Mu'tezili Hanefi Etkileşimi ve Zemahşeri
Hz. Peygamber s.a.v.'in vefatından sonra Müslümanlar arasında nükseden asabiyet duyguları; farklı din ve kültürdeki toplumların İslâm'a girmeleri ve Müslümanlar içerisinde yaşanan itikadî-siyasî tartışmalar fırkalaşmaları beraberinde getirmiştir. Müslümanlar'ın birbirlerini ötekileştirme gayretlerinin dozu zamanla tekfir etmeye kadar gitmiştir. Farklı görüşlere tahammülsüzlüğün ve düzeyli eleştiri kültürünün yerleşmemesinin neticesi olarak telakkî edebileceğimiz bu tutum günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. İslâm'ın farklı din ve kültürlerle iletişiminde; İslâm'ın ruhuna aykırı felsefî düşünce ve akımlarla mücadele etme sorumluluğunu üstlenen Mu'tezile İslâm'ın dünyaya açılan yüzü olmuştur. Ehl-i Sünnet Kelâmı'nın doğuşuna da öncülük eden Mu'tezile Mezhebi'nin görüşleri günümüzde farklı itikadî mezhepler içerisinde yaşamaya devam etmektedir. Mu'tezile'nin Basra Ekolü'nün son dönem temsilcilerinden olan Zemahşerî, amelî mezhep olarak daha çok Hanefî Mezhebi'nin görüşlerini tercih etmiştir. Zemahşerî'nin mezhep taassubuyla hareket etmediğini, ufkunun bir ekolün öğretisine hapsedilemeyecek kadar geniş olduğunu söyleyebiliriz. Zemahşerî'nin itikadî görüşlerini müstakil olarak ele aldığı eseri, “el-Minhâc fî Usûlid-Dîn” dir. Türkçeye tercüme edilerek ilk kez yayın hayatına kazandırılan bu eserinde Zemahşerî; itikadî meseleleri İslâm Düşüncesi içerisinde teşekkül eden mezheplere, İslâm dışındaki fikir ve inaçlara karşı açıklamaktadır. Sâil ve mûcip olarak konuları işleyen Zemahşerî, okuyucunun merakını zinde tutarak anlatımı akıcı hâle getirmektedir.
- Açıklama
Hz. Peygamber s.a.v.'in vefatından sonra Müslümanlar arasında nükseden asabiyet duyguları; farklı din ve kültürdeki toplumların İslâm'a girmeleri ve Müslümanlar içerisinde yaşanan itikadî-siyasî tartışmalar fırkalaşmaları beraberinde getirmiştir. Müslümanlar'ın birbirlerini ötekileştirme gayretlerinin dozu zamanla tekfir etmeye kadar gitmiştir. Farklı görüşlere tahammülsüzlüğün ve düzeyli eleştiri kültürünün yerleşmemesinin neticesi olarak telakkî edebileceğimiz bu tutum günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. İslâm'ın farklı din ve kültürlerle iletişiminde; İslâm'ın ruhuna aykırı felsefî düşünce ve akımlarla mücadele etme sorumluluğunu üstlenen Mu'tezile İslâm'ın dünyaya açılan yüzü olmuştur. Ehl-i Sünnet Kelâmı'nın doğuşuna da öncülük eden Mu'tezile Mezhebi'nin görüşleri günümüzde farklı itikadî mezhepler içerisinde yaşamaya devam etmektedir. Mu'tezile'nin Basra Ekolü'nün son dönem temsilcilerinden olan Zemahşerî, amelî mezhep olarak daha çok Hanefî Mezhebi'nin görüşlerini tercih etmiştir. Zemahşerî'nin mezhep taassubuyla hareket etmediğini, ufkunun bir ekolün öğretisine hapsedilemeyecek kadar geniş olduğunu söyleyebiliriz. Zemahşerî'nin itikadî görüşlerini müstakil olarak ele aldığı eseri, “el-Minhâc fî Usûlid-Dîn” dir. Türkçeye tercüme edilerek ilk kez yayın hayatına kazandırılan bu eserinde Zemahşerî; itikadî meseleleri İslâm Düşüncesi içerisinde teşekkül eden mezheplere, İslâm dışındaki fikir ve inaçlara karşı açıklamaktadır. Sâil ve mûcip olarak konuları işleyen Zemahşerî, okuyucunun merakını zinde tutarak anlatımı akıcı hâle getirmektedir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.