Medya ve İletişime Diyalektik Bakış
İletişim, yaşanan toplumsal olayların ve değişimlerin aynasıdır. Gündelik hayat, tüm boyutlarıyla medyaya yansıyor. Sağlığınızdan tutun da ne yiyip içeceğinize kadar, yaşamın her anı medyanın merceği altında göz alıcı oluyor. “Gündelik hayat” kavramını medya boyutuyla irdelemek de kaçınılmaz olarak akademinin görevleri arasına giriyor. Öte taraftan yoğunluk içerisinde yaşanan olaylar ve büyük değişimler de medya süzgeciyle karşımıza çıkıyor. Bu süzgece takılanlar arasında hiç kuşkusuz ateş topu Ortadoğu ve onun en hareketli noktası Suriye de yer alıyor. Uluslararası boyutuyla Suriye krizi ve göçmenlere bakarken Türk basınının Suriyeli sığınmacılara yaklaşımına da göz atacağız.
Hayatın bir boyutu da spordur. Bir iletişim etkinliği olarak “sponsorluk” da spor üzerinde esen rüzgârlarda belirleyici bir güç olmuştur. Sporun kaynak gereksinimi kuruluşlara, şirketlere bu alanda kendini gösterme olanağı bulmaya çalışmıştır. Bu da doğal olarak sporun tüm yapısını etkilemiş ve en önemlisi de futbol takımlarının adlarının kenarına şirketlerin, kuruluşların adı iliştirilmeye çalışılmıştır. Ve giderek yaygınlaşan bu durum, artık spor kulüplerinin bu kuruluşların isimleriyle anılmasına yol açmıştır. İletişim, medya boyutuyla bu konuyla ilgili olarak da sözümüz var diyerek, konu başlıkları arasına “spor sponsorluğu”nu da ekledik.
Kitabımıza yansıyanlarla ilgili buraya kadar aktardıklarım göstermektedir ki, çok yönlü ve kapsamlı bir çalışma hazırlamaya çalıştık. Bu kapsam içerisine “Medya ve Kadın” başlığını da ekledik. Manşetlerde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün yansımasına da baktık. Derken yaşamımızın artık önemli bir kısmını kapsayan “sosyal medya” ya da “tüketim kültürü” başlığı altında irdelemeye çalıştık. ‘Sosyal medyanın tüketim kültürüne etkisi nedir' sorusuna yanıt vermeye çalıştık.
İletişimin 7. Sanat boyutuna da yer açtık. Bu başlık altında “Sinema ve Mahremiyet İlişkisi”ni sorgulamaya çalıştık. ‘Mahremiyetin ifşası ya da ifşa edilen mahremiyet' dedik. Bu geniş konu başlıkları arasında biraz daha çetrefilli bir konuyu gündeme taşıdık. “Madun” kavramını, Gayatrı Chakravorty Spivak merceğiyle yorumlamaya çalıştık.
Görüldüğü üzere bir labirent gibi iletişim ve medya dünyasının her ara sokağına, çıkmazına ve ana caddesine yönelmeye çalıştık. Biraz beyin fırtınası yaptık. Umarım bu fırtınanın heyecanını ve merakını sizlere de aktarabiliriz. Genç çalışma arkadaşlarımızla yeni bir çalışmanın altına imza attık.
Yeni gelenin gençlere yol açması, cesaret vermesi ve adım atmak için umutlandırması dileğiyle…
- Açıklama
İletişim, yaşanan toplumsal olayların ve değişimlerin aynasıdır. Gündelik hayat, tüm boyutlarıyla medyaya yansıyor. Sağlığınızdan tutun da ne yiyip içeceğinize kadar, yaşamın her anı medyanın merceği altında göz alıcı oluyor. “Gündelik hayat” kavramını medya boyutuyla irdelemek de kaçınılmaz olarak akademinin görevleri arasına giriyor. Öte taraftan yoğunluk içerisinde yaşanan olaylar ve büyük değişimler de medya süzgeciyle karşımıza çıkıyor. Bu süzgece takılanlar arasında hiç kuşkusuz ateş topu Ortadoğu ve onun en hareketli noktası Suriye de yer alıyor. Uluslararası boyutuyla Suriye krizi ve göçmenlere bakarken Türk basınının Suriyeli sığınmacılara yaklaşımına da göz atacağız.
Hayatın bir boyutu da spordur. Bir iletişim etkinliği olarak “sponsorluk” da spor üzerinde esen rüzgârlarda belirleyici bir güç olmuştur. Sporun kaynak gereksinimi kuruluşlara, şirketlere bu alanda kendini gösterme olanağı bulmaya çalışmıştır. Bu da doğal olarak sporun tüm yapısını etkilemiş ve en önemlisi de futbol takımlarının adlarının kenarına şirketlerin, kuruluşların adı iliştirilmeye çalışılmıştır. Ve giderek yaygınlaşan bu durum, artık spor kulüplerinin bu kuruluşların isimleriyle anılmasına yol açmıştır. İletişim, medya boyutuyla bu konuyla ilgili olarak da sözümüz var diyerek, konu başlıkları arasına “spor sponsorluğu”nu da ekledik.
Kitabımıza yansıyanlarla ilgili buraya kadar aktardıklarım göstermektedir ki, çok yönlü ve kapsamlı bir çalışma hazırlamaya çalıştık. Bu kapsam içerisine “Medya ve Kadın” başlığını da ekledik. Manşetlerde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün yansımasına da baktık. Derken yaşamımızın artık önemli bir kısmını kapsayan “sosyal medya” ya da “tüketim kültürü” başlığı altında irdelemeye çalıştık. ‘Sosyal medyanın tüketim kültürüne etkisi nedir' sorusuna yanıt vermeye çalıştık.
İletişimin 7. Sanat boyutuna da yer açtık. Bu başlık altında “Sinema ve Mahremiyet İlişkisi”ni sorgulamaya çalıştık. ‘Mahremiyetin ifşası ya da ifşa edilen mahremiyet' dedik. Bu geniş konu başlıkları arasında biraz daha çetrefilli bir konuyu gündeme taşıdık. “Madun” kavramını, Gayatrı Chakravorty Spivak merceğiyle yorumlamaya çalıştık.
Görüldüğü üzere bir labirent gibi iletişim ve medya dünyasının her ara sokağına, çıkmazına ve ana caddesine yönelmeye çalıştık. Biraz beyin fırtınası yaptık. Umarım bu fırtınanın heyecanını ve merakını sizlere de aktarabiliriz. Genç çalışma arkadaşlarımızla yeni bir çalışmanın altına imza attık.
Yeni gelenin gençlere yol açması, cesaret vermesi ve adım atmak için umutlandırması dileğiyle…
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.