Normalleşmenin SosyolojisiPandemi Sonrası Türkiye
Tarihin başlangıcından beri insanoğlunun en zorlu imtihanları savaşlar, kıtlık yahut doğa olaylarından daha çok salgın hastalıklar olmuştur. Bütün savaşlardan ve yıkımlardan daha fazla can alan, büyük insan topluluklarını göçe zorlayan ve siyasal sistemleri değiştiren, tarihin adeta görünmeyen dinamosu salgın hastalıklardır. 542 yılında başlayıp, üç yüz yıl süren ve Avrupa nüfusunu yok olmanın eşiğine getiren, 1347-1350 yılları arasında Avrupa'yı ve Asya'yı kasıp kavuran veba salgınları, 19. yüzyıldaki büyük kolera salgını ve 1918'de başlayıp 50 milyon kişiyi öldüren İspanyol Gribi, insanlığı kitleler halinde yok eden salgın hastalıklardan sadece bazılarıdır.
2020 yılının Mart ayında Dünya Sağlık Örgütü tarafından “pandemi” olarak ilan edilen Kovid-19 salgını, küresel salgın fenomeninin artık tarihe karıştığının düşünüldüğü bir çağda, insanlığı büyük bir imtihanla karşı karşıya bıraktı. İki yıla yakın bir süre boyunca salgın önlemlerine muhatap olan insanların genel sağlıkları, sosyal ilişkileri, kariyerleri, ev yaşantıları, ebeveyn-çocuk ilişkileri, eşler arası ve geniş aile ile ilişkileri ve ruh sağlıkları ciddi şekilde etkilendi. Durma noktasına gelen ekonomilerin yarattığı etki ise tsunamiye benzetilmektedir.
Bu kitap, Kovid-19 pandemisinin Türkiye sosyo-politik gerçekliğini nasıl etkilediğine ilişkin sosyolojik bir araştırmadır. Araştırma toplumun son iki yılda yaşadığı travmatik dönüşümleri dün, bugün ve gelecek perspektifinden anlamaya çalışmaktadır. Pandemi sürecinde ev içinde ve sosyal alanda neler yaşandığı, pandemi tecrübesinin bugüne dair algıları nasıl şekillendirdiği ve yüzyılın sağlık krizinin toplumun gelecek beklentilerine nasıl yansıdığı, araştırmanın takip ettiği ana sorulardır.
Temel değerlere sahip olmak, bağli kalmak,inanmak ve sürdürebilmek aşk'ina!..
- Açıklama
Tarihin başlangıcından beri insanoğlunun en zorlu imtihanları savaşlar, kıtlık yahut doğa olaylarından daha çok salgın hastalıklar olmuştur. Bütün savaşlardan ve yıkımlardan daha fazla can alan, büyük insan topluluklarını göçe zorlayan ve siyasal sistemleri değiştiren, tarihin adeta görünmeyen dinamosu salgın hastalıklardır. 542 yılında başlayıp, üç yüz yıl süren ve Avrupa nüfusunu yok olmanın eşiğine getiren, 1347-1350 yılları arasında Avrupa'yı ve Asya'yı kasıp kavuran veba salgınları, 19. yüzyıldaki büyük kolera salgını ve 1918'de başlayıp 50 milyon kişiyi öldüren İspanyol Gribi, insanlığı kitleler halinde yok eden salgın hastalıklardan sadece bazılarıdır.
2020 yılının Mart ayında Dünya Sağlık Örgütü tarafından “pandemi” olarak ilan edilen Kovid-19 salgını, küresel salgın fenomeninin artık tarihe karıştığının düşünüldüğü bir çağda, insanlığı büyük bir imtihanla karşı karşıya bıraktı. İki yıla yakın bir süre boyunca salgın önlemlerine muhatap olan insanların genel sağlıkları, sosyal ilişkileri, kariyerleri, ev yaşantıları, ebeveyn-çocuk ilişkileri, eşler arası ve geniş aile ile ilişkileri ve ruh sağlıkları ciddi şekilde etkilendi. Durma noktasına gelen ekonomilerin yarattığı etki ise tsunamiye benzetilmektedir.
Bu kitap, Kovid-19 pandemisinin Türkiye sosyo-politik gerçekliğini nasıl etkilediğine ilişkin sosyolojik bir araştırmadır. Araştırma toplumun son iki yılda yaşadığı travmatik dönüşümleri dün, bugün ve gelecek perspektifinden anlamaya çalışmaktadır. Pandemi sürecinde ev içinde ve sosyal alanda neler yaşandığı, pandemi tecrübesinin bugüne dair algıları nasıl şekillendirdiği ve yüzyılın sağlık krizinin toplumun gelecek beklentilerine nasıl yansıdığı, araştırmanın takip ettiği ana sorulardır.
Temel değerlere sahip olmak, bağli kalmak,inanmak ve sürdürebilmek aşk'ina!..
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.