Medreseden Darülfünuna Türkiye'de Yüksek Din Eğitimi
Asırlar boyunca İslam dünyasının örgün eğitim kurumları olan medreselerde gerçekleştirilen yüksek din eğitiminin ülkemizde üniversite bünyesinde yer alması ilk defa, II. Abdülhamit döneminde dördüncü kez açılan Darülfunûn'da Ulûm-ı Âliye-i Diniye Şubesi'ne yer verilmesi ile gerçekleşmiştir. Türkiye'de Tanzimat döneminden itibaren hızla gelişen yeni eğitim çalışmaları, Darülfünûn'un kalıcı biçimde faaliyete geçmesi ile aynı zamanda yeni bir nitelik kazanmıştır. Yüksek eğitim açısından önem taşıyan bu gelişmenin içerisinde din eğitiminin de yer alması, müstakil olarak ele alınması ve incelenmesi gereken bir hadisedir. Çünkü yeni tarz eğitim, medrese merkezli geleneksel eğitimin dışında; hatta ona alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Tanzimat'tan itibaren yaşananlar, medreselerin etkinlik alanında daralmaya neden olmuş, yeni eğitim kurumlarının din eğitimi dışındaki alanlara yönelmesi, medresenin etkinlik alanının din öğretimi ile sınırlı kalması sonucunu doğurmuştur. Yüksek din eğitiminin üniversiteye intikali, bu alanın da medresenin elinden çıkması ihtimalini doğurması üzerine süreç 1914-1924 arasında kesintiye uğramış; ancak nihayetinde sonuç değişmemiştir. Yeni kurulan Cumhuriyet ile medreseler ilga edilmiş ve yüksek din eğitimi üniversiteye dönmüştür. Çalışmada, yüksek din eğitiminin Tanzimat sonrasından itibaren II. Abdülhamit ve II. Meşrutiyet dönemleri ile Cumhuriyet dönemindeki ilk aşaması olan 1924-1933 yılları arasındaki gelişimi, orijinal belge ve kaynaklara dayanılarak ele alınmaktadır.
- Açıklama
Asırlar boyunca İslam dünyasının örgün eğitim kurumları olan medreselerde gerçekleştirilen yüksek din eğitiminin ülkemizde üniversite bünyesinde yer alması ilk defa, II. Abdülhamit döneminde dördüncü kez açılan Darülfunûn'da Ulûm-ı Âliye-i Diniye Şubesi'ne yer verilmesi ile gerçekleşmiştir. Türkiye'de Tanzimat döneminden itibaren hızla gelişen yeni eğitim çalışmaları, Darülfünûn'un kalıcı biçimde faaliyete geçmesi ile aynı zamanda yeni bir nitelik kazanmıştır. Yüksek eğitim açısından önem taşıyan bu gelişmenin içerisinde din eğitiminin de yer alması, müstakil olarak ele alınması ve incelenmesi gereken bir hadisedir. Çünkü yeni tarz eğitim, medrese merkezli geleneksel eğitimin dışında; hatta ona alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Tanzimat'tan itibaren yaşananlar, medreselerin etkinlik alanında daralmaya neden olmuş, yeni eğitim kurumlarının din eğitimi dışındaki alanlara yönelmesi, medresenin etkinlik alanının din öğretimi ile sınırlı kalması sonucunu doğurmuştur. Yüksek din eğitiminin üniversiteye intikali, bu alanın da medresenin elinden çıkması ihtimalini doğurması üzerine süreç 1914-1924 arasında kesintiye uğramış; ancak nihayetinde sonuç değişmemiştir. Yeni kurulan Cumhuriyet ile medreseler ilga edilmiş ve yüksek din eğitimi üniversiteye dönmüştür. Çalışmada, yüksek din eğitiminin Tanzimat sonrasından itibaren II. Abdülhamit ve II. Meşrutiyet dönemleri ile Cumhuriyet dönemindeki ilk aşaması olan 1924-1933 yılları arasındaki gelişimi, orijinal belge ve kaynaklara dayanılarak ele alınmaktadır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.