Ortadoğu ve Emperyalizm
Ortadoğu'nun ekonomik ve siyasi tarihinde 20. yüzyılın başından bu yana neler olup bittiğini anlamak isteyen herkes, işe ''petrol'' sözcüğünün anlam ve önemini irdeleyerek başlamalıdır. Petrolün önemi kavranmadığı sürece, 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen birinci emperyalist savaş sonrasında, Ortadoğu'ya şekil verme amacını güden emperyalistler arası mücadeleyi kavramak zorlaşır. Ayrıca, Lübnan'daki savaştan Körfez Krizi'ne, Balkanlardaki savaştan bugünlerde Afganistan'da gaddarca yürütülen savaşa dek uzanan bir yelpaze üzerinde, dünyanın bu bölgesindeki savaş ve barışa dair yakıcı sorunların anlaşılmasının olanağı yoktur.
Bir de; ''düşük derişimli uranyum alaşımı'' bombaların, savaşların ülke doğasında, insanında, öncelikle de emperyalist savaş makinesi haline gelmiş, kendini küreselleşecek dünyanın patronu ilan etmiş ABD'nin kendi askerleri üzerinde yaptığı yıkımı görmek gerekiyor. Unutmayalım ki, o savaş bölgesinde biz de varız...
''ABD'nin askeri müdahalesi, Suudilerin ve Körfez'deki tüm diğer rejimlerin aslında dünya çıkarlar konsorsiyumunun yöneldiği offshore ülkeler olduğunu açık bir şekilde gözler önüne serdi. Yabancı güçler bölgede ne kadar uzun süre kalırlarsa, onların buradaki müttefiklerinin gözü de o kadar açık bir şekilde gün ışığına çıkacaktır.''
Kemal Salibi, Lübnanlı Tarihçi
- Açıklama
Ortadoğu'nun ekonomik ve siyasi tarihinde 20. yüzyılın başından bu yana neler olup bittiğini anlamak isteyen herkes, işe ''petrol'' sözcüğünün anlam ve önemini irdeleyerek başlamalıdır. Petrolün önemi kavranmadığı sürece, 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen birinci emperyalist savaş sonrasında, Ortadoğu'ya şekil verme amacını güden emperyalistler arası mücadeleyi kavramak zorlaşır. Ayrıca, Lübnan'daki savaştan Körfez Krizi'ne, Balkanlardaki savaştan bugünlerde Afganistan'da gaddarca yürütülen savaşa dek uzanan bir yelpaze üzerinde, dünyanın bu bölgesindeki savaş ve barışa dair yakıcı sorunların anlaşılmasının olanağı yoktur.
Bir de; ''düşük derişimli uranyum alaşımı'' bombaların, savaşların ülke doğasında, insanında, öncelikle de emperyalist savaş makinesi haline gelmiş, kendini küreselleşecek dünyanın patronu ilan etmiş ABD'nin kendi askerleri üzerinde yaptığı yıkımı görmek gerekiyor. Unutmayalım ki, o savaş bölgesinde biz de varız...
''ABD'nin askeri müdahalesi, Suudilerin ve Körfez'deki tüm diğer rejimlerin aslında dünya çıkarlar konsorsiyumunun yöneldiği offshore ülkeler olduğunu açık bir şekilde gözler önüne serdi. Yabancı güçler bölgede ne kadar uzun süre kalırlarsa, onların buradaki müttefiklerinin gözü de o kadar açık bir şekilde gün ışığına çıkacaktır.''
Kemal Salibi, Lübnanlı Tarihçi
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.