%25
Sakıncalı Çünkü Edepsiz Mehmet Yılmaz
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786055580117
Boyut
17.00x22.50
Sayfa Sayısı
108
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2011-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
Kuşe
Dili
Türkçe

Sakıncalı, Çünkü Edepsiz

Yayınevi : Ütopya Yayınevi
65,00TL
48,75TL
%25
Satışta değil
9786055580117
464038
Sakıncalı, Çünkü Edepsiz
Sakıncalı, Çünkü Edepsiz
48.75

Küresel imparatorluk ve sözcüleri pervasızca ilerliyor, buna da özgürlük diyorlar. Doğru; bu, onların özgürlüğü - maruz kalanlarınsa tutsaklığı! Küresel imparatorluk dünyayı kocaman bir mağazaya çevirdi. İstediği gibi hareket edebilmek için, kıskacına aldığı her ülkeye, her kuruluşa, her iktidara bir rol vermiş durumda. Türkiye'de devlet üniversiteleri dinci ve milliyetçi muhafazakârların; özel üniversiteler sermayenin denetiminde. Karar sahipleri tavizsiz itaatkârlık bekliyor. Özgürlük, bir yanılsamadan ibaret. İlk ve ortaöğretim kurumlarının hemen hepsi gerici kadrolara emanet. Özel okullar, yine sermaye düzenine hizmet ediyor. Sağlık sistemi de öyle. Paran yoksa eğitim ve sağlık hizmeti de yok. Millî ve ahlâkî hassasiyetler bahanesiyle özgür düşünce rafa kalkmış durumda. Sanat ve felsefe dersleri gereksiz, sakıncalı; ama din ve ahlâk dersleri zorunlu. Eleştiri ve düşünme yasak; inanç, tevekkül ve itaat zorunlu! Ve bu, özgürlük olarak pazarlanıyor! Her türlü uyuşturucu inanç ve davranışı sorgulayan, eleştiren ve çomak sokanlar öteden beri iktidarlar tarafından sakıncalı sayıldı, sayılıyor. O halde, sakıncalı olmanın zamanıdır. Amerikan dostu iktidar bir yandan bireyleri dinî ve ahlakî hassasiyetler motifleriyle süslü bir örtünün altına sokmaya çalışıyor; bir yandan da ruh sağlığını bozmadan tecavüz eden din bezirgânlarına ortam hazırlıyor. Kendisi gibi düşünmeyenlere, eleştirenlere ‘edepli ol edepli!' ya da ‘artistlik yapma lan!' diyor; hatta açıkça tehdit ediyor. O halde, artistlik yapmanın, edepsiz olmanın zamanıdır. Evet, Picasso'nun dediği gibi: "Sanat asla edepli olmamıştır. Zaten edepli olsaydı sanat olmazdı."

  • Açıklama
    • Küresel imparatorluk ve sözcüleri pervasızca ilerliyor, buna da özgürlük diyorlar. Doğru; bu, onların özgürlüğü - maruz kalanlarınsa tutsaklığı! Küresel imparatorluk dünyayı kocaman bir mağazaya çevirdi. İstediği gibi hareket edebilmek için, kıskacına aldığı her ülkeye, her kuruluşa, her iktidara bir rol vermiş durumda. Türkiye'de devlet üniversiteleri dinci ve milliyetçi muhafazakârların; özel üniversiteler sermayenin denetiminde. Karar sahipleri tavizsiz itaatkârlık bekliyor. Özgürlük, bir yanılsamadan ibaret. İlk ve ortaöğretim kurumlarının hemen hepsi gerici kadrolara emanet. Özel okullar, yine sermaye düzenine hizmet ediyor. Sağlık sistemi de öyle. Paran yoksa eğitim ve sağlık hizmeti de yok. Millî ve ahlâkî hassasiyetler bahanesiyle özgür düşünce rafa kalkmış durumda. Sanat ve felsefe dersleri gereksiz, sakıncalı; ama din ve ahlâk dersleri zorunlu. Eleştiri ve düşünme yasak; inanç, tevekkül ve itaat zorunlu! Ve bu, özgürlük olarak pazarlanıyor! Her türlü uyuşturucu inanç ve davranışı sorgulayan, eleştiren ve çomak sokanlar öteden beri iktidarlar tarafından sakıncalı sayıldı, sayılıyor. O halde, sakıncalı olmanın zamanıdır. Amerikan dostu iktidar bir yandan bireyleri dinî ve ahlakî hassasiyetler motifleriyle süslü bir örtünün altına sokmaya çalışıyor; bir yandan da ruh sağlığını bozmadan tecavüz eden din bezirgânlarına ortam hazırlıyor. Kendisi gibi düşünmeyenlere, eleştirenlere ‘edepli ol edepli!' ya da ‘artistlik yapma lan!' diyor; hatta açıkça tehdit ediyor. O halde, artistlik yapmanın, edepsiz olmanın zamanıdır. Evet, Picasso'nun dediği gibi: "Sanat asla edepli olmamıştır. Zaten edepli olsaydı sanat olmazdı."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat