Osmanlı Topraklarında Anılar1861-1904
Kocabalkan'ın stratejik bir geçidinde konumlu, Osmanlı dönemindeki özel statüsünden dolayı öteki Bulgar yerleşimlerinden öne çıkan Kotel'de (Kazan) dünyaya gelen Petır Mateev (1850), Malta Adası'ndaki İngiliz Protestan Koleji'nde ve Robert Kolej'de eğitim gördüğü sırada Anglosakson kültürünü derinden özümsüyor. Payitahttaki British Post Office'te çalışma hayatına başlıyor. Maceracı ruhunu dizginleyemeyen Bulgar delikanlının yabancı yerler keşfetme hayaliyle adeta yanıp tutuştuğu bir sırada İstanbul'dan atla bütün Anadolu'yu kat ederek Bağdat'a ulaşmayı hedefleyen bir İngiliz asilzade kadına refakat etmesi teklif ediliyor (1875). Badireli seyahatten döner dönmez, bu sefer Hitit, Asur ve Babil medeniyeti uzmanı İngiliz arkeolog Dr. George Smith'e, British Müzesi adına yapacağı arkeolojik kazılarda asistanlık yapması gündeme geliyor. Yerel idare nezdinde kolaylık sağlaması bakımından Peter Mathewson adını benimseyen Bulgar genç, dünyaca ünlü eksantrik arkeologla bütün Yakındoğu coğrafyasını dolaşıyor (1876). Tehlikeli salgın hastalıklar arasında ve ağır karantina şartlarında geçen bu hummalı çalışmadan fevkalade önemli bilimsel sonuçlar elde ediliyor. İstanbul'daki ilk Türk posta-telgraf idaresinde de görev yapan Petır Mateev, daha sonra Şarki Rumeli Valisi Aleko Paşa'nın kançılaryasında hususi kâtipliğe getiriliyor (1879-1884). Bulgaristan Emareti adına Edirne'de ticari temsilcilik görevine tayin ediliyor (1897-1904). Son yıllarında, iki asra yayılan anılarını toparlıyor. 19. yüzyıl İstanbul'unun Protestan ve Anglosakson ortamında yoğrulan bu sıra dışı Bulgar'ın 93 yıllık çalkantılı ömür serüveninin yansıması niteliğindeki hatıratı, Osmanlı'da yabancı okullar, misyonerlik faaliyetleri, yerleşimleriyle ve yok olmaya yüz tutmuş halklarıyla 1870'lerin Anadolu coğrafyası, Hitit, Asur, Babil ve Sümer medeniyetini kapsayan arkeolojik çalışmalar, posta-telgraf idaresi, imparatorlukta önemli mevkilere yükselen Bulgar asıllı Bogoridi sülalesi, Osmanlı-Bulgar diplomatik ilişkileri, bazı spor dallarının başlangıcı ve birçok başkaca konuda birinci elden eşsiz tanıklık sunuyor.
- Açıklama
Kocabalkan'ın stratejik bir geçidinde konumlu, Osmanlı dönemindeki özel statüsünden dolayı öteki Bulgar yerleşimlerinden öne çıkan Kotel'de (Kazan) dünyaya gelen Petır Mateev (1850), Malta Adası'ndaki İngiliz Protestan Koleji'nde ve Robert Kolej'de eğitim gördüğü sırada Anglosakson kültürünü derinden özümsüyor. Payitahttaki British Post Office'te çalışma hayatına başlıyor. Maceracı ruhunu dizginleyemeyen Bulgar delikanlının yabancı yerler keşfetme hayaliyle adeta yanıp tutuştuğu bir sırada İstanbul'dan atla bütün Anadolu'yu kat ederek Bağdat'a ulaşmayı hedefleyen bir İngiliz asilzade kadına refakat etmesi teklif ediliyor (1875). Badireli seyahatten döner dönmez, bu sefer Hitit, Asur ve Babil medeniyeti uzmanı İngiliz arkeolog Dr. George Smith'e, British Müzesi adına yapacağı arkeolojik kazılarda asistanlık yapması gündeme geliyor. Yerel idare nezdinde kolaylık sağlaması bakımından Peter Mathewson adını benimseyen Bulgar genç, dünyaca ünlü eksantrik arkeologla bütün Yakındoğu coğrafyasını dolaşıyor (1876). Tehlikeli salgın hastalıklar arasında ve ağır karantina şartlarında geçen bu hummalı çalışmadan fevkalade önemli bilimsel sonuçlar elde ediliyor. İstanbul'daki ilk Türk posta-telgraf idaresinde de görev yapan Petır Mateev, daha sonra Şarki Rumeli Valisi Aleko Paşa'nın kançılaryasında hususi kâtipliğe getiriliyor (1879-1884). Bulgaristan Emareti adına Edirne'de ticari temsilcilik görevine tayin ediliyor (1897-1904). Son yıllarında, iki asra yayılan anılarını toparlıyor. 19. yüzyıl İstanbul'unun Protestan ve Anglosakson ortamında yoğrulan bu sıra dışı Bulgar'ın 93 yıllık çalkantılı ömür serüveninin yansıması niteliğindeki hatıratı, Osmanlı'da yabancı okullar, misyonerlik faaliyetleri, yerleşimleriyle ve yok olmaya yüz tutmuş halklarıyla 1870'lerin Anadolu coğrafyası, Hitit, Asur, Babil ve Sümer medeniyetini kapsayan arkeolojik çalışmalar, posta-telgraf idaresi, imparatorlukta önemli mevkilere yükselen Bulgar asıllı Bogoridi sülalesi, Osmanlı-Bulgar diplomatik ilişkileri, bazı spor dallarının başlangıcı ve birçok başkaca konuda birinci elden eşsiz tanıklık sunuyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.