Mezopotamya'dan Avrupa'yaMezopotamya'dan Avrupa'ya Büyük Uygarlıkların DoğuşuDinler Tarihi Arkeolojisi
Bu kitap; dünyanın en eski uygarlıklarının kökleri üzerinde yükselen; Yunan, Roma ve Avrupa Uygarlığı'nı mucize olarak gösterenlere karşı, asıl mucizenin Mezopotamya'da Sümer, Mısır'da Eski Mısır, Anadolu'da ise Hitit Uygarlığı olduğunu açık delillerle sunmaktadır. Yazar, uygarlıklar tarihini incelerken, Dinler Tarihi Arkeolojisi gibi yeni bir kavramı da literatüre kazandırmıştır. Yazara göre; binlerce yıl gizlenen ve anlatılmayan Dinler Uygarlığı'nın günümüzdeki algılaması "Antik Dönem Sanat Tarihi" olmuştur. Oysaki çağlar boyu bizlere miras kalan birçok kültürde "Dinlerin Damgası" vardır. Ortadoğu dinlerinin, Anadolu üzerinden Yunanistan'a, oradan Roma ve Avrupa'ya akıp yerleşme döneminde, sessizce eski dinleri, kültürel köklerinden silkeleyerek yıktığını, Yunan, Roma ve Avrupalıların bütün karşı koyma çabalarına rağmen, bu toplumlara inançlarını terk ettirdiklerini görüyoruz. Değişik isimlerle, değişik tarihlerde Ortadoğu'dan ve Mısır'dan doğup çıkan dinlere, yönetimlerin ve Avrupa'nın yerel dinadamlarının bir türlü engel olamadıkları tarihsel bir gerçektir. Çalışmada, Ortadoğu Dinleri'nin, antik dönemdeki şekliyle, günümüz insanı tarafından bütün geleneksel değerleriyle birlikte yaşatıldığını heyecanla okuyacaksınız. Sonuçta kitap, "dinlerle" "uygarlığı" bütünleştirmiş, özellikle dinleri, doğuş ve gelişim kaynağı olan yerlerinden, köklerinden ve tarihinden koparıp atan, dini tarihten soyutlayan Yunan, Roma ve Avrupalılara karşı, tam tersine, dinlerle tarihi bütünleştirilmiş, yanlış bilinen dini kavramları tarih içinde yerli yerine oturtarak, din ve tarihle ilgili "yeni" bir tartışmanın da fitilini ateşlemiştir. Kitap bu şekliyle, asırlar boyu yanlış bilinen, köklü dinsel tabuların, binlerce yıl sürdürülen toplumsal ve tarihsel yanlışlıkların gözden geçirileceğinin de habercisidir.
- Açıklama
Bu kitap; dünyanın en eski uygarlıklarının kökleri üzerinde yükselen; Yunan, Roma ve Avrupa Uygarlığı'nı mucize olarak gösterenlere karşı, asıl mucizenin Mezopotamya'da Sümer, Mısır'da Eski Mısır, Anadolu'da ise Hitit Uygarlığı olduğunu açık delillerle sunmaktadır. Yazar, uygarlıklar tarihini incelerken, Dinler Tarihi Arkeolojisi gibi yeni bir kavramı da literatüre kazandırmıştır. Yazara göre; binlerce yıl gizlenen ve anlatılmayan Dinler Uygarlığı'nın günümüzdeki algılaması "Antik Dönem Sanat Tarihi" olmuştur. Oysaki çağlar boyu bizlere miras kalan birçok kültürde "Dinlerin Damgası" vardır. Ortadoğu dinlerinin, Anadolu üzerinden Yunanistan'a, oradan Roma ve Avrupa'ya akıp yerleşme döneminde, sessizce eski dinleri, kültürel köklerinden silkeleyerek yıktığını, Yunan, Roma ve Avrupalıların bütün karşı koyma çabalarına rağmen, bu toplumlara inançlarını terk ettirdiklerini görüyoruz. Değişik isimlerle, değişik tarihlerde Ortadoğu'dan ve Mısır'dan doğup çıkan dinlere, yönetimlerin ve Avrupa'nın yerel dinadamlarının bir türlü engel olamadıkları tarihsel bir gerçektir. Çalışmada, Ortadoğu Dinleri'nin, antik dönemdeki şekliyle, günümüz insanı tarafından bütün geleneksel değerleriyle birlikte yaşatıldığını heyecanla okuyacaksınız. Sonuçta kitap, "dinlerle" "uygarlığı" bütünleştirmiş, özellikle dinleri, doğuş ve gelişim kaynağı olan yerlerinden, köklerinden ve tarihinden koparıp atan, dini tarihten soyutlayan Yunan, Roma ve Avrupalılara karşı, tam tersine, dinlerle tarihi bütünleştirilmiş, yanlış bilinen dini kavramları tarih içinde yerli yerine oturtarak, din ve tarihle ilgili "yeni" bir tartışmanın da fitilini ateşlemiştir. Kitap bu şekliyle, asırlar boyu yanlış bilinen, köklü dinsel tabuların, binlerce yıl sürdürülen toplumsal ve tarihsel yanlışlıkların gözden geçirileceğinin de habercisidir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.