Orbitor - Cilt: 2Göz Kamaştırıcı
Nobel Edebiyat Ödülü listelerinde adı son yıllarda sık sık anılan Mircea Cartarescu, Romanya edebiyatının önemli yazarlarından. Göz Kamaştırıcı Orbitor'uyla yazı sanatına, kurmacaya adeta yeni bir tanım getiriyor. Mircea, Orbitor'un bu ikinci cildinde, çocukluğundan hafızasında kalanları özenle törpüleyip parlatarak açığa çıkarmaya, hikâye içinde hikâye anlatmaya devam ediyor: Çocukluk, rüya, korku, heyecan, mutluluk, acı, anne-baba, cinsellik, asansörler, Bükreş, öğrencilik, sokaklar, yaramazlık, aşk, geçim derdi, dürbün, mimari, savaş... Geçmiş ve şimdi arasındaki gerilimler mutlak manada çözülmüyor, başka biçimler alıyor. Hayatın gerçeklikleri birbirleriyle çatışıp bozuluyorlar ama bu sancılı süreçten yeni bir “düş-gerçeklik” doğuyor.
Mircea açısından “doğum” esaslı bir muamma, tıpkı ölüm gibi: “Bir annenin, karnında kıvrılmış ceninin güzel kokulu kayısı etini günden güne büyüttüğü bilinçdışı kararlılık ile her gün sayfa üstüne sayfa eklediğim kağıt destesini ilk kez birine gösteriyordum. Acaba daha ne kadar büyüyecekti? Orbitor duymaktan-görmekten-anımsamaktan kaçınılan korkulu düşlerin kapısını aralayan; eşsiz bir vaizin kendi imgelemi üzerinden insanı ve evreni yeni baştan kurma çabası aynı zamanda: “kâğıdı kurtaracağını, masanın üzerinde “bütün dağlar indirilip bütün vadiler yükseltilene kadar” avucu ile düzleştireceğini ve böylece dünyanın tekrardan okunur hale geleceğini ümit ediyordu.” Orbitor, kelebek uçuşuna kaldığı yerden devam ederken, o kelebeğin kanadında gizlenmiş evrenin şifrelerini çözmeye çalışan eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor okurunu...
- Açıklama
Nobel Edebiyat Ödülü listelerinde adı son yıllarda sık sık anılan Mircea Cartarescu, Romanya edebiyatının önemli yazarlarından. Göz Kamaştırıcı Orbitor'uyla yazı sanatına, kurmacaya adeta yeni bir tanım getiriyor. Mircea, Orbitor'un bu ikinci cildinde, çocukluğundan hafızasında kalanları özenle törpüleyip parlatarak açığa çıkarmaya, hikâye içinde hikâye anlatmaya devam ediyor: Çocukluk, rüya, korku, heyecan, mutluluk, acı, anne-baba, cinsellik, asansörler, Bükreş, öğrencilik, sokaklar, yaramazlık, aşk, geçim derdi, dürbün, mimari, savaş... Geçmiş ve şimdi arasındaki gerilimler mutlak manada çözülmüyor, başka biçimler alıyor. Hayatın gerçeklikleri birbirleriyle çatışıp bozuluyorlar ama bu sancılı süreçten yeni bir “düş-gerçeklik” doğuyor.
Mircea açısından “doğum” esaslı bir muamma, tıpkı ölüm gibi: “Bir annenin, karnında kıvrılmış ceninin güzel kokulu kayısı etini günden güne büyüttüğü bilinçdışı kararlılık ile her gün sayfa üstüne sayfa eklediğim kağıt destesini ilk kez birine gösteriyordum. Acaba daha ne kadar büyüyecekti? Orbitor duymaktan-görmekten-anımsamaktan kaçınılan korkulu düşlerin kapısını aralayan; eşsiz bir vaizin kendi imgelemi üzerinden insanı ve evreni yeni baştan kurma çabası aynı zamanda: “kâğıdı kurtaracağını, masanın üzerinde “bütün dağlar indirilip bütün vadiler yükseltilene kadar” avucu ile düzleştireceğini ve böylece dünyanın tekrardan okunur hale geleceğini ümit ediyordu.” Orbitor, kelebek uçuşuna kaldığı yerden devam ederken, o kelebeğin kanadında gizlenmiş evrenin şifrelerini çözmeye çalışan eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor okurunu...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.