Sakindi Oranın Şafakları
Sakindi Oranın Şafakları'nda, Çavuş Vaskov'un komutasında bir grup genç kadının, cephe hattında oldukça uzak bir demiryolu istasyonunda, sayıca kendilerinden üç kat büyük bir Nazi Birliğine karşı giriştikleri amansız mücadele anlatılmaktadır. Savaşın insan doğasına, özellikle de kadın doğasına ne kadar zıt olduğunu, fakat aynı zamanda da faşizm karşısında verilmesi gereken savaşta tereddüt edilemeyeceğini göstermesi romanın değerini kat be kat arttırıyor. Okurken soluk soluğa kaldığınızı hissedeceksiniz.
“İlk göğüs göğüse çarpışmayı yaşamak, insanda dehşetli bir yıkıma sebep oluyordu; çünkü bu çarpışma sırasında insan yaşam kadar doğal bir yasayı, “öldürmemek” yasasını çiğniyordu. Ama alışmak, ruhun kabuk bağlamasını beklemek gerekiyordu; Yevgenya şurda dursun, güçlü kuvvetli mujikler bile, vicdanları kendilerine yeni bir yol tutturuncaya kadar bu konuda ne dayanılmaz acılar çekiyorlardı. Burada ise tüfeğin dipçiğiyle canlı bir insanın kafasına vuran bir kadındı; yani geleceğin annesi, yani doğanın kendi elleriyle yüreğine ölüm nefretini yerleştirdiği yaratık. Fedot Yevgrafiç Almanların günah hanesine bunu da yazdı; böylesine yaşamsal bir yasayı çiğneyerek kendileri yasa dışı duruma düşmüşlerdi…”
- Açıklama
Sakindi Oranın Şafakları'nda, Çavuş Vaskov'un komutasında bir grup genç kadının, cephe hattında oldukça uzak bir demiryolu istasyonunda, sayıca kendilerinden üç kat büyük bir Nazi Birliğine karşı giriştikleri amansız mücadele anlatılmaktadır. Savaşın insan doğasına, özellikle de kadın doğasına ne kadar zıt olduğunu, fakat aynı zamanda da faşizm karşısında verilmesi gereken savaşta tereddüt edilemeyeceğini göstermesi romanın değerini kat be kat arttırıyor. Okurken soluk soluğa kaldığınızı hissedeceksiniz.
“İlk göğüs göğüse çarpışmayı yaşamak, insanda dehşetli bir yıkıma sebep oluyordu; çünkü bu çarpışma sırasında insan yaşam kadar doğal bir yasayı, “öldürmemek” yasasını çiğniyordu. Ama alışmak, ruhun kabuk bağlamasını beklemek gerekiyordu; Yevgenya şurda dursun, güçlü kuvvetli mujikler bile, vicdanları kendilerine yeni bir yol tutturuncaya kadar bu konuda ne dayanılmaz acılar çekiyorlardı. Burada ise tüfeğin dipçiğiyle canlı bir insanın kafasına vuran bir kadındı; yani geleceğin annesi, yani doğanın kendi elleriyle yüreğine ölüm nefretini yerleştirdiği yaratık. Fedot Yevgrafiç Almanların günah hanesine bunu da yazdı; böylesine yaşamsal bir yasayı çiğneyerek kendileri yasa dışı duruma düşmüşlerdi…”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.