Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786054823215
Boyut
17.00x25.00
Sayfa Sayısı
426
Basım Yeri
Ankara
Baskı
2
Basım Tarihi
2014-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 24. Maddesi Çerçevesinde Sözleşmeye Uygulanacak HukukMilletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun ' un 24. Maddesi Çerçevesinde
Yazar:
Berk Demirkol
Yayınevi : Vedat Kitapçılık
160,00TL
152,00TL
%5
Satışta değil
9786054823215
547805
https://www.kitapburada.com/kitap/milletlerarasi-ozel-hukuk-ve-usul-hukuku-hakkinda-kanunun-24-maddesi-cercevesinde-sozlesmeye-uygulanacak-hukuk
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 24. Maddesi Çerçevesinde Sözleşmeye Uygulanacak Hukuk Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun ' un 24. Maddesi Çerçevesinde
152.00
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) 27 Kasım 2007 tarihinde kabul edilmiş, 4 Aralık 2007 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak, MÖHUK m. 65 uyarınca, aynı gün yürürlüğe girmiştir. MÖHUK m. 64 / f. 1 uyarınca, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (eski MÖHUK) yürürlükten kaldırılmıştır.
Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulurken, gerekçesi de hazırlanmıştır. Çalışmamız sırasında yararlanacağımız hükümlerin, Tasarı metni kanunlaşırken değiştirilmeden kabul edilmesi, kanunun ve hükümlerinin yorumlanmasında bu gerekçeden yararlanılmasını mümkün kılmaktadır.
Gerekçede eski MÖHUKun bazı ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kaldığı belirtilmiştir[1]. Ayrıca Türkiyenin Avrupa Birliğine (AB) üye olma yolunda ilerlediği vurgulanarak AB mevzuatındaki milletlerarası özel hukukla ilgili metinlere atıf yapılmıştır. Bu kapsamda 80/934/CEE sayılı Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerine Uygulanan Hukuk Hakkında Konvansiyon (Roma Konvansiyonu)[2] ile Konvansiyonun bir tüzük haline getirilme çalışmaları[3] yürütüldüğünden bahsedilmiştir[4]. Nitekim Türkiyenin ABye tam üye olması hâlinde, Avrupa Birliği tarafından milletlerarası özel hukuk alanında hazırlanan tüzükler, Türkiye açısından bağlayıcı olacaktır[5].
İşte bu gerekçelerle hazırlanan yeni kanundaki değişikliklerin ve yeni düzenlemelerin merkezinde sözleşmelere uygulanacak hukuk ile ilgili hükümler bulunmaktadır. Zira yenilenen kanunla ilgili çalışmalar aslında ilk aşamada sadece eski MÖHUK m. 24ün (sözleşmeye uygulanacak hukukla ilgili kanunlar ihtilafı kuralı) değiştirilmesini öngörmekteydi[6]. Sözleşmeye uygulanacak hukukla ilgili düzenlemenin kanunun âdeta lokomotifini oluşturduğu gerekçede de belirtilmiştir[7]. TEKİNALP de özellikle eski MÖHUKtaki sözleşmelere ve haksız fiillere ilişkin kanunlar ihtilafı kurallarının gelişen ticarî, hukukî ve sosyal ihtiyaçlara cevap veremez hâle geldiğini belirtmiştir[8]. Ayrıca konuyla ilgili düzenlemenin önemi, kanunun madde başlıklarının incelenmesinden de anlaşılabilir. Eski MÖHUKun bir maddelik düzenlemesine karşın, yeni MÖHUKta taşınmazlara ilişkin sözleşmeler (m. 25), tüketici sözleşmeleri (m. 26), iş sözleşmeleri (m. 27), fikrî mülkiyet haklarına ilişkin sözleşmeler (m. 28), eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler (m. 29) ile ilgili bağlanma kuralları özel olarak düzenlenmiş, yine sözleşmelerle ilgili olan temsil yetkisine uygulanacak hukuk (m. 30), sözleşmeden doğan ilişkiye uygulanabilecek üçüncü bir ülkenin doğrudan uygulanan kuralları (m. 31), sözleşmesel ilişkinin varlığı ve maddî geçerliliğinin hangi hukuka göre saptanacağı (m. 32) ile ifanın gerçekleştirilme biçimi ve malların korunmasına ilişkin tedbirlere (m. 33) ilişkin hükümler öngörülmüştür. Bu yeni maddelerin haricinde, sözleşmeye uygulanacak hukuku düzenleyen genel hüküm (MÖHUK m. 24) de önemli bir değişikliğe uğramıştır[1].
Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulurken, gerekçesi de hazırlanmıştır. Çalışmamız sırasında yararlanacağımız hükümlerin, Tasarı metni kanunlaşırken değiştirilmeden kabul edilmesi, kanunun ve hükümlerinin yorumlanmasında bu gerekçeden yararlanılmasını mümkün kılmaktadır.
Gerekçede eski MÖHUKun bazı ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kaldığı belirtilmiştir[1]. Ayrıca Türkiyenin Avrupa Birliğine (AB) üye olma yolunda ilerlediği vurgulanarak AB mevzuatındaki milletlerarası özel hukukla ilgili metinlere atıf yapılmıştır. Bu kapsamda 80/934/CEE sayılı Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerine Uygulanan Hukuk Hakkında Konvansiyon (Roma Konvansiyonu)[2] ile Konvansiyonun bir tüzük haline getirilme çalışmaları[3] yürütüldüğünden bahsedilmiştir[4]. Nitekim Türkiyenin ABye tam üye olması hâlinde, Avrupa Birliği tarafından milletlerarası özel hukuk alanında hazırlanan tüzükler, Türkiye açısından bağlayıcı olacaktır[5].
İşte bu gerekçelerle hazırlanan yeni kanundaki değişikliklerin ve yeni düzenlemelerin merkezinde sözleşmelere uygulanacak hukuk ile ilgili hükümler bulunmaktadır. Zira yenilenen kanunla ilgili çalışmalar aslında ilk aşamada sadece eski MÖHUK m. 24ün (sözleşmeye uygulanacak hukukla ilgili kanunlar ihtilafı kuralı) değiştirilmesini öngörmekteydi[6]. Sözleşmeye uygulanacak hukukla ilgili düzenlemenin kanunun âdeta lokomotifini oluşturduğu gerekçede de belirtilmiştir[7]. TEKİNALP de özellikle eski MÖHUKtaki sözleşmelere ve haksız fiillere ilişkin kanunlar ihtilafı kurallarının gelişen ticarî, hukukî ve sosyal ihtiyaçlara cevap veremez hâle geldiğini belirtmiştir[8]. Ayrıca konuyla ilgili düzenlemenin önemi, kanunun madde başlıklarının incelenmesinden de anlaşılabilir. Eski MÖHUKun bir maddelik düzenlemesine karşın, yeni MÖHUKta taşınmazlara ilişkin sözleşmeler (m. 25), tüketici sözleşmeleri (m. 26), iş sözleşmeleri (m. 27), fikrî mülkiyet haklarına ilişkin sözleşmeler (m. 28), eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler (m. 29) ile ilgili bağlanma kuralları özel olarak düzenlenmiş, yine sözleşmelerle ilgili olan temsil yetkisine uygulanacak hukuk (m. 30), sözleşmeden doğan ilişkiye uygulanabilecek üçüncü bir ülkenin doğrudan uygulanan kuralları (m. 31), sözleşmesel ilişkinin varlığı ve maddî geçerliliğinin hangi hukuka göre saptanacağı (m. 32) ile ifanın gerçekleştirilme biçimi ve malların korunmasına ilişkin tedbirlere (m. 33) ilişkin hükümler öngörülmüştür. Bu yeni maddelerin haricinde, sözleşmeye uygulanacak hukuku düzenleyen genel hüküm (MÖHUK m. 24) de önemli bir değişikliğe uğramıştır[1].
