Muhalefet Hakkı ve Türkiye'deki Görünümü
Siyasal sistem içinde muhalefetin yeri ve önemi, çeşitli yönlerden ele alınabilirdi. Muhalefetin varlığının demokratik bir sistem için zorunluluğu üzerinden konunun işlenmesi, bunlardan başta gelenidir. Bundan başka, sistemin toplumsal meşruluğunun, iktidarın türlü araçlarla sınırlandırılmasına, denetlenmesine, etkilenmesi girişimlerine ve eleştirilmesine, hatta iktidarın el değiştirmesi yollarının açık olmasına bağlanmasından yola çıkılarak muhalefetin varlığı ile meşruluk arasında da ilişki kurulabilir. Bu çalışmada ise, zaman zaman dillendirilse bile sistematik biçimde yeterli düzeyde ele alındığından söz edilmesi mümkün olmayan -muhalefet hakkı- üzerinden bunun yapılması yaklaşımı benimsenmiştir. Elinizdeki çalışmanın sonuna gelindiği günlere kaleme alınan bir yazıda, -muhalefet hakkını, demokrasi ve insan hakları kuramı ekseninde temellendirme-nin gerekliliği üzerinde durulmuştu. Bu çalışmada da farklı bir amacın güdülmediğini belirtmek gerekir. Bu bağlamda, iki bölüm olarak tasarlanan çalışmanın Birinci Bölümünde muhalefet hakkının bir insan hakkı olduğu hususu ortaya koyulmak istenmiştir. Birinci Bölümde, demokratik işleyişin olmazsa olmaz unsuru olan muhalefetin aynı zamanda bir insan hakkı olarak ele alınmasının ne derece mümkün olduğu sorusunun yanıtı aranmıştır. Muhalefet hakkının neden bir insan hakkı olarak görülmesi, tanınması ve korunması gerektiği, muhalefet hakkının insan hakları içerisindeki yeri ile demokratik bir sistem için ne anlam ifade ettiği sorularına verilen yanıtlar üzerinden kanıtlanmaya çalışılmıştır. İkinci Bölümde ise, Cumhuriyet dönemi Türkiyesi'nde muhalefet hakkının ne ölçüde gerçekleştirilebildiği sorusu, farklı anayasal dönemler ve bu dönemler içinde önemli dönüm noktaları dikkate alınarak açıklanmak istenmiştir.
Okuyucunun bu çalışmayı değerlendirirken muhalefet hakkının daha önce benzer bir yaklaşımla ele alınmamış olmasından kaynaklanan zorlukları dikkate alması ve bu çalışmanın muhalefet hakkının ileride hukuksal metinlerde ve insan hakları kataloğu içinde hak ettiği yeri bulmasına katkı sağlaması niyetiyle yapıldığını dikkate alması arzu edilmektedir. Sözü edilen zorluğun, bu çalışmanın bambaşka bir yaklaşımla da kaleme alınabileceği eleştirilerinin dozunu azaltabileceği umulmakta; bunun yanında bu çalışmada tercih edilen başlıkların ve tartışma konularının da muhalefet hakkının insan hakları kataloğunun doğal bir üyesi olarak görülmesi gerekliliğinin kanıtlanması çabasından kaynaklandığının altı çizilmek istenmektedir. Evet; muhalefet hakkı hem siyasal sistemin demokratik nitelik kazanmasına doğrudan etkide bulunan, hem de bir yandan ilişkili olduğu çok sayıda hak ve özgürlük dolayısıyla, diğer yandan özellikle bireye siyasal iktidar karşısında dokunulmaz bir alan sağlayan haklarla kurduğu özel ilişki ve karşılıklı bağımlılık dolayısıyla güvence sağlayan bir insan hakkıdır. Bu nedenle, siyasal nitelikli olsun ya da olmasın, her türlü meşru muhalefetin var olma ve eylemde bulunma haklarının, hem çoğulcu demokratik sistemde, hem de insan hakları arasında vazgeçilmez bir yeri olduğunun savunulması gerekir.
Muhalefet hakkı bir bakıma çok sayıda hak ve özgürlükten beslenen ya da onlardan aldığı çeşitli bileşenlerden bir araya gelen bir -bileşke- ya da kapsayıcı bir hak olarak görülebilir; ancak bu durum onun özel ve bağımsız bir hak olarak ele alınmasının yanlış ya da gereksiz olduğu anlamına gelmez. Aksine, muhalefet hakkının, aslında çok sayıda hakka -nüfuz eden- bir karaktere sahip olduğu, bu bakımdan güvence altına alındığı takdirde yakın ilişki içinde olduğu diğer insan haklarının korunmasına doğrudan katkı sağlayabileceği de savunulabilir. Unutulmamalıdır ki, farklı insan haklarını ya da bu haklara ait farklı unsurları bir araya getiren başka hak ve özgürlükler de vardır. Bu durumun kapsayıcı nitelikteki hakları insan hakkı olmaktan çıkarmadığı düşünüldüğünde, muhalefet hakkı için de farklı bir sonuca ulaşılmasının anlamlı olmayacağı açıktır.
- Açıklama
Siyasal sistem içinde muhalefetin yeri ve önemi, çeşitli yönlerden ele alınabilirdi. Muhalefetin varlığının demokratik bir sistem için zorunluluğu üzerinden konunun işlenmesi, bunlardan başta gelenidir. Bundan başka, sistemin toplumsal meşruluğunun, iktidarın türlü araçlarla sınırlandırılmasına, denetlenmesine, etkilenmesi girişimlerine ve eleştirilmesine, hatta iktidarın el değiştirmesi yollarının açık olmasına bağlanmasından yola çıkılarak muhalefetin varlığı ile meşruluk arasında da ilişki kurulabilir. Bu çalışmada ise, zaman zaman dillendirilse bile sistematik biçimde yeterli düzeyde ele alındığından söz edilmesi mümkün olmayan -muhalefet hakkı- üzerinden bunun yapılması yaklaşımı benimsenmiştir. Elinizdeki çalışmanın sonuna gelindiği günlere kaleme alınan bir yazıda, -muhalefet hakkını, demokrasi ve insan hakları kuramı ekseninde temellendirme-nin gerekliliği üzerinde durulmuştu. Bu çalışmada da farklı bir amacın güdülmediğini belirtmek gerekir. Bu bağlamda, iki bölüm olarak tasarlanan çalışmanın Birinci Bölümünde muhalefet hakkının bir insan hakkı olduğu hususu ortaya koyulmak istenmiştir. Birinci Bölümde, demokratik işleyişin olmazsa olmaz unsuru olan muhalefetin aynı zamanda bir insan hakkı olarak ele alınmasının ne derece mümkün olduğu sorusunun yanıtı aranmıştır. Muhalefet hakkının neden bir insan hakkı olarak görülmesi, tanınması ve korunması gerektiği, muhalefet hakkının insan hakları içerisindeki yeri ile demokratik bir sistem için ne anlam ifade ettiği sorularına verilen yanıtlar üzerinden kanıtlanmaya çalışılmıştır. İkinci Bölümde ise, Cumhuriyet dönemi Türkiyesi'nde muhalefet hakkının ne ölçüde gerçekleştirilebildiği sorusu, farklı anayasal dönemler ve bu dönemler içinde önemli dönüm noktaları dikkate alınarak açıklanmak istenmiştir.
Okuyucunun bu çalışmayı değerlendirirken muhalefet hakkının daha önce benzer bir yaklaşımla ele alınmamış olmasından kaynaklanan zorlukları dikkate alması ve bu çalışmanın muhalefet hakkının ileride hukuksal metinlerde ve insan hakları kataloğu içinde hak ettiği yeri bulmasına katkı sağlaması niyetiyle yapıldığını dikkate alması arzu edilmektedir. Sözü edilen zorluğun, bu çalışmanın bambaşka bir yaklaşımla da kaleme alınabileceği eleştirilerinin dozunu azaltabileceği umulmakta; bunun yanında bu çalışmada tercih edilen başlıkların ve tartışma konularının da muhalefet hakkının insan hakları kataloğunun doğal bir üyesi olarak görülmesi gerekliliğinin kanıtlanması çabasından kaynaklandığının altı çizilmek istenmektedir. Evet; muhalefet hakkı hem siyasal sistemin demokratik nitelik kazanmasına doğrudan etkide bulunan, hem de bir yandan ilişkili olduğu çok sayıda hak ve özgürlük dolayısıyla, diğer yandan özellikle bireye siyasal iktidar karşısında dokunulmaz bir alan sağlayan haklarla kurduğu özel ilişki ve karşılıklı bağımlılık dolayısıyla güvence sağlayan bir insan hakkıdır. Bu nedenle, siyasal nitelikli olsun ya da olmasın, her türlü meşru muhalefetin var olma ve eylemde bulunma haklarının, hem çoğulcu demokratik sistemde, hem de insan hakları arasında vazgeçilmez bir yeri olduğunun savunulması gerekir.
Muhalefet hakkı bir bakıma çok sayıda hak ve özgürlükten beslenen ya da onlardan aldığı çeşitli bileşenlerden bir araya gelen bir -bileşke- ya da kapsayıcı bir hak olarak görülebilir; ancak bu durum onun özel ve bağımsız bir hak olarak ele alınmasının yanlış ya da gereksiz olduğu anlamına gelmez. Aksine, muhalefet hakkının, aslında çok sayıda hakka -nüfuz eden- bir karaktere sahip olduğu, bu bakımdan güvence altına alındığı takdirde yakın ilişki içinde olduğu diğer insan haklarının korunmasına doğrudan katkı sağlayabileceği de savunulabilir. Unutulmamalıdır ki, farklı insan haklarını ya da bu haklara ait farklı unsurları bir araya getiren başka hak ve özgürlükler de vardır. Bu durumun kapsayıcı nitelikteki hakları insan hakkı olmaktan çıkarmadığı düşünüldüğünde, muhalefet hakkı için de farklı bir sonuca ulaşılmasının anlamlı olmayacağı açıktır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.