Nüzul-i İsa
Nüzuli İsa Modem zamanların zihin defterim izi bizden olmayan kalemle yazması hali, alem-i İslam'da maddi manevi buhrana yol açmış. Müminler artık "biz devamlı soyguna maruz kalıyorsak suç galiba bizde" diyerek işi kadıya havale etmek yerine hırsıza başvurmuşlar ve soygundan nasıl kurtulmak gerektiğini hırsıza sorup, onun emirliğini ve yol haritasını kabul edip hayatlarına devam edenler gibi olmuşlar.
14 asırdır tertemiz Ehl-i Sünnet akidesi ile dünyaya şekil veren, alemi bir baştan bir başa bu akideye sahipken sahiplenen, galip iken de mağlup iken de bu akideye sarılan ve bu temessükleri sebebiyle hem haçlı seferlerinden hem Moğol katliamından çok büyük kayıplara rağmen kurtulan hatta işgalcileri de İslam'latanıştıran Müminler, gerçek gücün sahih akide olduğunun idrakindeydiler ve maddi sarsılmalar bu imanlarına zarar vermemişti ve her defasında yeniden doğmaya muvaffak oldular.
Son iki üç asırdan beri ise sahih akideye hor gözle bakılmış, bu hor bakışların şiddeti nispetinde maddi manevi zillet de artmış ve artmaya da devam etmektedir. İşte bu zamanların eziklerinin, kâfiler karşısında boynu bükük sahtekâr din bezirganlarının inkar ettiği akide meselelerinden biri olan Nüzul-i İsa ile alakalı yüzyıllar önce meşhur ve mağfur muhaddis İmam Suyuti'nin bu risalesi ilaç mesabesinde olacaktır ve sahasındaki çalışmalara destek mahiyetinde bulunacaktır. Allah imama rahmet eylesin, bizleri sahih akidede sabit kadem kılsın ve bu eserden müstefid eylesin.
- Açıklama
Nüzuli İsa Modem zamanların zihin defterim izi bizden olmayan kalemle yazması hali, alem-i İslam'da maddi manevi buhrana yol açmış. Müminler artık "biz devamlı soyguna maruz kalıyorsak suç galiba bizde" diyerek işi kadıya havale etmek yerine hırsıza başvurmuşlar ve soygundan nasıl kurtulmak gerektiğini hırsıza sorup, onun emirliğini ve yol haritasını kabul edip hayatlarına devam edenler gibi olmuşlar.
14 asırdır tertemiz Ehl-i Sünnet akidesi ile dünyaya şekil veren, alemi bir baştan bir başa bu akideye sahipken sahiplenen, galip iken de mağlup iken de bu akideye sarılan ve bu temessükleri sebebiyle hem haçlı seferlerinden hem Moğol katliamından çok büyük kayıplara rağmen kurtulan hatta işgalcileri de İslam'latanıştıran Müminler, gerçek gücün sahih akide olduğunun idrakindeydiler ve maddi sarsılmalar bu imanlarına zarar vermemişti ve her defasında yeniden doğmaya muvaffak oldular.
Son iki üç asırdan beri ise sahih akideye hor gözle bakılmış, bu hor bakışların şiddeti nispetinde maddi manevi zillet de artmış ve artmaya da devam etmektedir. İşte bu zamanların eziklerinin, kâfiler karşısında boynu bükük sahtekâr din bezirganlarının inkar ettiği akide meselelerinden biri olan Nüzul-i İsa ile alakalı yüzyıllar önce meşhur ve mağfur muhaddis İmam Suyuti'nin bu risalesi ilaç mesabesinde olacaktır ve sahasındaki çalışmalara destek mahiyetinde bulunacaktır. Allah imama rahmet eylesin, bizleri sahih akidede sabit kadem kılsın ve bu eserden müstefid eylesin.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.