Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine Yavuz Bahadıroğlu
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789752696006
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
255
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
19
Basım Tarihi
2020-09
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine

190,00TL
Hızlı Kargo
9789752696006
434379
Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine
Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine
190.00

Osmanlı'da hiç kimsenin kudret ve kuvveti “mutlak” değildi. Özellikle padişahlar denetim altındaydılar. İsrafa ve sefahate meyleden padişahlar, ulema fetvasıyla hal'edilir, yani tahttan indirilirdi.

Osmanlı devlet sistemi, insanı merkez alan ve insana değer veren, bugünkü anlayışa yatkın demokratik bir yapıya sahipti.

Osmanlı Devleti; insan, hayvan ve bitkiye yönelik hizmetler üreten büyük bir hayır kurumuna dönüşmüştü. Padişahlar bu büyük hayır kurumunun bir nevi garsonuydular.

Padişahlar zaman zaman kıyafet değiştirip halkın içine karışmakta, talep ve değerlendirmeleri birinci elden almaya özen göstermekteydiler.

Halk, padişahı, devlet ve hükümet adamlarını açıktan açığa tenkit etmek hakkına sahipti. Vaizler vaazlarında, halk hatipleri meydanlarda tenkit hakkını kullanırken zabıta müdahale etmezdi. Özgürce konuşurlardı.

Padişahlar din, dil, ırk, mezhep ayırımı gözetmeksizin halkın hakkını hukukunu muhafazaya mecburdu.

Bu ve benzeri daha pek çok uygulama Osmanlı döneminde mevcuttu. Özetle Osmanlı bütün bu icraatları “demokrasi” adına yapmadı, demokratlık adına gerçekleştirmedi.

Peki ya Osmanlı sonrası?

Cumhuriyetimizin ilk yıllarından günümüze demokrasiyi, hak ve özgürlükleri milletolarak ne ölçüde tadabildik, ne kadar yaşayabildik?
Osmanlı'nın halkına sağladığı hak ve özgürlükleri, hoşgörü ve serbestliği nedenmumla aramaktayız?

Bu kitabı okurken Osmanlı'nın kurduğu, hâkim kıldığı ve uyguladığı demokrasi havasınıderin derin teneffüs edeceksiniz. Satırlar arasında gezinirken zihniniz sürekli Osmanlı'dangünümüze gidip gelecek, “Neydik? Ne olduk? Ne olmalıyız?” sorusuna cevaplar arayacak
ve bulacaksınız.

  • Açıklama
    • Osmanlı'da hiç kimsenin kudret ve kuvveti “mutlak” değildi. Özellikle padişahlar denetim altındaydılar. İsrafa ve sefahate meyleden padişahlar, ulema fetvasıyla hal'edilir, yani tahttan indirilirdi.

      Osmanlı devlet sistemi, insanı merkez alan ve insana değer veren, bugünkü anlayışa yatkın demokratik bir yapıya sahipti.

      Osmanlı Devleti; insan, hayvan ve bitkiye yönelik hizmetler üreten büyük bir hayır kurumuna dönüşmüştü. Padişahlar bu büyük hayır kurumunun bir nevi garsonuydular.

      Padişahlar zaman zaman kıyafet değiştirip halkın içine karışmakta, talep ve değerlendirmeleri birinci elden almaya özen göstermekteydiler.

      Halk, padişahı, devlet ve hükümet adamlarını açıktan açığa tenkit etmek hakkına sahipti. Vaizler vaazlarında, halk hatipleri meydanlarda tenkit hakkını kullanırken zabıta müdahale etmezdi. Özgürce konuşurlardı.

      Padişahlar din, dil, ırk, mezhep ayırımı gözetmeksizin halkın hakkını hukukunu muhafazaya mecburdu.

      Bu ve benzeri daha pek çok uygulama Osmanlı döneminde mevcuttu. Özetle Osmanlı bütün bu icraatları “demokrasi” adına yapmadı, demokratlık adına gerçekleştirmedi.

      Peki ya Osmanlı sonrası?

      Cumhuriyetimizin ilk yıllarından günümüze demokrasiyi, hak ve özgürlükleri milletolarak ne ölçüde tadabildik, ne kadar yaşayabildik?
      Osmanlı'nın halkına sağladığı hak ve özgürlükleri, hoşgörü ve serbestliği nedenmumla aramaktayız?

      Bu kitabı okurken Osmanlı'nın kurduğu, hâkim kıldığı ve uyguladığı demokrasi havasınıderin derin teneffüs edeceksiniz. Satırlar arasında gezinirken zihniniz sürekli Osmanlı'dangünümüze gidip gelecek, “Neydik? Ne olduk? Ne olmalıyız?” sorusuna cevaplar arayacak
      ve bulacaksınız.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat