Kim olduğumuz, nerden geldiğimiz, varlığımız ve yaşam amacımız nedir?
Var olmamız bir tesadüf mü yoksa bir amaca yönelik midir?
Tüm bu ve buna benzer soruların cevapları yaradılışımızda saklı olan bir gizemdir. Her insanın yaşam amacı ve hayattan beklentisi ihtiyaçları doğrultusunda değişim gösterirken kimimiz de libido, gösteriş veya dürtüsel davranabilmekteyiz. Ruh, insanoğlunun yaradılışındaki en büyük sırdır. Ruhun varlığı bizlerin bilinç, mizaç, kişilik yapımız ve benliğimiz ile ilgilidir. İnsanı insan yapan beden değil ruhtur. Beden değişirken ruh değişmez ve özerktir, eylemlerin gerçekliğidir. Ruhsal durumumuzda bu eylemlerden ibarettir.
Psikolojik olarak 16 ruhsal bozukluk tanısı olduğu söylenmektedir. Bu durumda her yüz kişiden 6,25'i aynı tanıya sahiptir. Bu tanılar arasında duygu durum bozukluğu, paranoya, anksiyete, depresyon vb. birçok psikolojik rahatsızlıklar ruh yani ruhsal durumumuzla ilgilidir. Davranışlarımızdan ruh sorumludur. Yapılan bir davranış değil altında yatan nedenler önemlidir. Aldatma, yalan söyleme, sevgi, saygı, öfke, korkularımız, bağlılık ve bağımlılıklarımız, ilişkilerimiz, birlikteliklerimiz tüm bunların yapılmış olmasından ziyade neden yapıldığı önemlidir. Hayatta karşımıza çıkan ve bize acı ya da huzur veren durumlar donanımımız olan ruhun incinip, kırılmasına ya da tam tersi kendini iyileştirip tamir etmesine neden olur. Kalbimizde hissettiğimiz ve beynimizde yaşadığımız şeyler sonucunda karşımızda olan kişilere farklı davranışlar sergileriz. İsteriz ama korkularımızdan dolayı çabalamayız. Çok severiz ama aldatır, yalan söyleriz veya nefret ettiğimiz birine çıkarlarımızdan dolayı değer verdiğimizi hissettiririz işte tüm bunların altında yatan nedenler ruhumuzun donanımı yani ruh-bilinç ilişkisinden dolayı farklılık göstermektedir. Korkularımız duyguları bastırma, kaybetme, ruhsal sorunları yaşama ve kendimizi haklı çıkarmak için savunma mekanizmaları üretmemize neden olur.
Ruh nedir? Kader değişir mi? Özgür irade var mı? Benlik ve varoluş amacımız nedir? Tüm bunların ve daha bir çok şeyin cevabını bu kitapta bulacaksınız.
Yusuf'un en büyük korkusu olan Kaybetmekti! Bu onun yaşayacağı ruhsal sorunların ve davranışlarının temelini oluştururken akla gelen ilk soru Yusuf'un içinde olduğu ruhsal sorun neydi? Çünkü onun yaptıkları başlarda kendini korumak ya da intikam, sitem imajını oluştururken zaman içinde onun meziyeti, eğlencesi ve var olma sebebi olmuştu bu da akla ikinci soruyu getiriyordu.
Yusuf tüm bunların bilincinde miydi?
- Açıklama
Kim olduğumuz, nerden geldiğimiz, varlığımız ve yaşam amacımız nedir?
Var olmamız bir tesadüf mü yoksa bir amaca yönelik midir?
Tüm bu ve buna benzer soruların cevapları yaradılışımızda saklı olan bir gizemdir. Her insanın yaşam amacı ve hayattan beklentisi ihtiyaçları doğrultusunda değişim gösterirken kimimiz de libido, gösteriş veya dürtüsel davranabilmekteyiz. Ruh, insanoğlunun yaradılışındaki en büyük sırdır. Ruhun varlığı bizlerin bilinç, mizaç, kişilik yapımız ve benliğimiz ile ilgilidir. İnsanı insan yapan beden değil ruhtur. Beden değişirken ruh değişmez ve özerktir, eylemlerin gerçekliğidir. Ruhsal durumumuzda bu eylemlerden ibarettir.
Psikolojik olarak 16 ruhsal bozukluk tanısı olduğu söylenmektedir. Bu durumda her yüz kişiden 6,25'i aynı tanıya sahiptir. Bu tanılar arasında duygu durum bozukluğu, paranoya, anksiyete, depresyon vb. birçok psikolojik rahatsızlıklar ruh yani ruhsal durumumuzla ilgilidir. Davranışlarımızdan ruh sorumludur. Yapılan bir davranış değil altında yatan nedenler önemlidir. Aldatma, yalan söyleme, sevgi, saygı, öfke, korkularımız, bağlılık ve bağımlılıklarımız, ilişkilerimiz, birlikteliklerimiz tüm bunların yapılmış olmasından ziyade neden yapıldığı önemlidir. Hayatta karşımıza çıkan ve bize acı ya da huzur veren durumlar donanımımız olan ruhun incinip, kırılmasına ya da tam tersi kendini iyileştirip tamir etmesine neden olur. Kalbimizde hissettiğimiz ve beynimizde yaşadığımız şeyler sonucunda karşımızda olan kişilere farklı davranışlar sergileriz. İsteriz ama korkularımızdan dolayı çabalamayız. Çok severiz ama aldatır, yalan söyleriz veya nefret ettiğimiz birine çıkarlarımızdan dolayı değer verdiğimizi hissettiririz işte tüm bunların altında yatan nedenler ruhumuzun donanımı yani ruh-bilinç ilişkisinden dolayı farklılık göstermektedir. Korkularımız duyguları bastırma, kaybetme, ruhsal sorunları yaşama ve kendimizi haklı çıkarmak için savunma mekanizmaları üretmemize neden olur.
Ruh nedir? Kader değişir mi? Özgür irade var mı? Benlik ve varoluş amacımız nedir? Tüm bunların ve daha bir çok şeyin cevabını bu kitapta bulacaksınız.
Yusuf'un en büyük korkusu olan Kaybetmekti! Bu onun yaşayacağı ruhsal sorunların ve davranışlarının temelini oluştururken akla gelen ilk soru Yusuf'un içinde olduğu ruhsal sorun neydi? Çünkü onun yaptıkları başlarda kendini korumak ya da intikam, sitem imajını oluştururken zaman içinde onun meziyeti, eğlencesi ve var olma sebebi olmuştu bu da akla ikinci soruyu getiriyordu.
Yusuf tüm bunların bilincinde miydi?
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.