Mihraptaki Akrep
Modern Özbek edebiyatının kurucusu olarak kabul edilen yazar Abdullah Kadirî'nin Mihraptaki Akrep adlı romanı destansı bir anlatıma sahip. Çevirmenlerin özen gösterdiği bu anlatı özelliğine yayıncı olarak biz de özen gösterdik. Bunu yaparken amacımız; okuyucularımızın o destansı anlatımın tadıyla kitabı okurken rahatça doğu-batı roman anlayışını karşılaştırma olanağı bulmalarıydı.
İnanıyoruz ki, inanılmaz bir aşk öyküsüyle örülmüş ve Hokant Hanlığı'nın tarihini içeren bu romanı sonsuzlama bir edebi keyifle okuyacak ve iyi edebiyatın tadını alacaksınız.
“Gökyüzünde yıldızlar parlamaya başladı. Ay da biraz parlayıp hayata yeni adım atmış, bu iki gencin şimdiki hallerine gülümsüyor gibi görünüyordu. Az öncekinden biraz daha güçlenmiş olan rüzgâr, gülü güle kavuşturup sanki bu iki gence “Siz de işte bu güller gibi kavuşun.” diyor gibiydi.”
“Güçlü bir rüzgâr koparak bahçedeki her şeyi dört bir yana savurmaya başladı. Sokaktaki toz toprak göğe yükselip ay ile yıldızların ışığını daha bulanık bir hale getirdi. Akasyaların hışırtıları, gece böceklerinin nağmeleri güçlü rüzgârın sesiyle kesildi.”
“Gelecek sözünü herkes farklı farklı anlar. Enver, kendi geleceğini sadece aşk vasıtasıyla görürdü. Anne ve babanın ocağını tüttürmek için öncelikle kendine bir hayat mumu bulmalıydı. Mumsuz yaşayarak anne ve babasının ocağını tüttürmeyi asla hayal etmezdi. Yani gelecek, Enver'in özel hayatında yalnızca aşktı.”
- Açıklama
Modern Özbek edebiyatının kurucusu olarak kabul edilen yazar Abdullah Kadirî'nin Mihraptaki Akrep adlı romanı destansı bir anlatıma sahip. Çevirmenlerin özen gösterdiği bu anlatı özelliğine yayıncı olarak biz de özen gösterdik. Bunu yaparken amacımız; okuyucularımızın o destansı anlatımın tadıyla kitabı okurken rahatça doğu-batı roman anlayışını karşılaştırma olanağı bulmalarıydı.
İnanıyoruz ki, inanılmaz bir aşk öyküsüyle örülmüş ve Hokant Hanlığı'nın tarihini içeren bu romanı sonsuzlama bir edebi keyifle okuyacak ve iyi edebiyatın tadını alacaksınız.
“Gökyüzünde yıldızlar parlamaya başladı. Ay da biraz parlayıp hayata yeni adım atmış, bu iki gencin şimdiki hallerine gülümsüyor gibi görünüyordu. Az öncekinden biraz daha güçlenmiş olan rüzgâr, gülü güle kavuşturup sanki bu iki gence “Siz de işte bu güller gibi kavuşun.” diyor gibiydi.”
“Güçlü bir rüzgâr koparak bahçedeki her şeyi dört bir yana savurmaya başladı. Sokaktaki toz toprak göğe yükselip ay ile yıldızların ışığını daha bulanık bir hale getirdi. Akasyaların hışırtıları, gece böceklerinin nağmeleri güçlü rüzgârın sesiyle kesildi.”
“Gelecek sözünü herkes farklı farklı anlar. Enver, kendi geleceğini sadece aşk vasıtasıyla görürdü. Anne ve babanın ocağını tüttürmek için öncelikle kendine bir hayat mumu bulmalıydı. Mumsuz yaşayarak anne ve babasının ocağını tüttürmeyi asla hayal etmezdi. Yani gelecek, Enver'in özel hayatında yalnızca aşktı.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.