Şimdi Sen Düşün
İdam mahkûmlarının çoğu neden eceliyle ölüyor? 2050 yılında dünya nüfusu ne kadar olacak? Hangi ülkenin vatandaşları parasını yönetme konusunda daha başarılı? Kanser neden tedavi edilemiyor? Gökyüzü neden mavi? Çikolata neden faydalı? Arı popülasyonu neden azalıyor? Dövmeler iş bulma sürecini nasıl etkiliyor? Fransızlar başörtüsüne karşı neden bu kadar katı? İsveçli erkekler neden uzun süre doğum izni kullanıyor? Otomatik öğrenme nasıl gerçekleşiyor? The Economist'in en zeki insanlarını bir araya getiren bu kitap, her zaman gizliden gizliye merak ettiğiniz, hatta bilmediğinizi bilmediğiniz, akıllara durgunluk veren, tuhaf ve derin konuları açıklıyor. The Economist Explains ve kardeş sitesi Daily Chart, The Economist'in web sitesinde yayınlanan en popüler iki blog. Bu çevrimiçi devler çevrelerindeki dünyayla ilgilenen herkesin şaşırtıcı, tuhaf ve ciddi sorularına cevaplar sunuyor. Bir dövmenin iş imkânlarınızı nasıl etkilediğini, arıların neden tehdit altında olduğunu, hatta farklı ülkelerin paralarını nasıl harcadığını... Bu cevaplar bazen şaşırtıcı, genellikle ilginç ve daima aydınlatıcı olacaktır!
Bir Sahtekar Gibi Düşünmek
Neden Güveniyoruz? Hem de her seferinde…
“Gerçek bir sahtekâr sizi bir şey yapmanız için zorlamaz, sizi kendiliğinizden suç ortağı olmaya teşvik eder. Bir şey çalmaz, biz veririz. Bizi tehdit etmek zorunda kalmaz, hikâyeyi biz kendi ellerimizle destekleriz. Biri bizi zorladığı için değil, kendimiz bunu istediğimiz için inanırız. Böylelikle ne istiyorlarsa -para, ün, güven, meşruluk, destek- onlara sunarız ve iş işten geçmeden neler olduğunu fark etmeyiz.”
Sahtekâr için herkes potansiyel bir kurbandır. Kendimize olan inancımıza karşın hepimiz bu numaraları yutabiliriz. Büyük sahtekârların dehası burada gizlidir, ikna edici cazibeleriyle en zeki ustaları bile etkileyebilirler. Onlar için bir kuantum fizikçisi ya da büyük bir holdingin CEO'su ömrünü bir devlet dairesinde geçirmiş emekliden farklı değildir. Zeki bir yatırımcının dolandırılma olasılığı pazara yeni girmiş bir acemiyle aynı oranda olabilir. Peki, bunu nasıl yapıyorlar? Onlara inanmamızı nasıl sağlıyorlar?
Bu kitap, sahtekârlık tarihiyle ilgili değil. Diğer yandan tarihin tüm dolandırıcılarına yorucu bir bakış da atmıyor. Bu kitap, daha çok en basitinden en zorlusuna kadar her bir düzenbazlık numarasının altında yatan psikolojik prensiplerin adım adım incelenmesi.
Nasıl yapıyorlar? Neden başarılılar? Ve neden tekrar tekrar onlara inanmaya devam ediyoruz?
“Sahtekârlar, hikâyeleri ve insanoğlunun inanma ihtiyacı üzerine mükemmel bir araştırma.”
-Neıl Gaıman-
Bugüne Dek Yaşamış Herkesin Bir Tarihi
İnsanoğlunun hikâyesi genlerin ağzından tekrar anlatılıyor.
Bu sizin hikâyeniz...
Bu hikâye kim olduğunuzun ve nasıl var olduğunuzun hikâyesi. Sadece size, hatta dünya üzerinde nefes almayı başarabilmiş milyarlarca insana özel bir hikâye. Ayrıca kolektif bir çalışmanın ürünü, öyle ki türümüzün geçmişi boyunca her bir genomumuz bize tarihimizi anlatan izler taşıyor: Ölümler, doğumlar, hastalıklar, savaşlar, kıtlıklar, göçler ve daha fazlası...
Bilim insanlarının genomları ilk okumaya başladığı 2001 yılından beri bu tartışma, birçok iddiaya konu olmaya devam ediyor ve bunun sonucunda bu iddialara karşı üretilen yeni iddialar ve mitler de türüyor. Adam Rutherford'un da anlattığı gibi tüm genomlarımızın bir kullanma kılavuzu olarak okunmaması, aksine destansı şiirler gibi değerlendirilmesi gerekiyor. DNA bize bireyler olarak çok şey anlatmasa da insan türü hakkında çok engin bilgilere ışık tutuyor.
Bu sürükleyici serüven, genetiğin sonsuza uzayan zemininde ilerliyor. Adam Rutherford, genlerimizin bizlere ne anlatmak istediğini açığa çıkartıyor ve tarihin de genomlarımız hakkında söylemek istediklerini anlatıyor. Neandartellerden cinayetlere, kızıl saçlılardan farklı ırklara, ölü krallardan büyük salgınlara, evrimden epigenetiklere kadar uzanan bu kitap, insanoğlunun yeni portresinin şifrelerini çözüyor ve kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi açıklıyor.
“Daha ilk sayfadan sizi içine alan bu kitap, zekice yazılmış ve kesinlikle eksiksiz bir araştırmanın sonucu. Rutherford daha önce hiçbir yazarın başaramadığı, genetiğin kafa karıştıran yapısını, modern genetiğin diliyle insan tarihini, kimliğini ve geleceğini anlatmayı başarıyor.”
- Ed Yong -
“Geniş bir yelpaze gibi açılan, zekice yazılmış ve sürprizlerle dolu bu eserde Rutherford, insan türünün DNA'sına kazınmış destansı hikâyesini anlatıyor.”
- Alice Roberts -
“Daha önce Genetik bilimini ve geçmişi hiç böyle okumadınız. Rutherford gen bilimi konusunda bir deha!”
- Matt Ridley -
“Son yılların en düşündürücü bilim kitaplarından biri. ”
- Observer -
“Harika! Okurların, kitabın sayfalarında yaşadığı şaşkınlığın tek sebebi doğanın mükemmelliği değil, Rutherford'un kusursuz kalemi de bu başarıda önemli rol oynuyor. Bu kitabın her sayfası tekrar tekrar okunmaya değer.”
- Sunday Telegraph -
“Geçmişimize ve geleceğimize yeni bir çerçeveden bakabileceğimiz kusursuz bir eser.”
- Sunday Times -
- Açıklama
Şimdi Sen Düşün
İdam mahkûmlarının çoğu neden eceliyle ölüyor? 2050 yılında dünya nüfusu ne kadar olacak? Hangi ülkenin vatandaşları parasını yönetme konusunda daha başarılı? Kanser neden tedavi edilemiyor? Gökyüzü neden mavi? Çikolata neden faydalı? Arı popülasyonu neden azalıyor? Dövmeler iş bulma sürecini nasıl etkiliyor? Fransızlar başörtüsüne karşı neden bu kadar katı? İsveçli erkekler neden uzun süre doğum izni kullanıyor? Otomatik öğrenme nasıl gerçekleşiyor? The Economist'in en zeki insanlarını bir araya getiren bu kitap, her zaman gizliden gizliye merak ettiğiniz, hatta bilmediğinizi bilmediğiniz, akıllara durgunluk veren, tuhaf ve derin konuları açıklıyor. The Economist Explains ve kardeş sitesi Daily Chart, The Economist'in web sitesinde yayınlanan en popüler iki blog. Bu çevrimiçi devler çevrelerindeki dünyayla ilgilenen herkesin şaşırtıcı, tuhaf ve ciddi sorularına cevaplar sunuyor. Bir dövmenin iş imkânlarınızı nasıl etkilediğini, arıların neden tehdit altında olduğunu, hatta farklı ülkelerin paralarını nasıl harcadığını... Bu cevaplar bazen şaşırtıcı, genellikle ilginç ve daima aydınlatıcı olacaktır!
Bir Sahtekar Gibi Düşünmek
Neden Güveniyoruz? Hem de her seferinde…
“Gerçek bir sahtekâr sizi bir şey yapmanız için zorlamaz, sizi kendiliğinizden suç ortağı olmaya teşvik eder. Bir şey çalmaz, biz veririz. Bizi tehdit etmek zorunda kalmaz, hikâyeyi biz kendi ellerimizle destekleriz. Biri bizi zorladığı için değil, kendimiz bunu istediğimiz için inanırız. Böylelikle ne istiyorlarsa -para, ün, güven, meşruluk, destek- onlara sunarız ve iş işten geçmeden neler olduğunu fark etmeyiz.”
