%35
Patlıcan Moru %15 indirimli Sacide Kuru
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059254434
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
192
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-03
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Patlıcan Moru

Yazar: Sacide Kuru
Yayınevi : Herdem Kitap
30,00TL
19,50TL
%35
Satışta değil
9786059254434
630924
Patlıcan Moru
Patlıcan Moru
19.50

Artık bir benin olmadığını, olan ve bir çocuktan kalan bu cesedin başkalarına ait olduğunu ve bedenim ve ruhum üzerinde ne isterlerse yapabileceklerini sanırım korkunç çaresizlikten, sahipsizlikten kabul ediyorum. Önce beynimde bir şimşek gibi çakan bu düşünceye karşı geliyorum. Kendimde bir hata olduğunu düşünüyorum. Ama vakit ilerledikçe, gözlerim karanlığa alışıp içindekilerle birlikte düşünceleri de seçtikçe, olanları düşündükçe hatalı olmadığım kanısına varıyorum. Bunu çok iyi hatırlıyorum.

İşte o anda garip bir şekilde saklandığım dolaptan çıkıyorum. Üzerimde kalan ne varsa çıkarıyorum. Hepsini tek tek katlayıp köşedeki berjerin üzerine, saçımda ki tokaları tek tek toplayıp, özenle iç içe geçirip üzerlerine bırakıyorum.

Uzanıp patlıcan moru geceliği alıyorum. Titreyen ellerimde tutup kollarımı geçiriyorum. Satenin önce yanan yanaklarımdan, sonra titreyen kollarımdan ve omuzlarımdan aşağı doğru kaymasını izliyorum. Dönüp aynaya bakıyorum. İçine çok küçük gelmiş bedenimi aynanın karşısında seyrediyorum.

Bir kadın kıyafeti içindeki bu çocuğa ve artık kimsenin çocuk olarak bakmayacağı anlamı bu bedeni yoracak, hırpalayacak, ruhen ve bedenen ağır gelecek, bu yeni bana acıyarak bakıyorum. Biliyorum ki açılan bu yarada kanayan benim.

Annem ve babam için evlenmiş kızları, Çağla Hanım için gelin, Suat için karısıyım…

Ben içi başka, dışı başka biriyim. Sek sek oynamakla, geceyi kabullenmek arasında sıkışıp kalıyorum.

  • Açıklama
    • Artık bir benin olmadığını, olan ve bir çocuktan kalan bu cesedin başkalarına ait olduğunu ve bedenim ve ruhum üzerinde ne isterlerse yapabileceklerini sanırım korkunç çaresizlikten, sahipsizlikten kabul ediyorum. Önce beynimde bir şimşek gibi çakan bu düşünceye karşı geliyorum. Kendimde bir hata olduğunu düşünüyorum. Ama vakit ilerledikçe, gözlerim karanlığa alışıp içindekilerle birlikte düşünceleri de seçtikçe, olanları düşündükçe hatalı olmadığım kanısına varıyorum. Bunu çok iyi hatırlıyorum.

      İşte o anda garip bir şekilde saklandığım dolaptan çıkıyorum. Üzerimde kalan ne varsa çıkarıyorum. Hepsini tek tek katlayıp köşedeki berjerin üzerine, saçımda ki tokaları tek tek toplayıp, özenle iç içe geçirip üzerlerine bırakıyorum.

      Uzanıp patlıcan moru geceliği alıyorum. Titreyen ellerimde tutup kollarımı geçiriyorum. Satenin önce yanan yanaklarımdan, sonra titreyen kollarımdan ve omuzlarımdan aşağı doğru kaymasını izliyorum. Dönüp aynaya bakıyorum. İçine çok küçük gelmiş bedenimi aynanın karşısında seyrediyorum.

      Bir kadın kıyafeti içindeki bu çocuğa ve artık kimsenin çocuk olarak bakmayacağı anlamı bu bedeni yoracak, hırpalayacak, ruhen ve bedenen ağır gelecek, bu yeni bana acıyarak bakıyorum. Biliyorum ki açılan bu yarada kanayan benim.

      Annem ve babam için evlenmiş kızları, Çağla Hanım için gelin, Suat için karısıyım…

      Ben içi başka, dışı başka biriyim. Sek sek oynamakla, geceyi kabullenmek arasında sıkışıp kalıyorum.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat