Osmanlı Hanedanı'nın FaziletiMukayeseli Tarih Kritiği
17. asrın ünlü Hanbeli Bilgini el-Kermi İslam beldelerinde, kendi devrine kadarki döneme ait yönetsel anlamda yaşanmış tecrübeleri aktarıyor. Sonra bunları Osmanlı Hanedanı'nın faziletini ortaya koymak arzusuyla mukayeselerle kritik ediyor. Umarım bu türden bir kitabın tahkik edilmesi ve o dönemi konu eden tarihsel bir materyalin ortaya çıkarılması Osmanlı tarihi konusunda farklı bir perspektif sağlayacak ve bilimsel ufuk seviyeleri Osmanlı yönetiminin o çağda oynadığı etkin ve olumlu rol düzeyine vakıf olamamış birçok kimsenin, sadece karanlık taraflarını görmeye çalıştıkları karışıklıkları netliğe kavuşturacaktır.
Özellikle de eserin müellifinin (Allah rahmet etsin) devlet içerisinde idari bir pozisyona sahip kimselerden olmaması vardığı hükümlerde tarafsız ve net davrandığı kanaatini doğurmaktadır. Ayrıca bu eser, Osmanlı Devleti tarihi olması yanında bilimsel açıdan ilmi esaslara dayanma karakteristiğine de sahiptir.
Net olarak fark edilmektedir ki, müellif (Allah rahmet etsin) ilim adamlarının görüşlerini delil olarak sunmakta, Zehebi'nin Tarihu'l-İslam'ı, ‘Acaibu'l-Makdur ve Cami'u'l-Hikayat gibi ilim ehlinin eserlerine atıflarda bulunmakta hassasiyet göstermektedir. Ayrıca bu küçük hacimli eseri vasıtasıyla müellif, kendisine ait, sayısı ona varan tasniflerini ve diğer ilim adamlarının da eserlerini zikretmektedir.
Müellifin (Allah rahmet etsin) tarihsel materyal içinde yeri geldiğinde farklı konulardan söz etmesi de, bariz bir şekilde dikkati çeken başka bir husustur. Çünkü kendisi başlangıçtan itibaren İslam ümmetinin tarihine dair bilgi sahibi olan, doğudan batıya İslam ümmetinin sahip olduğu hükümdarlıkların, devletlerin durumunu takip eden birisidir ki bu özellik ona birtakım delilleri kolaylıkla çıkarıp ortaya koyma ve inceleme bakımından yeterli bir kudret vermektedir.
Dolayısıyla bu husus müellifi İslam ümmetinin şümullü tarihçilerinden biri konumuna getirmektedir. Okuyucu, birkaç sayfadan oluşan bu eseri sadece okumakla bile kendisini İslam beldelerinde seyahat ederken, birçok olayı izlerken ve bol miktarda kişi ve mekan ismine muttali olurken bulacaktır. Bunlar birçok tarihçinin sahip olamayacağı meziyetlerdir.
- Açıklama
17. asrın ünlü Hanbeli Bilgini el-Kermi İslam beldelerinde, kendi devrine kadarki döneme ait yönetsel anlamda yaşanmış tecrübeleri aktarıyor. Sonra bunları Osmanlı Hanedanı'nın faziletini ortaya koymak arzusuyla mukayeselerle kritik ediyor. Umarım bu türden bir kitabın tahkik edilmesi ve o dönemi konu eden tarihsel bir materyalin ortaya çıkarılması Osmanlı tarihi konusunda farklı bir perspektif sağlayacak ve bilimsel ufuk seviyeleri Osmanlı yönetiminin o çağda oynadığı etkin ve olumlu rol düzeyine vakıf olamamış birçok kimsenin, sadece karanlık taraflarını görmeye çalıştıkları karışıklıkları netliğe kavuşturacaktır.
Özellikle de eserin müellifinin (Allah rahmet etsin) devlet içerisinde idari bir pozisyona sahip kimselerden olmaması vardığı hükümlerde tarafsız ve net davrandığı kanaatini doğurmaktadır. Ayrıca bu eser, Osmanlı Devleti tarihi olması yanında bilimsel açıdan ilmi esaslara dayanma karakteristiğine de sahiptir.
Net olarak fark edilmektedir ki, müellif (Allah rahmet etsin) ilim adamlarının görüşlerini delil olarak sunmakta, Zehebi'nin Tarihu'l-İslam'ı, ‘Acaibu'l-Makdur ve Cami'u'l-Hikayat gibi ilim ehlinin eserlerine atıflarda bulunmakta hassasiyet göstermektedir. Ayrıca bu küçük hacimli eseri vasıtasıyla müellif, kendisine ait, sayısı ona varan tasniflerini ve diğer ilim adamlarının da eserlerini zikretmektedir.
Müellifin (Allah rahmet etsin) tarihsel materyal içinde yeri geldiğinde farklı konulardan söz etmesi de, bariz bir şekilde dikkati çeken başka bir husustur. Çünkü kendisi başlangıçtan itibaren İslam ümmetinin tarihine dair bilgi sahibi olan, doğudan batıya İslam ümmetinin sahip olduğu hükümdarlıkların, devletlerin durumunu takip eden birisidir ki bu özellik ona birtakım delilleri kolaylıkla çıkarıp ortaya koyma ve inceleme bakımından yeterli bir kudret vermektedir.
Dolayısıyla bu husus müellifi İslam ümmetinin şümullü tarihçilerinden biri konumuna getirmektedir. Okuyucu, birkaç sayfadan oluşan bu eseri sadece okumakla bile kendisini İslam beldelerinde seyahat ederken, birçok olayı izlerken ve bol miktarda kişi ve mekan ismine muttali olurken bulacaktır. Bunlar birçok tarihçinin sahip olamayacağı meziyetlerdir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.