Okuldaki Çocuklarımız
Yıl: 2013.
Yirmi birinci Yüz yılın ilk çeyreğini yarıladık. Şimdilerde "eski defterleri karıştırıp" eğiitm modelleri üretiyoruz. Sanki eski yıldızları kesip,doğrayıp, sam yelleri ile yoğurup "hilale-yıldız" yapmaya çalışıyoruz.
Yüzyılın ilk çeyreği için on kapitalist ülke ile randevumuz var. Aklıma bir soru takılıyor: "maddi varlığımız arttıkça manayı kaybeder miyiz?" gibi. İnsan beyninin bir özelliği belirlenmiş, kötüleri ve kötülükleri uzun süre unutmuyor. Bu anlamda gördüğümüz, yaşadığımız kötü örnekler aklımızda yer eder mi diye kaygılanıyorum.
ülkemde yollar çok kalabalık oldu; taşıyoruz. Bebekleri , çocukları, gençleri, yetişkinleri, yaşlıları, engellileri, askerleri, politikacıları, polisleri, taşıyoruz.
Yollar dolu; sanki işler yolunda gibi.
Yeni öğretiler yaygınlaşıyor"sosyal medyada":
çalışma! O eskidendi; şimdi çalışmak değil,
"yanaşmak" yeterlidir.
Benim korkum tablete sığdırabilen cehaletten. Asıl sorun bu teknik cehaletin gücünü küçümsemekte yatıyor, gibi geliyor bana.
Uzaktan öğretmeyi önemsiyoruz. İlk aşamada çok etkili olacağına inanıyorum. çünkü boş insanı doldurmak kolaydır.
Yukarıdan beri "düşündüklerimden/düşüncelerimden söz ettim. Düşünenlerin konuşmaması evrensel bir felaketi getirir: Faşizm; düşünmeyenlerin konuşması daha büyük tehlikeyi yığar başımıza, "mış gibi demokrasi" Siz siz olun! Düşünün ve konuşun. Bu kesitte bebeklerinize, çocuklarınıza, gençlere ve özellikle "kendinize sahip olun!" Gelecekte çocuklarımız "dünya kadar" güzel bir Türkiye'de yaşayacaklar, inanın lütfen.
- Açıklama
Yıl: 2013.
Yirmi birinci Yüz yılın ilk çeyreğini yarıladık. Şimdilerde "eski defterleri karıştırıp" eğiitm modelleri üretiyoruz. Sanki eski yıldızları kesip,doğrayıp, sam yelleri ile yoğurup "hilale-yıldız" yapmaya çalışıyoruz.
Yüzyılın ilk çeyreği için on kapitalist ülke ile randevumuz var. Aklıma bir soru takılıyor: "maddi varlığımız arttıkça manayı kaybeder miyiz?" gibi. İnsan beyninin bir özelliği belirlenmiş, kötüleri ve kötülükleri uzun süre unutmuyor. Bu anlamda gördüğümüz, yaşadığımız kötü örnekler aklımızda yer eder mi diye kaygılanıyorum.
ülkemde yollar çok kalabalık oldu; taşıyoruz. Bebekleri , çocukları, gençleri, yetişkinleri, yaşlıları, engellileri, askerleri, politikacıları, polisleri, taşıyoruz.
Yollar dolu; sanki işler yolunda gibi.
Yeni öğretiler yaygınlaşıyor"sosyal medyada":
çalışma! O eskidendi; şimdi çalışmak değil,
"yanaşmak" yeterlidir.
Benim korkum tablete sığdırabilen cehaletten. Asıl sorun bu teknik cehaletin gücünü küçümsemekte yatıyor, gibi geliyor bana.
Uzaktan öğretmeyi önemsiyoruz. İlk aşamada çok etkili olacağına inanıyorum. çünkü boş insanı doldurmak kolaydır.
Yukarıdan beri "düşündüklerimden/düşüncelerimden söz ettim. Düşünenlerin konuşmaması evrensel bir felaketi getirir: Faşizm; düşünmeyenlerin konuşması daha büyük tehlikeyi yığar başımıza, "mış gibi demokrasi" Siz siz olun! Düşünün ve konuşun. Bu kesitte bebeklerinize, çocuklarınıza, gençlere ve özellikle "kendinize sahip olun!" Gelecekte çocuklarımız "dünya kadar" güzel bir Türkiye'de yaşayacaklar, inanın lütfen.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.