Modern Zamanlarda Osmanlı'yı Aramak
Post-modern çağın teknolojik imkanlarını sonuna kadar kullanan “Yeni Dünya Düzeni” simsarı ABD ve müttefiki Batılı Devletler, asırlar boyunca cihanşümul bir düzen kurmaya muvaffak olan Osmanlıların seviyesine kolay kolay ulaşamayacaklarının sinyalini, Balkanlar ve Ortadoğu ekseninde; SSCB'nin çöküşü, 11 Eylül ve Irak'ın işgali ile birlikte cereyan eden hadiselerle çoktan verdiler. Buralarda patlak veren dramlar, krizler ve savaşlar sebebiyle sık sık Osmanlı dönemine atıfta bulunma ve yad etme ihtiyacı hasıl olmakta. Tezahür eden olaylar en çok da Türkiye'yi alakadar etmekte ve tek varisi olarak Osmanlı çapında politikalar geliştirmeye ve “tarihi misyonunu” eda etmeye zorlamakta.
Kitabımızda “Balkan (Kosova) ve Ortadoğu Meselesi”nin sonra üzerinde durduğumuz diğer iki ana mesele ise “imparatorluğun en uzun yüzyılı”nda zuhur eden “Kürt ve Ermeni Meseleleri”dir. Cumhuriyet döneminde çok daha tehlikeli boyutlarda seyreden söz konusu meseleler günümüzde Türkiye'yi içerde ve dışarıda tehdit; varlık ve geleceğini de tayin eden en hayati problemler olarak köklü çözüm beklemekte. Büyük devlet payesine namzet Türkiye, milletlerarası alanda caydırıcı bir güç icra ederek layık olduğu mevkiye yükselebilmesi için, evvela bu meselelerin üstesinden gelmeye mecburdur ve bu manada istemese de Osmanlı'nın tecrübelerine mahkumdur.
Dünya barış ve istikrarını temin etmesi ve insanlığın aradığı huzur ve refahı sağlaması açısından Osmanlı, halen “yegane alternatif ve şans” olarak günümüz toplum ve devletlerine “hayat vaat etmektedir”. Haliyle bu çalışmanın en başta gelen hedeflerinden biri de, post-modern dünyada Osmanlı'nın yerini tayin etmek, arkasında bıraktığı coğrafyalarda yaşayan milletlerin dün-bugün çizgisinde durumlarını gözler önüne serip, buralarda hegemonik politikalar geliştiren Batılı Devletlerin Osmanlı'ya kıyasen içine düştükleri halin fotoğrafını çekmektir.
- Açıklama
Post-modern çağın teknolojik imkanlarını sonuna kadar kullanan “Yeni Dünya Düzeni” simsarı ABD ve müttefiki Batılı Devletler, asırlar boyunca cihanşümul bir düzen kurmaya muvaffak olan Osmanlıların seviyesine kolay kolay ulaşamayacaklarının sinyalini, Balkanlar ve Ortadoğu ekseninde; SSCB'nin çöküşü, 11 Eylül ve Irak'ın işgali ile birlikte cereyan eden hadiselerle çoktan verdiler. Buralarda patlak veren dramlar, krizler ve savaşlar sebebiyle sık sık Osmanlı dönemine atıfta bulunma ve yad etme ihtiyacı hasıl olmakta. Tezahür eden olaylar en çok da Türkiye'yi alakadar etmekte ve tek varisi olarak Osmanlı çapında politikalar geliştirmeye ve “tarihi misyonunu” eda etmeye zorlamakta.
Kitabımızda “Balkan (Kosova) ve Ortadoğu Meselesi”nin sonra üzerinde durduğumuz diğer iki ana mesele ise “imparatorluğun en uzun yüzyılı”nda zuhur eden “Kürt ve Ermeni Meseleleri”dir. Cumhuriyet döneminde çok daha tehlikeli boyutlarda seyreden söz konusu meseleler günümüzde Türkiye'yi içerde ve dışarıda tehdit; varlık ve geleceğini de tayin eden en hayati problemler olarak köklü çözüm beklemekte. Büyük devlet payesine namzet Türkiye, milletlerarası alanda caydırıcı bir güç icra ederek layık olduğu mevkiye yükselebilmesi için, evvela bu meselelerin üstesinden gelmeye mecburdur ve bu manada istemese de Osmanlı'nın tecrübelerine mahkumdur.
Dünya barış ve istikrarını temin etmesi ve insanlığın aradığı huzur ve refahı sağlaması açısından Osmanlı, halen “yegane alternatif ve şans” olarak günümüz toplum ve devletlerine “hayat vaat etmektedir”. Haliyle bu çalışmanın en başta gelen hedeflerinden biri de, post-modern dünyada Osmanlı'nın yerini tayin etmek, arkasında bıraktığı coğrafyalarda yaşayan milletlerin dün-bugün çizgisinde durumlarını gözler önüne serip, buralarda hegemonik politikalar geliştiren Batılı Devletlerin Osmanlı'ya kıyasen içine düştükleri halin fotoğrafını çekmektir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.