Özerk Benlik, Kul Benlik"Biat" Toplumunun Ruhsal Kökenleri
Ruh hekimi Prof. Dr. M. Orhan Öztürk, engin deneyimiyle hazırlamış olduğu bu kitapta, ülkemizde kişilik gelişmesinde özerk benlik duygusunu kısıtlayan, kul benliği besleyen gelenekleri, inançları, toplumda kadının yerini, ailede ve toplumda egemen olan baskıcı, kısıtlayıcı eğitim-öğretim düzenini irdeliyor, temel sorulara yanıt arıyor. Bilimde, sanatta, ekonomide, ülke yönetiminde geri kalmamızın kaynaklarını neden sorgulamıyoruz? Düşünce özgürlüğünü kısıtlayan baskılara neden toplumca sessiz kalıyoruz? Bize dayatılan koşullara niçin boyun eğmeyi sürdürüyoruz? "Bireysel, toplumsal düzeyde değişebilmek, gelişebilmek için bilinçlenmek, eleştiri ve özeleştiri yapabilmek yapabilmek zorundayız" diyor Öztürk ve ekliyor: "Bunları, ancak merak eden, kuşku duyan, sorgulayan, özgür düşünebilen, tartışabilen karşı çıkabilen özerk benlikli bireyler yapabilir. Toplumun bireylerinde özerk benliğin gelişmesini önleyen etkenleri bilmezsel bilinçli bir toplum nasıl ortaya çıkabilecek?" "Kul benliğin en belirgin göstergeleri bağnaz ırkçıda, bağnaz dincide, bağnaz milliyetçide, bir ideolojiye ya da yetkeye körü körüne boyun eğen kişilerde görülür. İktidara, paraya, mala mülke, uyuşturucu maddelere aşırı tutkusu olan kişiler de böyle kul benlik duygusu içindedirler. Kul benliğin daha yaygın olan belirtileri ise özgür düşünebilme, sorgulayabilme, insanı, toplumu, doğayı, yeni şeyleri merak etme, öğrenmeye çalışma gibi kişilik özelliklerinin eksikliği, yokluğu biçiminde görülmektedir."
- Açıklama
Ruh hekimi Prof. Dr. M. Orhan Öztürk, engin deneyimiyle hazırlamış olduğu bu kitapta, ülkemizde kişilik gelişmesinde özerk benlik duygusunu kısıtlayan, kul benliği besleyen gelenekleri, inançları, toplumda kadının yerini, ailede ve toplumda egemen olan baskıcı, kısıtlayıcı eğitim-öğretim düzenini irdeliyor, temel sorulara yanıt arıyor. Bilimde, sanatta, ekonomide, ülke yönetiminde geri kalmamızın kaynaklarını neden sorgulamıyoruz? Düşünce özgürlüğünü kısıtlayan baskılara neden toplumca sessiz kalıyoruz? Bize dayatılan koşullara niçin boyun eğmeyi sürdürüyoruz? "Bireysel, toplumsal düzeyde değişebilmek, gelişebilmek için bilinçlenmek, eleştiri ve özeleştiri yapabilmek yapabilmek zorundayız" diyor Öztürk ve ekliyor: "Bunları, ancak merak eden, kuşku duyan, sorgulayan, özgür düşünebilen, tartışabilen karşı çıkabilen özerk benlikli bireyler yapabilir. Toplumun bireylerinde özerk benliğin gelişmesini önleyen etkenleri bilmezsel bilinçli bir toplum nasıl ortaya çıkabilecek?" "Kul benliğin en belirgin göstergeleri bağnaz ırkçıda, bağnaz dincide, bağnaz milliyetçide, bir ideolojiye ya da yetkeye körü körüne boyun eğen kişilerde görülür. İktidara, paraya, mala mülke, uyuşturucu maddelere aşırı tutkusu olan kişiler de böyle kul benlik duygusu içindedirler. Kul benliğin daha yaygın olan belirtileri ise özgür düşünebilme, sorgulayabilme, insanı, toplumu, doğayı, yeni şeyleri merak etme, öğrenmeye çalışma gibi kişilik özelliklerinin eksikliği, yokluğu biçiminde görülmektedir."
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.