Namık Kemal'in Hayatı ve Şiirleri
“Seciye itibariyle Namık Kemal edebî ve siyasî dehâetinden daha yüksek bir mertebede idi. Türklüğün bütün tarihi tedkik olunursa Kemal derecesinde ahlâk faziletini hâiz bir insan ya bulunur ya bulunmaz. Ona seciye nokta-i nazarından nâmındaki mânânın müşahhas bir numûnesi demek doğru olur. Ya kusuru yok mu idi?
O da bir insan olduğu için elbet vardı. Fakat münhasıran kendi şahsına ait olan bu nakîsaları söylemek bana düşmez. İçtimaî hayatında ise her lekeden münezzeh, cevher kadar saf olduğunu umûm milletin vicdânı benimle beraber olduğundan emin olarak söylerim.”
Sadeddin Nüzhet
1899-1946 yılları arasında yaşayan Sadeddin Nüzhet, edebiyat tarihçiliğimizin seçkin bir yüzü olmak dışında, Üsküdar Hallaç Baba Sâdi Dergâhı'nın da son şeyhidir. 8 yaşında uhdesine aldığı bu unvanı Bâb-ı Meşîhat'te imtihan edilmek sûretiyle asaleten de taşımış ve 1923 -1928 yılları arasında neşredilen Milli Mecmûa'da Şeyh Hüseyin Sadeddin imzasıyla kaleme aldığı gazellerde de kullanmıştır.
Tekkeler kapatılınca muhtelif okullarda öğretmenlik yapan, kısa bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde ders veren ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde kütüphane memurluğuna getirilen Sadeddin Nüzhet'in son görevi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi müdürlüğü olmuş, bu vazifesini sürdürürken Validebağı Prevantoryumu'nda veremden vefat etmiştir.
1074 şâiri ve onların eserlerinden seçmeleri içeren ve 98. formasında, 1432 sayfaya ulaşmışken yarım kalan Türk Şairleri (1936-1945) adlı eseri ile Türk Musikisi Antolojisi (1942-1943), Bektaşî Şairleri (1930) gibi eserleri başta olmak üzere pek çok esere müellif olarak imzasını atmıştır.
- Açıklama
“Seciye itibariyle Namık Kemal edebî ve siyasî dehâetinden daha yüksek bir mertebede idi. Türklüğün bütün tarihi tedkik olunursa Kemal derecesinde ahlâk faziletini hâiz bir insan ya bulunur ya bulunmaz. Ona seciye nokta-i nazarından nâmındaki mânânın müşahhas bir numûnesi demek doğru olur. Ya kusuru yok mu idi?
O da bir insan olduğu için elbet vardı. Fakat münhasıran kendi şahsına ait olan bu nakîsaları söylemek bana düşmez. İçtimaî hayatında ise her lekeden münezzeh, cevher kadar saf olduğunu umûm milletin vicdânı benimle beraber olduğundan emin olarak söylerim.”
Sadeddin Nüzhet
1899-1946 yılları arasında yaşayan Sadeddin Nüzhet, edebiyat tarihçiliğimizin seçkin bir yüzü olmak dışında, Üsküdar Hallaç Baba Sâdi Dergâhı'nın da son şeyhidir. 8 yaşında uhdesine aldığı bu unvanı Bâb-ı Meşîhat'te imtihan edilmek sûretiyle asaleten de taşımış ve 1923 -1928 yılları arasında neşredilen Milli Mecmûa'da Şeyh Hüseyin Sadeddin imzasıyla kaleme aldığı gazellerde de kullanmıştır.
Tekkeler kapatılınca muhtelif okullarda öğretmenlik yapan, kısa bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde ders veren ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde kütüphane memurluğuna getirilen Sadeddin Nüzhet'in son görevi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi müdürlüğü olmuş, bu vazifesini sürdürürken Validebağı Prevantoryumu'nda veremden vefat etmiştir.
1074 şâiri ve onların eserlerinden seçmeleri içeren ve 98. formasında, 1432 sayfaya ulaşmışken yarım kalan Türk Şairleri (1936-1945) adlı eseri ile Türk Musikisi Antolojisi (1942-1943), Bektaşî Şairleri (1930) gibi eserleri başta olmak üzere pek çok esere müellif olarak imzasını atmıştır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.