Moğol İstilasına Dini Muhalefetİlhanlıların Anadolu'daki Dini Siyasetleri
Anadolu'nun Türk yurdu ve İslam diyarı haline gelmesinde en büyük paylardan biri şüphesiz mutasavvıflara aittir. Hicri ilk asrın ilk çeyreğinde başlayan Anadolu'daki İslam fetihleri Selçukluların eliyle hemen hemen tamamlanmış, Horasan erenlerinin çabalarıyla da Anadolu'da kültürel fetih gerçekleşmiştir. Kültürel fetihle de XIII. yüzyılda Küçük Asya dediğimiz bu topraklar, ilmi, dini, iktisadi, sosyal ve askeri yönden asrın en müreffeh yurdu haline gelmiştir. Türkiye Selçukluların bu azamet dönemi yüzyılın en büyük istilası olan Moğol istilası ile gerilemeye başlamış, Kösedağ yenilgisinden sonra büyük bir çöküş dönemi yaşamıştır.
Tüm müstevliler gibi Moğollar da Türkiye Selçuklu topraklarını her alanda sömürmüşler, halka büyük bir inkıraz yaşatmışlardır. Moğolların yıkımından dini kurumlar da zarar görmüş, istilalarına muhalif tüm zümrelere karşı büyük bir kıyım hareketine girişmişlerdir. Bu yıkımda Moğollara karşı duran bazı zümreler mutasavvıfların yönlendirmeleriyle Anadolu'nun tamamına Moğol zulmünün yayılmasına engel olmaya çalışmışlardır. Özellikle Türkmen zümreler ve başlarındaki beylerin mücadelelerini örgütlemede ulema ve mutasavvıfların gayretleri önemlidir.
Bu eserde Anadolu'yu istila eden Moğolların tasavvufi zümrelere karşı tutumları, Türkiye Selçuklularını tahakküm altına alan İlhanlıların Anadolu'daki dini zümrelere karşı geliştirdikleri dini siyasetleri ile mutasavvıfların Moğollara karşı duruşları ele alınmıştır.
Kitapta Moğol istilasına karşı mücadelenin bayraktarlığını yapan Türkmenler ile Ahilerin yanında Ekberiler, Kübreviler, Bektaşiler ve Evhadiler gibi tasavvufi zümreler Moğollara muhalefette oynadıkları roller anlatılırken, Kalenderi zümrelerin ise Anadolu'daki Gayr-ı Müslimler gibi müstevlilere nasıl destek oldukları, Mevlevilerin ise konjonktürel bir siyaset geliştirdikleri ortaya konulmuştur.
- Açıklama
Anadolu'nun Türk yurdu ve İslam diyarı haline gelmesinde en büyük paylardan biri şüphesiz mutasavvıflara aittir. Hicri ilk asrın ilk çeyreğinde başlayan Anadolu'daki İslam fetihleri Selçukluların eliyle hemen hemen tamamlanmış, Horasan erenlerinin çabalarıyla da Anadolu'da kültürel fetih gerçekleşmiştir. Kültürel fetihle de XIII. yüzyılda Küçük Asya dediğimiz bu topraklar, ilmi, dini, iktisadi, sosyal ve askeri yönden asrın en müreffeh yurdu haline gelmiştir. Türkiye Selçukluların bu azamet dönemi yüzyılın en büyük istilası olan Moğol istilası ile gerilemeye başlamış, Kösedağ yenilgisinden sonra büyük bir çöküş dönemi yaşamıştır.
Tüm müstevliler gibi Moğollar da Türkiye Selçuklu topraklarını her alanda sömürmüşler, halka büyük bir inkıraz yaşatmışlardır. Moğolların yıkımından dini kurumlar da zarar görmüş, istilalarına muhalif tüm zümrelere karşı büyük bir kıyım hareketine girişmişlerdir. Bu yıkımda Moğollara karşı duran bazı zümreler mutasavvıfların yönlendirmeleriyle Anadolu'nun tamamına Moğol zulmünün yayılmasına engel olmaya çalışmışlardır. Özellikle Türkmen zümreler ve başlarındaki beylerin mücadelelerini örgütlemede ulema ve mutasavvıfların gayretleri önemlidir.
Bu eserde Anadolu'yu istila eden Moğolların tasavvufi zümrelere karşı tutumları, Türkiye Selçuklularını tahakküm altına alan İlhanlıların Anadolu'daki dini zümrelere karşı geliştirdikleri dini siyasetleri ile mutasavvıfların Moğollara karşı duruşları ele alınmıştır.
Kitapta Moğol istilasına karşı mücadelenin bayraktarlığını yapan Türkmenler ile Ahilerin yanında Ekberiler, Kübreviler, Bektaşiler ve Evhadiler gibi tasavvufi zümreler Moğollara muhalefette oynadıkları roller anlatılırken, Kalenderi zümrelerin ise Anadolu'daki Gayr-ı Müslimler gibi müstevlilere nasıl destek oldukları, Mevlevilerin ise konjonktürel bir siyaset geliştirdikleri ortaya konulmuştur.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.