Otonom Taşıtlarda Sigorta
Marsa insan göndermenin ve aya turistik seyahatlerin planlandığı bir dünyanın karayollarının da cari alışkanlıklarla ve geleneksel düzende devam etmeyeceği aşikardır. Teknoloji her ne kadar 2000'lere kadar motorlu kara taşıtlarında radikal bir değişimi ortaya çıkarmasa da 2000'li yıllar yeni nesil taşıtların doğumuna şahitlik etmektedir. Yeni nesil taşıtların geleneksel taşıtlardan ayrılan iki başlıca noktası vardır. Bunlardan birisi taşıtların tükettiği enerjinin kaynağıdır. İkincisi ve aynı zamanda bu çalışmaya da temel teşkil eden nokta ise, otonom taşıt devrimiyle taşıtların kontrolünün insanın iradesi ürünü olmaktan çıkmaya başlamasıdır.
Otonom taşıtlara zaman içerisinde kademeli bir dönüşüm yapılacağı öngörülmekle beraber, bu teknolojideki gelişmeler karşısında hukuki çerçeveyi oluşturmakta devletlerin (veya federal devletler özelinde yerel yönetimlerin) ne derece etkin olabildikleri bir tartışma konusudur. Nitekim bu hukuki çerçevenin bir parçasını da sigorta ve sorumluluk konusu oluşturmaktadır. Gerçekten otonom taşıtlara dönüşüm, trafikteki rizikonun doğasını değiştirecektir. İnsan sürücü rizikosu büyük ölçüde üretici rizikosu, altyapı rizikosu ve siber güvenlik rizikosuna doğru evrilecektir.
Otonom taşıtlardan ibaret bir karayolu trafiğinde bile trafik kazaları meydana gelmeye devam edeceğinden, bu kazalardaki haksız fiil sorumluluğunu irdelemek için konvansiyonel taşıtlara ilişkin düzenlemeler ve doktrin yetersiz kalacaktır.
Türk hukuk yazınındaki otonom taşıtlara ilişkin gerçekleştirilen öncü çalışmalardan biri olan bu kitapta; otonom taşıtların tanıtılması, genel olarak dünyadaki hukuki çerçevesinin sunulması, otonom taşıtlardan kaynaklı rizikoların açıklanması, otonom taşıtlarda hukuki sorumluluk ve sigorta konularının tartışılması ve otonom taşıtlarda zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortasına ilişkin bir model önerisinde bulunulması amaçlanmıştır.
- Açıklama
Marsa insan göndermenin ve aya turistik seyahatlerin planlandığı bir dünyanın karayollarının da cari alışkanlıklarla ve geleneksel düzende devam etmeyeceği aşikardır. Teknoloji her ne kadar 2000'lere kadar motorlu kara taşıtlarında radikal bir değişimi ortaya çıkarmasa da 2000'li yıllar yeni nesil taşıtların doğumuna şahitlik etmektedir. Yeni nesil taşıtların geleneksel taşıtlardan ayrılan iki başlıca noktası vardır. Bunlardan birisi taşıtların tükettiği enerjinin kaynağıdır. İkincisi ve aynı zamanda bu çalışmaya da temel teşkil eden nokta ise, otonom taşıt devrimiyle taşıtların kontrolünün insanın iradesi ürünü olmaktan çıkmaya başlamasıdır.
Otonom taşıtlara zaman içerisinde kademeli bir dönüşüm yapılacağı öngörülmekle beraber, bu teknolojideki gelişmeler karşısında hukuki çerçeveyi oluşturmakta devletlerin (veya federal devletler özelinde yerel yönetimlerin) ne derece etkin olabildikleri bir tartışma konusudur. Nitekim bu hukuki çerçevenin bir parçasını da sigorta ve sorumluluk konusu oluşturmaktadır. Gerçekten otonom taşıtlara dönüşüm, trafikteki rizikonun doğasını değiştirecektir. İnsan sürücü rizikosu büyük ölçüde üretici rizikosu, altyapı rizikosu ve siber güvenlik rizikosuna doğru evrilecektir.
Otonom taşıtlardan ibaret bir karayolu trafiğinde bile trafik kazaları meydana gelmeye devam edeceğinden, bu kazalardaki haksız fiil sorumluluğunu irdelemek için konvansiyonel taşıtlara ilişkin düzenlemeler ve doktrin yetersiz kalacaktır.
Türk hukuk yazınındaki otonom taşıtlara ilişkin gerçekleştirilen öncü çalışmalardan biri olan bu kitapta; otonom taşıtların tanıtılması, genel olarak dünyadaki hukuki çerçevesinin sunulması, otonom taşıtlardan kaynaklı rizikoların açıklanması, otonom taşıtlarda hukuki sorumluluk ve sigorta konularının tartışılması ve otonom taşıtlarda zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortasına ilişkin bir model önerisinde bulunulması amaçlanmıştır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.