%20
Mendile,Simite,Boyaya,Çöpe... Betül Altıntaş
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750501265
Boyut
13.50x20.00
Sayfa Sayısı
256
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
4
Basım Tarihi
2021-08
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Mendile, Simite, Boyaya, Çöpe...Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar

62,50TL
50,00TL
%20
Satışta değil
9789750501265
547274
Mendile, Simite, Boyaya, Çöpe...
Mendile, Simite, Boyaya, Çöpe... Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar
50.00

Sokaklarda çalışan çocuklar, son on yılda Türkiye'de kent hayatında gittikçe daha fazla görünür oldu. Güneydoğu'dan zorunlu kitlesel göçün bunda büyük etkisi var. Yerlerinden, varlıklarından koparılan, yeteneklerinin "işe yaramadığı" kentlerde tutunmaya çalışan yoksul ailelerin geçim yükünü çocuklar üstleniyor. Sokakta çalışmaya gidiyorlar. En ağır, en "pis" işlere giriyor, olmayan "iş"ler icat ediyorlar.

"Zannediyorlar biz hırsızlık yapıyoruz..."

"İnsanlar bizi anlamıyor. Bazıları bizi dilenci sanıyor. Bizi küçük görüyorlar, küfrediyorlar, bir şey diyemiyoruz, çekip gidiyoruz."

Bu sözlerin sahipleri, 11 yaşındaki "Ayşe" ile 14 yaşındaki "Adnan". Ayşe ile Adnan hırsızlık yapmıyorlar, dilenmiyorlar. Ayşe Ankara sokaklarında yara bandı satıyor, Adnan ayakkabı boyuyor. Böylece ailelerinin geçimine katkıda bulunuyorlar. Hatta "Ayşe"lerin, "Adnan"ların getirdiği paralar birçok durumda ailenin ana gelir kalemini oluşturuyor.

Betül Altuntaş, Ankara sokaklarında çalışan çocukların yaşam dünyasına eğiliyor. Onların, ailelerinden tamamen kopmuş olan "sokakta yaşayan çocuklar"dan farkına dikkat çekiyor. "Sokak çocukları" genellemesinin gözden kaçırdığı önemli ayrımlar, bunlar... Yazar, kâğıt mendil, çiçek, yara bandı satan, simitçilik yapan, ayakkabı boyayan, çöp toplayan dört grubun dinamiklerini, iç ilişkilerini, aile bağlarını, koşullarını da ayrı ayrı ele alıyor. Böylece, bu küçük "sokak emekçilerine" yekpâre bir kalabalık, bir "güruh" olarak bakıldığında farkedilmeyen özellikleri, ayrımları saptıyor. Kitapta sokakta çalışan çocukların bütün dünyadaki durumuna, konuya ilişkin yaklaşım biçimlerine, Türkiye'deki yasal ve kurumsal düzenlemelere ilişkin değerlendirmeler de yer alıyor.

  • Açıklama
    • Sokaklarda çalışan çocuklar, son on yılda Türkiye'de kent hayatında gittikçe daha fazla görünür oldu. Güneydoğu'dan zorunlu kitlesel göçün bunda büyük etkisi var. Yerlerinden, varlıklarından koparılan, yeteneklerinin "işe yaramadığı" kentlerde tutunmaya çalışan yoksul ailelerin geçim yükünü çocuklar üstleniyor. Sokakta çalışmaya gidiyorlar. En ağır, en "pis" işlere giriyor, olmayan "iş"ler icat ediyorlar.

      "Zannediyorlar biz hırsızlık yapıyoruz..."

      "İnsanlar bizi anlamıyor. Bazıları bizi dilenci sanıyor. Bizi küçük görüyorlar, küfrediyorlar, bir şey diyemiyoruz, çekip gidiyoruz."

      Bu sözlerin sahipleri, 11 yaşındaki "Ayşe" ile 14 yaşındaki "Adnan". Ayşe ile Adnan hırsızlık yapmıyorlar, dilenmiyorlar. Ayşe Ankara sokaklarında yara bandı satıyor, Adnan ayakkabı boyuyor. Böylece ailelerinin geçimine katkıda bulunuyorlar. Hatta "Ayşe"lerin, "Adnan"ların getirdiği paralar birçok durumda ailenin ana gelir kalemini oluşturuyor.

      Betül Altuntaş, Ankara sokaklarında çalışan çocukların yaşam dünyasına eğiliyor. Onların, ailelerinden tamamen kopmuş olan "sokakta yaşayan çocuklar"dan farkına dikkat çekiyor. "Sokak çocukları" genellemesinin gözden kaçırdığı önemli ayrımlar, bunlar... Yazar, kâğıt mendil, çiçek, yara bandı satan, simitçilik yapan, ayakkabı boyayan, çöp toplayan dört grubun dinamiklerini, iç ilişkilerini, aile bağlarını, koşullarını da ayrı ayrı ele alıyor. Böylece, bu küçük "sokak emekçilerine" yekpâre bir kalabalık, bir "güruh" olarak bakıldığında farkedilmeyen özellikleri, ayrımları saptıyor. Kitapta sokakta çalışan çocukların bütün dünyadaki durumuna, konuya ilişkin yaklaşım biçimlerine, Türkiye'deki yasal ve kurumsal düzenlemelere ilişkin değerlendirmeler de yer alıyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat