İleriye doğru kaçanlar elinde modacı sloganlar, geriye kaçanların elinde dogma kabukları. Slogancı kavrukluğun da dogmatik donmuşluğun da fikri ve samimiyeti yok , sadece kaçış mazeretini süslemeye yarayan nefsani ihtirasları, ifratları ve oyunları var...Kendinden, itidalden,düşünceden, fıtrattan, gayeden, sorumluluktan,şahsiyetlilikten, hürriyetten kaçan nereye varabilir ki? Nedir medeniyetin kalbi? İnsan! "Durmasını bilmeyene hakikat yetişemez" sözü ne ince bir mecaz. İtidal ve basiret duruşu demek istiyor. Hiperaktif kaçış dengesizliğinin konsantrasyon züğürtlüğünü işaretliyor. İnsan düşünce üretemeyince, düşünemez hale getirilince; medeniyetin kalbi teklemeye başlar. Bu kriz o krizdir.Yanlış düşüncenin bile değil, düşünmenin krizidir ve medeniyetler tarihinde bu durumla ilk defa karşılaşmaktadır.
- Açıklama
İleriye doğru kaçanlar elinde modacı sloganlar, geriye kaçanların elinde dogma kabukları. Slogancı kavrukluğun da dogmatik donmuşluğun da fikri ve samimiyeti yok , sadece kaçış mazeretini süslemeye yarayan nefsani ihtirasları, ifratları ve oyunları var...Kendinden, itidalden,düşünceden, fıtrattan, gayeden, sorumluluktan,şahsiyetlilikten, hürriyetten kaçan nereye varabilir ki? Nedir medeniyetin kalbi? İnsan! "Durmasını bilmeyene hakikat yetişemez" sözü ne ince bir mecaz. İtidal ve basiret duruşu demek istiyor. Hiperaktif kaçış dengesizliğinin konsantrasyon züğürtlüğünü işaretliyor. İnsan düşünce üretemeyince, düşünemez hale getirilince; medeniyetin kalbi teklemeye başlar. Bu kriz o krizdir.Yanlış düşüncenin bile değil, düşünmenin krizidir ve medeniyetler tarihinde bu durumla ilk defa karşılaşmaktadır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.