%35
Rüya Gözlüğü Sultan Su Esen
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051751252
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
96
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-05
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Rüya Gözlüğü

Yayınevi : Kanguru Yayınları
13,00TL
8,45TL
%35
Satışta değil
9786051751252
751464
Rüya Gözlüğü
Rüya Gözlüğü
8.45

Bu beyaz hasır şapkayı da kim geçirdi başıma? Her an bir şeyler yer değiştiriyor. Durmadan çok neşeli bir ortamdan çok karanlık bir ortama geçiyorum. Bir o, bir başkası. Ehsan'ım ölümümü soğukkanlılıkla izleyebilir. Neyse, anlayamadığım bir şeyler var, ucu karanlık! Meydana götürülecektim az sonra.

Dalgalı saçlarımı mis kokulu defne sabunuyla yıkamıştım. Her telinin üstünde nağmeler, öpücükler, gülücükler vardı. Fırfırlı elbisemin içinden göğüslerim taşmıştı dışarıya, dolgun ve beyaz. Ah mahallenin piçleri… Görmemeliydiniz beni bu halimle. Taşın toprağın sarmaladığı kutsal kentimde günahkardım...

Cehennem Vadi 'sinde katran kazanına atılmadan önce taşlanacaktım... İçimde bir sızı gezindi. Zeytin ağacının gölgesi, taş tapınaklar bizi kutsuyordu. Her şey bir anda var oluyor, tekrar yok oluyordu. Hızlı yaşamımda, hem kendimi görüyordum, hem de var olup yok olanları…

Oysa çaput bağlamıştım alıç ağacına, Ehsan'ımla buluşayım diye. Çözemiyordum bir türlü… Annem, ninem, kimsem yok mu? Yüzü maskeli erkeklerden korkuyorum, iyi kalpli babamı bile yanıma çağıramıyorum. Zavallıya sorarlar, “nedir kızının bu hali?” diye.

  • Açıklama
    • Bu beyaz hasır şapkayı da kim geçirdi başıma? Her an bir şeyler yer değiştiriyor. Durmadan çok neşeli bir ortamdan çok karanlık bir ortama geçiyorum. Bir o, bir başkası. Ehsan'ım ölümümü soğukkanlılıkla izleyebilir. Neyse, anlayamadığım bir şeyler var, ucu karanlık! Meydana götürülecektim az sonra.

      Dalgalı saçlarımı mis kokulu defne sabunuyla yıkamıştım. Her telinin üstünde nağmeler, öpücükler, gülücükler vardı. Fırfırlı elbisemin içinden göğüslerim taşmıştı dışarıya, dolgun ve beyaz. Ah mahallenin piçleri… Görmemeliydiniz beni bu halimle. Taşın toprağın sarmaladığı kutsal kentimde günahkardım...

      Cehennem Vadi 'sinde katran kazanına atılmadan önce taşlanacaktım... İçimde bir sızı gezindi. Zeytin ağacının gölgesi, taş tapınaklar bizi kutsuyordu. Her şey bir anda var oluyor, tekrar yok oluyordu. Hızlı yaşamımda, hem kendimi görüyordum, hem de var olup yok olanları…

      Oysa çaput bağlamıştım alıç ağacına, Ehsan'ımla buluşayım diye. Çözemiyordum bir türlü… Annem, ninem, kimsem yok mu? Yüzü maskeli erkeklerden korkuyorum, iyi kalpli babamı bile yanıma çağıramıyorum. Zavallıya sorarlar, “nedir kızının bu hali?” diye.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat