, mehtap nasıl düşecek denizlerdeki yakamozların kucağına? Ben matemden nasıl kurtulacağım baba? Söyle kalbimin sızısı, söyle lütfen.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.