Romantik Sürgünler
Rus entelijansiyasının 1840'larda Avrupa'ya sürgün edilen kuşağı, Rus siyasal düşüncesinde romantizmden Marksizme uzanan sürecin taşlarını döşemişti. E. H. Carr, Romantik Sürgünler'de bu tarihsel dönüşümü ele alıyor. 40'lar kuşağının en göze çarpan figürü Aleksandr Herzen etrafındaki tartışmalar, çatışmalar, tanışıklıklar ve kopuşlarla yaşanan, romanlara taş çıkarır maceraları başarılı bir tarih anlatısına çeviriyor. Herzen'den Bakunin'e, Ogaryov'dan Neçayev'e, Puşkin'den Dostoyevski'ye uzanan kahramanlar, devrimciler, edebiyatçılar, filozoflar ve entrikacılarla çevrelenmiş bir 19. yüzyıl panaroması çiziyor. Siyasi fikirlerin romantizmle çarpıştığı, siyasi mültecilerin aşkla savruldukları bir 19. yüzyıl Carr'ın anlattığı... Düşünceler ve fikirler kadar huzursuz kişiliklerce de yoğrulmuş bir çağın, bir kuşağın hikâyesi... Herzen, Ogaryov ve Bakunin kuşağının, tıpkı başka kuşaklar gibi, bir geçiş kuşağı olduğu söylenegelir. Ancak bu kuşağın içinden geçmek zorunda kaldığı değişim, hayret verici bir hızdaydı. (...) Onlar henüz inandıkları ilkeler üzerine vaaz vermeye devam ederlerken, başka sesler dinleyicilerini alıp götürmüştü. -E.H. Carr
- Açıklama
Rus entelijansiyasının 1840'larda Avrupa'ya sürgün edilen kuşağı, Rus siyasal düşüncesinde romantizmden Marksizme uzanan sürecin taşlarını döşemişti. E. H. Carr, Romantik Sürgünler'de bu tarihsel dönüşümü ele alıyor. 40'lar kuşağının en göze çarpan figürü Aleksandr Herzen etrafındaki tartışmalar, çatışmalar, tanışıklıklar ve kopuşlarla yaşanan, romanlara taş çıkarır maceraları başarılı bir tarih anlatısına çeviriyor. Herzen'den Bakunin'e, Ogaryov'dan Neçayev'e, Puşkin'den Dostoyevski'ye uzanan kahramanlar, devrimciler, edebiyatçılar, filozoflar ve entrikacılarla çevrelenmiş bir 19. yüzyıl panaroması çiziyor. Siyasi fikirlerin romantizmle çarpıştığı, siyasi mültecilerin aşkla savruldukları bir 19. yüzyıl Carr'ın anlattığı... Düşünceler ve fikirler kadar huzursuz kişiliklerce de yoğrulmuş bir çağın, bir kuşağın hikâyesi... Herzen, Ogaryov ve Bakunin kuşağının, tıpkı başka kuşaklar gibi, bir geçiş kuşağı olduğu söylenegelir. Ancak bu kuşağın içinden geçmek zorunda kaldığı değişim, hayret verici bir hızdaydı. (...) Onlar henüz inandıkları ilkeler üzerine vaaz vermeye devam ederlerken, başka sesler dinleyicilerini alıp götürmüştü. -E.H. Carr
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.