Ormandaki Deli
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin altıncı kitabı, 1932'de Le Fou de Bergerac adıyla yazılan ve 1963'te Erhan Bener tarafından Türkçeye kazandırılan Ormandaki Deli.
Bir Komiser Maigret romanı olan Ormandaki Deli taşrada geçer. Arkadaşını görmek üzere Bergerac'a giderken, nedense şüpheli gördüğü bir yolcunun peşinden trenden atlar Maigret. Kovalamaca sırasında şüpheli tarafından vurulan komiser, tüm roman boyunca soruşturmayı kasabanın merkezindeki otelde çakılı kaldığı hasta yatağından, akıl yürütmeler ve kurduğu kimi tuzaklarla yürütür.
Simenon'la Brüksel'de tanışmış, sıkı bir Simenon okuru olan Erhan Bener'in, yapıtlarında polisiye öğelere ve psikolojik çözümlemelere sıkça yer vermesi bu iki yazarın işbirliğine ayrı bir anlam katmaktadır. Ayrıca, Simenon'un yazarken, Bener'in çevirirken, Maigret'nin de soruşturma yaparken elinden düşürmediği pipo, roman boyunca sık sık karşımıza hoş bir rastlantı olarak çıkacaktır.
“Mükemmel düzeyde Fransızca bilen Erhan Bener'in çevirmenlik yönü az bilinir (…) Ormandaki Deli'ye damgasını vuran boğucu taşra ortamı, Erhan Bener'in Yalnızlar'ını ya da Sisli Yaz'ını da andırmıyor değil… Yazar Erhan Bener'in bu romanı Türkçeye çevirmeye karar vermesinde bu akrabalığın bir rolü olup olmadığını bilemeyiz. Öyle ya da böyle, babamın Simenon'a özel bir ilgisi olduğunu, kütüphanesindeki cilt cilt Simenon romanı sayısının çokluğu açıkça teyit ediyor.”
- Açıklama
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin altıncı kitabı, 1932'de Le Fou de Bergerac adıyla yazılan ve 1963'te Erhan Bener tarafından Türkçeye kazandırılan Ormandaki Deli.
Bir Komiser Maigret romanı olan Ormandaki Deli taşrada geçer. Arkadaşını görmek üzere Bergerac'a giderken, nedense şüpheli gördüğü bir yolcunun peşinden trenden atlar Maigret. Kovalamaca sırasında şüpheli tarafından vurulan komiser, tüm roman boyunca soruşturmayı kasabanın merkezindeki otelde çakılı kaldığı hasta yatağından, akıl yürütmeler ve kurduğu kimi tuzaklarla yürütür.
Simenon'la Brüksel'de tanışmış, sıkı bir Simenon okuru olan Erhan Bener'in, yapıtlarında polisiye öğelere ve psikolojik çözümlemelere sıkça yer vermesi bu iki yazarın işbirliğine ayrı bir anlam katmaktadır. Ayrıca, Simenon'un yazarken, Bener'in çevirirken, Maigret'nin de soruşturma yaparken elinden düşürmediği pipo, roman boyunca sık sık karşımıza hoş bir rastlantı olarak çıkacaktır.
“Mükemmel düzeyde Fransızca bilen Erhan Bener'in çevirmenlik yönü az bilinir (…) Ormandaki Deli'ye damgasını vuran boğucu taşra ortamı, Erhan Bener'in Yalnızlar'ını ya da Sisli Yaz'ını da andırmıyor değil… Yazar Erhan Bener'in bu romanı Türkçeye çevirmeye karar vermesinde bu akrabalığın bir rolü olup olmadığını bilemeyiz. Öyle ya da böyle, babamın Simenon'a özel bir ilgisi olduğunu, kütüphanesindeki cilt cilt Simenon romanı sayısının çokluğu açıkça teyit ediyor.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.