Montrö Boğazlar Konferansı (Ciltli)Tutanaklar, Belgeler
Yakın Tarihten Temel Kaynaklar Ve Belgeler: Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, kurtuluş savaşı sonucunda İtilaf devletlerinin işgalinden ve emperyalist güçlerin boyunduruğundan kurtardıkları topraklarda kurdukları bağımsız devleti 1923 lozan antlaşması ile bütün dünyaya kabul ettirdiler. Ancak tüm çabalarına karşın Büyük Güçleri, Boğazlar üzerindeki egemenliklerinden vazgeçiremediler. Bunun için 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni beklemeleri gerekti. Aradan geçen bu on üç yıllık sürenin bütün dünyaya gösterdiği bir şey vardı: Yeni Türkiye Cumhuriyeti, yaptığı çağdaşlaşma atılımlarıyla uluslararası camianın saygın ve sözü dinlenir bir üyesi haline gelmişti. Artık Boğazlar üzerinde kontrol sahibi olmak istiyordu. Bunun için Milletler Cemiyeti'ne nota vererek bir konferans toplanmasını talep etti. Montrö'de toplanan konferansta Türkiye, kararlı tutumu sayesinde istediğini alarak Boğazlar'da egemenliğini kurdu. Aradan geçen onyıllar içinde esasta bir değişikliğe uğramadan devam eden Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden aldığı yetkilerle donanmış olan Türkiye, 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş gibi dünyanın geçirdiği en zorlu dönemlerde, hem Boğazlar'daki egemenliğini tartışmasız biçimde sürdürmeyi, hem de bu kadar stratejik bir su yolunun hasım devletler arasında çatışmalara yol açmamasını sağlamayı başardı.
Mülkiye'nin efsane hocalarından Seha L. Meray, Büyükelçi Osman Olcay ile birlikte Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni ve bu sözleşmeyi ortaya çıkaran Montrö Boğazlar Konferansı'nı arı bir Türkçeye çevirerek kırkıncı yılında kitaplaştırmıştı. Elinizdeki kitap, o çeviridir. Türkiye'nin en yetkin uluslararası hukuk uzmanları arasında yer alan Rıza Türmen, Montrö Sözleşmesi'nin önemini, bu yeni baskı için son derece yalın bir anlatımla kaleme aldığı Önsöz'de değerlendirdi.
- Açıklama
Yakın Tarihten Temel Kaynaklar Ve Belgeler: Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, kurtuluş savaşı sonucunda İtilaf devletlerinin işgalinden ve emperyalist güçlerin boyunduruğundan kurtardıkları topraklarda kurdukları bağımsız devleti 1923 lozan antlaşması ile bütün dünyaya kabul ettirdiler. Ancak tüm çabalarına karşın Büyük Güçleri, Boğazlar üzerindeki egemenliklerinden vazgeçiremediler. Bunun için 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni beklemeleri gerekti. Aradan geçen bu on üç yıllık sürenin bütün dünyaya gösterdiği bir şey vardı: Yeni Türkiye Cumhuriyeti, yaptığı çağdaşlaşma atılımlarıyla uluslararası camianın saygın ve sözü dinlenir bir üyesi haline gelmişti. Artık Boğazlar üzerinde kontrol sahibi olmak istiyordu. Bunun için Milletler Cemiyeti'ne nota vererek bir konferans toplanmasını talep etti. Montrö'de toplanan konferansta Türkiye, kararlı tutumu sayesinde istediğini alarak Boğazlar'da egemenliğini kurdu. Aradan geçen onyıllar içinde esasta bir değişikliğe uğramadan devam eden Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden aldığı yetkilerle donanmış olan Türkiye, 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş gibi dünyanın geçirdiği en zorlu dönemlerde, hem Boğazlar'daki egemenliğini tartışmasız biçimde sürdürmeyi, hem de bu kadar stratejik bir su yolunun hasım devletler arasında çatışmalara yol açmamasını sağlamayı başardı.
Mülkiye'nin efsane hocalarından Seha L. Meray, Büyükelçi Osman Olcay ile birlikte Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni ve bu sözleşmeyi ortaya çıkaran Montrö Boğazlar Konferansı'nı arı bir Türkçeye çevirerek kırkıncı yılında kitaplaştırmıştı. Elinizdeki kitap, o çeviridir. Türkiye'nin en yetkin uluslararası hukuk uzmanları arasında yer alan Rıza Türmen, Montrö Sözleşmesi'nin önemini, bu yeni baskı için son derece yalın bir anlatımla kaleme aldığı Önsöz'de değerlendirdi.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.