Sahtekâr için herkes potansiyel bir kurbandır. Kendimize olan inancımıza karşın hepimiz bu numaraları yutabiliriz. Büyük sahtekârların dehası burada gizlidir, ikna edici cazibeleriyle en zeki ustaları bile etkileyebilirler. Onlar için bir kuantum fizikçisi ya da büyük bir holdingin CEO'su ömrünü bir devlet dairesinde geçirmiş emekliden farklı değildir. Zeki bir yatırımcının dolandırılma olasılığı pazara yeni girmiş bir acemiyle aynı oranda olabilir. Peki, bunu nasıl yapıyorlar? Onlara inanmamızı nasıl sağlıyorlar?
Bu kitap, sahtekârlık tarihiyle ilgili değil. Diğer yandan tarihin tüm dolandırıcılarına yorucu bir bakış da atmıyor. Bu kitap, daha çok en basitinden en zorlusuna kadar her bir düzenbazlık numarasının altında yatan psikolojik prensiplerin adım adım incelenmesi.
Nasıl yapıyorlar? Neden başarılılar? Ve neden tekrar tekrar onlara inanmaya devam ediyoruz?
“Sahtekârlar, hikâyeleri ve insanoğlunun inanma ihtiyacı üzerine mükemmel bir araştırma.”
-Neıl Gaıman-
Bugüne Dek Yaşamış Herkesin Bir Tarihi
İnsanoğlunun hikâyesi genlerin ağzından tekrar anlatılıyor.
Bu sizin hikâyeniz...
Bu hikâye kim olduğunuzun ve nasıl var olduğunuzun hikâyesi. Sadece size, hatta dünya üzerinde nefes almayı başarabilmiş milyarlarca insana özel bir hikâye. Ayrıca kolektif bir çalışmanın ürünü, öyle ki türümüzün geçmişi boyunca her bir genomumuz bize tarihimizi anlatan izler taşıyor: Ölümler, doğumlar, hastalıklar, savaşlar, kıtlıklar, göçler ve daha fazlası...
Bilim insanlarının genomları ilk okumaya başladığı 2001 yılından beri bu tartışma, birçok iddiaya konu olmaya devam ediyor ve bunun sonucunda bu iddialara karşı üretilen yeni iddialar ve mitler de türüyor. Adam Rutherford'un da anlattığı gibi tüm genomlarımızın bir kullanma kılavuzu olarak okunmaması, aksine destansı şiirler gibi değerlendirilmesi gerekiyor. DNA bize bireyler olarak çok şey anlatmasa da insan türü hakkında çok engin bilgilere ışık tutuyor.
Bu sürükleyici serüven, genetiğin sonsuza uzayan zemininde ilerliyor. Adam Rutherford, genlerimizin bizlere ne anlatmak istediğini açığa çıkartıyor ve tarihin de genomlarımız hakkında söylemek istediklerini anlatıyor. Neandartellerden cinayetlere, kızıl saçlılardan farklı ırklara, ölü krallardan büyük salgınlara, evrimden epigenetiklere kadar uzanan bu kitap, insanoğlunun yeni portresinin şifrelerini çözüyor ve kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi açıklıyor.
“Daha ilk sayfadan sizi içine alan bu kitap, zekice yazılmış ve kesinlikle eksiksiz bir araştırmanın sonucu. Rutherford daha önce hiçbir yazarın başaramadığı, genetiğin kafa karıştıran yapısını, modern genetiğin diliyle insan tarihini, kimliğini ve geleceğini anlatmayı başarıyor.”
- Ed Yong -
“Geniş bir yelpaze gibi açılan, zekice yazılmış ve sürprizlerle dolu bu eserde Rutherford, insan türünün DNA'sına kazınmış destansı hikâyesini anlatıyor.”
- Alice Roberts -
“Daha önce Genetik bilimini ve geçmişi hiç böyle okumadınız. Rutherford gen bilimi konusunda bir deha!”
- Matt Ridley -
“Son yılların en düşündürücü bilim kitaplarından biri. ”
- Observer -
“Harika! Okurların, kitabın sayfalarında yaşadığı şaşkınlığın tek sebebi doğanın mükemmelliği değil, Rutherford'un kusursuz kalemi de bu başarıda önemli rol oynuyor. Bu kitabın her sayfası tekrar tekrar okunmaya değer.”
- Sunday Telegraph -
“Geçmişimize ve geleceğimize yeni bir çerçeveden bakabileceğimiz kusursuz bir eser.”
- Sunday Times -
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.