Anarşist, kaotik, satirik, gizemli.
Devlet, Kropotkin, düzen, İzbe, Blake, medya patronları, Puccini, On Emir, 14 nokta, Beyaz Tavşan, Arcadia, Godwin, Yeraltı kadar Yerüstü, Provo, Hitler.
Et In Arcadia Ego
Yeni bir dünya düzeni mümkün mü?
İnsan kendini yıkıp, en baştan bir kez daha yaratabilir mi?
Bir rüyayı son sürat kovalarken her şeyi kabusa dönüştürebilecek tek bir hatanın farkına varılabilir mi?
Yeni bir hayatın dönemecinde, gölgelerin kovaladığı ütopyacılar. İzbe'den yükselen kahkahaların çığlığa dönüşmesi. Düne, bugüne, geleceğe dair bir distopya, yanıbaşında kurulan yeni bir düzen, yıkılan kuralların yükselttiği bir ideal.
Günlerden Salı. Peki saat kaçı gösteriyor?
Cihat Taşçıoğlu anarşist bir manifesto kaleme alıyor.
Bir hayalin tarihi, hataları ve doğruları sorgulanıyor, yaratıcılık yoğun bir ruhla birleşiyor.
Bir dönem hesaplaşması, eylemde yarım kalmış yürekte hala canlı bir dava, gerçeküstü bir kalemde yeniden yorumlanıyor.
Zekice tasarlanmış, dikkatle kurgulanmış Salı, yarım kalmışlıkları sorgulamak için cesur bir davet.
Önceki yüzyılın başı. Tapu dairesinde çalışan bir fırsatçı, başkentin başka şehre taşınmasında doğan bir boşluktan yararlanarak oldukça geniş bir araziyi zimmetine geçiriyor. Yolsuzluğun anlaşılmasını engellemek için parselasyonu bildiği şekilde, alelusul yapınca ortaya bir grup bina tarafından çevrelenmiş 35.000 metrekarelik 'saklı' bir bahçe çıkıyor.
Bu yüzyılın başı. Sistemle ve devletle çeşitli nedenlerden ötürü uyuşamamış, her biri meslek ve kariyer sahibi bir grup insan, artık tropik ormana dönüşen gizli araziyi tesadüfen buluyor. Burasını ne yapacaklarını tartışırlarken dış dünyaya tamamen kapalı, kendine yeten bir komün kurma fikri doğuyor. Bu düşünce birkaç gün içinde maddi temelleri de oluşunca ciddiyet kazanıyor ve katılımcıların güvenlik önlemleri dahilinde kalabalıklaşmasıyla hummalı bir faaliyet başlıyor.
'Sıfır' günü, 300'ü aşkın erkek, kadın ve çocuk çok iyi tasarlanıp örgütlenmiş, dışarıdan bağımsız yaşam koşulları en ince ayrıntısına kadar sağlanmış olan Arcadia'ya kapanıyor.
İkinci bölümde Arcadia'nın içindeki toplumsal yaşamın nasıl ilerlediği, komünün politik yapı kazanması, adalet, eğitim, üretim, tüketim sistemlerinin oluşması, dış dünyayla ilişkilerinin belirlenmesi anlatılıyor. Ahlak, suç, demokrasi, özgürlük, birey kavramları çeşitli düzeylerde tartışılıyor. Ardından devlet durumdan haberdar oluyor, bir gazeteci Arcadia'nın yerini buluyor ve öykü finale doğru ilerlemeye başlıyor.
- Açıklama
Anarşist, kaotik, satirik, gizemli.
Devlet, Kropotkin, düzen, İzbe, Blake, medya patronları, Puccini, On Emir, 14 nokta, Beyaz Tavşan, Arcadia, Godwin, Yeraltı kadar Yerüstü, Provo, Hitler.
Et In Arcadia Ego
Yeni bir dünya düzeni mümkün mü?
İnsan kendini yıkıp, en baştan bir kez daha yaratabilir mi?
Bir rüyayı son sürat kovalarken her şeyi kabusa dönüştürebilecek tek bir hatanın farkına varılabilir mi?
Yeni bir hayatın dönemecinde, gölgelerin kovaladığı ütopyacılar. İzbe'den yükselen kahkahaların çığlığa dönüşmesi. Düne, bugüne, geleceğe dair bir distopya, yanıbaşında kurulan yeni bir düzen, yıkılan kuralların yükselttiği bir ideal.
Günlerden Salı. Peki saat kaçı gösteriyor?
Cihat Taşçıoğlu anarşist bir manifesto kaleme alıyor.
Bir hayalin tarihi, hataları ve doğruları sorgulanıyor, yaratıcılık yoğun bir ruhla birleşiyor.
Bir dönem hesaplaşması, eylemde yarım kalmış yürekte hala canlı bir dava, gerçeküstü bir kalemde yeniden yorumlanıyor.
Zekice tasarlanmış, dikkatle kurgulanmış Salı, yarım kalmışlıkları sorgulamak için cesur bir davet.
Önceki yüzyılın başı. Tapu dairesinde çalışan bir fırsatçı, başkentin başka şehre taşınmasında doğan bir boşluktan yararlanarak oldukça geniş bir araziyi zimmetine geçiriyor. Yolsuzluğun anlaşılmasını engellemek için parselasyonu bildiği şekilde, alelusul yapınca ortaya bir grup bina tarafından çevrelenmiş 35.000 metrekarelik 'saklı' bir bahçe çıkıyor.
Bu yüzyılın başı. Sistemle ve devletle çeşitli nedenlerden ötürü uyuşamamış, her biri meslek ve kariyer sahibi bir grup insan, artık tropik ormana dönüşen gizli araziyi tesadüfen buluyor. Burasını ne yapacaklarını tartışırlarken dış dünyaya tamamen kapalı, kendine yeten bir komün kurma fikri doğuyor. Bu düşünce birkaç gün içinde maddi temelleri de oluşunca ciddiyet kazanıyor ve katılımcıların güvenlik önlemleri dahilinde kalabalıklaşmasıyla hummalı bir faaliyet başlıyor.
'Sıfır' günü, 300'ü aşkın erkek, kadın ve çocuk çok iyi tasarlanıp örgütlenmiş, dışarıdan bağımsız yaşam koşulları en ince ayrıntısına kadar sağlanmış olan Arcadia'ya kapanıyor.
İkinci bölümde Arcadia'nın içindeki toplumsal yaşamın nasıl ilerlediği, komünün politik yapı kazanması, adalet, eğitim, üretim, tüketim sistemlerinin oluşması, dış dünyayla ilişkilerinin belirlenmesi anlatılıyor. Ahlak, suç, demokrasi, özgürlük, birey kavramları çeşitli düzeylerde tartışılıyor. Ardından devlet durumdan haberdar oluyor, bir gazeteci Arcadia'nın yerini buluyor ve öykü finale doğru ilerlemeye başlıyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.