%30
Ölüm Ne Yana Düşer Usta Sibel Tekin
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786052603239
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
416
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Ölüm Ne Yana Düşer UstaDiyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları

74,00TL
51,80TL
%30
Satışta değil
9786052603239
890269
Ölüm Ne Yana Düşer Usta
Ölüm Ne Yana Düşer Usta Diyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları
51.80

10 Ekim 2015 Cumartesi günü, mevsime inat, güneşli bir gündü. Kitlelerin Ankara Garı'na aktığı kalabalık, coşkulu, heyecanlı, sevinçli bir gün…
Öyle başladı.
Güneşli, kalabalık, coşkulu, heyecanlı, sevinçli gün ve hayat… saat 10.04'te durdu…
Saatlerin, günlerin ve ayların kederli akışından sonra kendimize ilk sorduğumuz soru bu oldu; biz neden böyle bir şiddetin öznesi olduk? Sadece Ankara'da Garın hemen önünde değil, Diyarbakır'da çok kalabalık İstasyon Meydanı'nda, Suruç'ta Amara Kültür Merkezi'nin küçücük bahçesinde neden öldük?
Buzdolabında ölü çocukların, sokaklarında ölü anaların olduğu bir zamana ve mekâna nasıl sıkıştık?
Sorular soruları taşıdı.
Çok değil elli yıl öncesinin genç, devrimci, romantik Filistin halk savaşçıları nasıl olmuştu da yerini, kendisine benzemeyeni yok etmek isteyen acımasız İslamcı intihar eylemcilerine bırakmıştı?
Nasıl olmuştu da, Ortadoğu'nun otokratik yönetimleri kendi çeperlerinde bir isyan dalgasına yol açmıştı? Nasıl ve neden? O isyanlara sonra ne olmuştu?
Ortadoğu dediğimiz yer nerede başlıyor, nerede bitiyordu?
Kendilerinin olmayan topraklarda başka ülkelerin askerleri ne arıyordu?
Bize ait olmayan topraklarda bizim ne işimiz vardı?
Irak ve Suriye arasındaki sınır belirsizleşirken, hükümranlığı zayıf(latılmış) bu iki ülkenin
Türkiye ile sınırına ne olmuştu?
Türkiye'nin bir güney sınırı var mıydı? Varsa intihar yeleği kuşanmış adamlar o sınırdan nasıl geçebilmişti?
Bu adamlara yardım eden başka adamlar, yıllardır izlenmiyor muydu?
Türkiye karayolları nasıl olmuştu da bir “cihad otobanına” dönüşmüştü?
Sınırı geçen ve kendileri için hazır edilmiş intihar yeleklerini kuşananlar Türkiye
karayollarını nasıl bu kadar kolayca aşabilmiş ve hedeflerine varmışlardı?
Biz neden hedef olmuştuk? Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da, Gaziantep'te ve daha birçok yerde…
Bu kitap, bir idrak gayretinin ürünü… Soruların soruları izlediği bu kitap hem de bir borcu ödemek için yazıldı… Arda kalanların gidenlere borcu… Unutulmasınlar, hep bilinsinler diye..

  • Açıklama
    • 10 Ekim 2015 Cumartesi günü, mevsime inat, güneşli bir gündü. Kitlelerin Ankara Garı'na aktığı kalabalık, coşkulu, heyecanlı, sevinçli bir gün…
      Öyle başladı.
      Güneşli, kalabalık, coşkulu, heyecanlı, sevinçli gün ve hayat… saat 10.04'te durdu…
      Saatlerin, günlerin ve ayların kederli akışından sonra kendimize ilk sorduğumuz soru bu oldu; biz neden böyle bir şiddetin öznesi olduk? Sadece Ankara'da Garın hemen önünde değil, Diyarbakır'da çok kalabalık İstasyon Meydanı'nda, Suruç'ta Amara Kültür Merkezi'nin küçücük bahçesinde neden öldük?
      Buzdolabında ölü çocukların, sokaklarında ölü anaların olduğu bir zamana ve mekâna nasıl sıkıştık?
      Sorular soruları taşıdı.
      Çok değil elli yıl öncesinin genç, devrimci, romantik Filistin halk savaşçıları nasıl olmuştu da yerini, kendisine benzemeyeni yok etmek isteyen acımasız İslamcı intihar eylemcilerine bırakmıştı?
      Nasıl olmuştu da, Ortadoğu'nun otokratik yönetimleri kendi çeperlerinde bir isyan dalgasına yol açmıştı? Nasıl ve neden? O isyanlara sonra ne olmuştu?
      Ortadoğu dediğimiz yer nerede başlıyor, nerede bitiyordu?
      Kendilerinin olmayan topraklarda başka ülkelerin askerleri ne arıyordu?
      Bize ait olmayan topraklarda bizim ne işimiz vardı?
      Irak ve Suriye arasındaki sınır belirsizleşirken, hükümranlığı zayıf(latılmış) bu iki ülkenin
      Türkiye ile sınırına ne olmuştu?
      Türkiye'nin bir güney sınırı var mıydı? Varsa intihar yeleği kuşanmış adamlar o sınırdan nasıl geçebilmişti?
      Bu adamlara yardım eden başka adamlar, yıllardır izlenmiyor muydu?
      Türkiye karayolları nasıl olmuştu da bir “cihad otobanına” dönüşmüştü?
      Sınırı geçen ve kendileri için hazır edilmiş intihar yeleklerini kuşananlar Türkiye
      karayollarını nasıl bu kadar kolayca aşabilmiş ve hedeflerine varmışlardı?
      Biz neden hedef olmuştuk? Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da, Gaziantep'te ve daha birçok yerde…
      Bu kitap, bir idrak gayretinin ürünü… Soruların soruları izlediği bu kitap hem de bir borcu ödemek için yazıldı… Arda kalanların gidenlere borcu… Unutulmasınlar, hep bilinsinler diye..

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat