Okunmamış Kitabın Çözülmemiş Diliyle
Okunmamış Kitabın Çözülmemiş Diliyle
Yüksel Aydın bir gece yazıcısı olup, kağıttan kalplerin, yakamozların, ay dinletilerinin, kaya dibi medeniyetini insanlığın, bulutların, gölgelerin, kadim uygarlıkların, gizlenen seslerin, mavi bir gezegen fırtınasının diliyle yazıyor. Bu şiirleri yaptığı muhteşem resimlerinin izdüşümü, kelimelere dökülmüş halidir. Kaybolan ne varsa, onların düşlerini zamanın mührünü kırarak yazıyor. Rüya kuşları ne zaman kanat çırpsa Yüksel Aydın'ın elinde resme ve şiire dönüşüyor.
Evrendeki her titreşim yıldız ırmaklarının senfonisine biricik yazgımız olarak düşüyor. Bu şiirlerle yeniden dölleniyor sanki evrendeki dil tutulması. Dişi bir dervişan sabrıyla hep bekletmiş kendisine uğrayan şiirlerini. Yazdığı bu şiirlerini yaptığı resimlerine bakarak okumaksa inanın ayrı bir keyif bırakır okuyanda, izleyende! Dünya ağır yaralı ve büyük bir felsefeyi sedyeyle buzdağlarına götürüyorlardı, gördüm.
Yüksel Aydın'ın iyiliğe, sevince ve sevgiye açılan kapının önünde o rengârenk kalbinin bir çocuk olduğunu bildim, kalbi perdesiz bir
sahildi, bunu da gördüm! Sahi, ne demişti sevgili Rumi, “Aşk bir deliliktir, biz delinin de delisiyiz ve uzun konuşanları kısa dinlemek
lazım, vesselam!”
Kısacası, şu savunmasız insanı yine doğa koruyor, yine ruhunu şiirler ve sanat avutuyor, madem aynanın kendisi olmuş, o halde kristal bir resmin kıyameti kopmadan bu kıymetli şiirleri okuyup sırlara karışmanın vaktidir. Taştan daha ağır bir kitap bu, ağır kaldırmayın, gönlünüze yazın, pencereleri ve perdeleri açın, aynaları kırın, bırakın kendinizi sonsuzluğun yakınlığına. Taş konuşur, katre duyar. Merakbuyurmayınız, bu şiirleri okuduktan sonra kalbinizin arka sokaklarında yosun tutmuş kalın duvarlar da kırılır. Nasıl, ruhunuzda bir sakinlik, bir huzur duydunuz mu? Merak etmeyiniz, şiir sokaklarda, tüm zamanlarda, arafta ve hep yaşadığınız düşlerinizin de üstündedir, çekin şu örtüyü artık! Bak, gördüğünüz o yüce güneş yağmuru yine siz oluyorsunuz.
Hoş geldin Yüksel Aydın, ne iyi ettin de geldin, gönlümüze şiir komşusu, gariplerin kokusuyla hoş geldin…
- Engin Turgut
- Açıklama
Okunmamış Kitabın Çözülmemiş Diliyle
Yüksel Aydın bir gece yazıcısı olup, kağıttan kalplerin, yakamozların, ay dinletilerinin, kaya dibi medeniyetini insanlığın, bulutların, gölgelerin, kadim uygarlıkların, gizlenen seslerin, mavi bir gezegen fırtınasının diliyle yazıyor. Bu şiirleri yaptığı muhteşem resimlerinin izdüşümü, kelimelere dökülmüş halidir. Kaybolan ne varsa, onların düşlerini zamanın mührünü kırarak yazıyor. Rüya kuşları ne zaman kanat çırpsa Yüksel Aydın'ın elinde resme ve şiire dönüşüyor.
Evrendeki her titreşim yıldız ırmaklarının senfonisine biricik yazgımız olarak düşüyor. Bu şiirlerle yeniden dölleniyor sanki evrendeki dil tutulması. Dişi bir dervişan sabrıyla hep bekletmiş kendisine uğrayan şiirlerini. Yazdığı bu şiirlerini yaptığı resimlerine bakarak okumaksa inanın ayrı bir keyif bırakır okuyanda, izleyende! Dünya ağır yaralı ve büyük bir felsefeyi sedyeyle buzdağlarına götürüyorlardı, gördüm.
Yüksel Aydın'ın iyiliğe, sevince ve sevgiye açılan kapının önünde o rengârenk kalbinin bir çocuk olduğunu bildim, kalbi perdesiz bir
sahildi, bunu da gördüm! Sahi, ne demişti sevgili Rumi, “Aşk bir deliliktir, biz delinin de delisiyiz ve uzun konuşanları kısa dinlemek
lazım, vesselam!”
Kısacası, şu savunmasız insanı yine doğa koruyor, yine ruhunu şiirler ve sanat avutuyor, madem aynanın kendisi olmuş, o halde kristal bir resmin kıyameti kopmadan bu kıymetli şiirleri okuyup sırlara karışmanın vaktidir. Taştan daha ağır bir kitap bu, ağır kaldırmayın, gönlünüze yazın, pencereleri ve perdeleri açın, aynaları kırın, bırakın kendinizi sonsuzluğun yakınlığına. Taş konuşur, katre duyar. Merakbuyurmayınız, bu şiirleri okuduktan sonra kalbinizin arka sokaklarında yosun tutmuş kalın duvarlar da kırılır. Nasıl, ruhunuzda bir sakinlik, bir huzur duydunuz mu? Merak etmeyiniz, şiir sokaklarda, tüm zamanlarda, arafta ve hep yaşadığınız düşlerinizin de üstündedir, çekin şu örtüyü artık! Bak, gördüğünüz o yüce güneş yağmuru yine siz oluyorsunuz.
Hoş geldin Yüksel Aydın, ne iyi ettin de geldin, gönlümüze şiir komşusu, gariplerin kokusuyla hoş geldin…
- Engin Turgut
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.