- Açıklama
- 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) 27 Kasım 2007 tarihinde kabul edilmiş, 4 Aralık 2007 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak, MÖHUK m. 65 uyarınca, aynı gün yürürlüğe girmiştir. MÖHUK m. 64 / f. 1 uyarınca, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (eski MÖHUK) yürürlükten kaldırılmıştır.
Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulurken, gerekçesi de hazırlanmıştır. Çalışmamız sırasında yararlanacağımız hükümlerin, Tasarı metni kanunlaşırken değiştirilmeden kabul edilmesi, kanunun ve hükümlerinin yorumlanmasında bu gerekçeden yararlanılmasını mümkün kılmaktadır.
Gerekçede eski MÖHUKun bazı ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kaldığı belirtilmiştir[1]. Ayrıca Türkiyenin Avrupa Birliğine (AB) üye olma yolunda ilerlediği vurgulanarak AB mevzuatındaki milletlerarası özel hukukla ilgili metinlere atıf yapılmıştır. Bu kapsamda 80/934/CEE sayılı Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerine Uygulanan Hukuk Hakkında Konvansiyon (Roma Konvansiyonu)[2] ile Konvansiyonun bir tüzük haline getirilme çalışmaları[3] yürütüldüğünden bahsedilmiştir[4]. Nitekim Türkiyenin ABye tam üye olması hâlinde, Avrupa Birliği tarafından milletlerarası özel hukuk alanında hazırlanan tüzükler, Türkiye açısından bağlayıcı olacaktır[5].
İşte bu gerekçelerle hazırlanan yeni kanundaki değişikliklerin ve yeni düzenlemelerin merkezinde sözleşmelere uygulanacak hukuk ile ilgili hükümler bulunmaktadır. Zira yenilenen kanunla ilgili çalışmalar aslında ilk aşamada sadece eski MÖHUK m. 24ün (sözleşmeye uygulanacak hukukla ilgili kanunlar ihtilafı kuralı) değiştirilmesini öngörmekteydi[6]. Sözleşmeye uygulanacak hukukla ilgili düzenlemenin kanunun âdeta lokomotifini oluşturduğu gerekçede de belirtilmiştir[7]. TEKİNALP de özellikle eski MÖHUKtaki sözleşmelere ve haksız fiillere ilişkin kanunlar ihtilafı kurallarının gelişen ticarî, hukukî ve sosyal ihtiyaçlara cevap veremez hâle geldiğini belirtmiştir[8]. Ayrıca konuyla ilgili düzenlemenin önemi, kanunun madde başlıklarının incelenmesinden de anlaşılabilir. Eski MÖHUKun bir maddelik düzenlemesine karşın, yeni MÖHUKta taşınmazlara ilişkin sözleşmeler (m. 25), tüketici sözleşmeleri (m. 26), iş sözleşmeleri (m. 27), fikrî mülkiyet haklarına ilişkin sözleşmeler (m. 28), eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler (m. 29) ile ilgili bağlanma kuralları özel olarak düzenlenmiş, yine sözleşmelerle ilgili olan temsil yetkisine uygulanacak hukuk (m. 30), sözleşmeden doğan ilişkiye uygulanabilecek üçüncü bir ülkenin doğrudan uygulanan kuralları (m. 31), sözleşmesel ilişkinin varlığı ve maddî geçerliliğinin hangi hukuka göre saptanacağı (m. 32) ile ifanın gerçekleştirilme biçimi ve malların korunmasına ilişkin tedbirlere (m. 33) ilişkin hükümler öngörülmüştür. Bu yeni maddelerin haricinde, sözleşmeye uygulanacak hukuku düzenleyen genel hüküm (MÖHUK m. 24) de önemli bir değişikliğe uğramıştır[1].
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.