Ne Olursa Olsun SavaşıyorlarKadın Sorunun Neresindeyiz?
Kadın sorunu, ‘cinsel' bir ayrımcılığa dayanır; dünya çapındadır ve hep günceldir. nerede olursa olsun, erkeklerle kadınlar arasında derin bir eşitsizlik güdülür; çapı, ülkesine göre değişmek üzere, çalışma yaşamında, eğitimde, siyasal iktidarı paylaşmada... daha da vahim olanı, kadınların, yine toplumlara göre farklı, korkunç bir cinsel açlığın, bu arada dinmez bir şiddetin sultasında yaşamasıdır: aile içi şiddet, töre cinayetleri.. bu cinsel farklılığın, fizyolojik dayanakları var mı? Hayır, kadının doğasından değil, tarihten gelen bir durumdur bu itiliş.'Kadının doğası', ‘ebedi kadın' diye bir şey yoktur; ‘kadın olarak doğulmaz, kadın olunur'! öte yandan, kadınların tarihi, genel tarihten olduğu gibi erkeklerin tarihinden de ayırılmadan, her iki cinsin eşitliğine doğru ağır ağır yürümüş bir tarihtir.19. ve 20. yüzyıldan beri yaşamında bir devrimdir "Kadınların Derimi"! Ona karşı çıkmak ise mümkün değildir. Bu devrime geçirilerek de olsa Türkiye'de katılmıştır. Bu süreçte, kesin ve radikal adımları atan da, Aydınlanma'dan gelen, bağımsız, laik ve demokratik Cumhuriyet'tir, Kazandırdığı da, başta Medeni Yasa ve kadınların davasına açılan ufuklardır. Yeminli düşmanlarıda var: Başta da İslamcılar! söylemeli de herşeye karşın, kadın hâlâ "ikinci sınıf" ülkemizde. Devrim'in yerleşmesinde, bir "zihniyet değişimi" nin hızlanmasından başka çare yoktur. Bu yolda verilecek mücadelede erkeklerin payı da önemlidir. Ne varki, yolları asıl açacak olan kadınların bilinçlenmesi ve eylemi olacaktır. Kadınlar, kadınlarımızda bu uğurda ne olursa olsun savaşıyorlar. Okuyun göreceksiniz.
- Açıklama
Kadın sorunu, ‘cinsel' bir ayrımcılığa dayanır; dünya çapındadır ve hep günceldir. nerede olursa olsun, erkeklerle kadınlar arasında derin bir eşitsizlik güdülür; çapı, ülkesine göre değişmek üzere, çalışma yaşamında, eğitimde, siyasal iktidarı paylaşmada... daha da vahim olanı, kadınların, yine toplumlara göre farklı, korkunç bir cinsel açlığın, bu arada dinmez bir şiddetin sultasında yaşamasıdır: aile içi şiddet, töre cinayetleri.. bu cinsel farklılığın, fizyolojik dayanakları var mı? Hayır, kadının doğasından değil, tarihten gelen bir durumdur bu itiliş.'Kadının doğası', ‘ebedi kadın' diye bir şey yoktur; ‘kadın olarak doğulmaz, kadın olunur'! öte yandan, kadınların tarihi, genel tarihten olduğu gibi erkeklerin tarihinden de ayırılmadan, her iki cinsin eşitliğine doğru ağır ağır yürümüş bir tarihtir.19. ve 20. yüzyıldan beri yaşamında bir devrimdir "Kadınların Derimi"! Ona karşı çıkmak ise mümkün değildir. Bu devrime geçirilerek de olsa Türkiye'de katılmıştır. Bu süreçte, kesin ve radikal adımları atan da, Aydınlanma'dan gelen, bağımsız, laik ve demokratik Cumhuriyet'tir, Kazandırdığı da, başta Medeni Yasa ve kadınların davasına açılan ufuklardır. Yeminli düşmanlarıda var: Başta da İslamcılar! söylemeli de herşeye karşın, kadın hâlâ "ikinci sınıf" ülkemizde. Devrim'in yerleşmesinde, bir "zihniyet değişimi" nin hızlanmasından başka çare yoktur. Bu yolda verilecek mücadelede erkeklerin payı da önemlidir. Ne varki, yolları asıl açacak olan kadınların bilinçlenmesi ve eylemi olacaktır. Kadınlar, kadınlarımızda bu uğurda ne olursa olsun savaşıyorlar. Okuyun göreceksiniz.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.