Sana Geldim İstanbul
Sana Geldim İstanbul, mesleğini kendi elleriyle kurduğu bir tıp merkezinde icra etmeye devam eden bir hekimin, Muzaffer Seçim Toklu'nun ömrünün çok sesli, çok renkli odalarında bir yolculuğa davet ediyor sizi.
Türkiye'nin güneyindeki küçük bir köyden İstanbul'a uzanan bir yaşam. Köy Enstitülü olma ruhunu tüm hücrelerinde taşıyan ve çocuklarına aşılayan öğretmen babanın altı çocuğundan birinin, küçük yaşlarda başlayan hayat mücadelesi. Kendi emeğine inancıyla ve çalışkanlıkla ayakta durmayı öğrenen bir çocuğun “büyüme” öyküsü... İçinden pazarda satılan maydanozlar, el emeği göz nuru domatesler, asmalar, sokak sokak dolaştırılan mısırlar, simitler, “yağlı ördekler”, dere kenarında kurulan yaratıcı oyunlar geçen rengârenk bir çocukluk.
Yılmaz Güney'in filmlerinin peşinde, elde eski bir valizle İstanbul'la teke tek karşılaşmayla başlayan bir gençlik. Ders aralarında İstanbul Hali'ne koşturan bir tıbbiyeli, daha öğrenciyken kendini acil koridorlarında EKG teknisyeni olarak bulan hekim adayı... 1960'ların Anamur'u, Gaziantep'i, 1970'lerin Ankara'sı, İstanbul'u, 1980'lerin Çorum'u... 1990'lardan bugüne ilmek ilmek örülen bir hekimlik kariyeri, kurtarılan hayatlar, tutkuyla sahiplenilen ömürlük bir mesai... Bu memleketin yetiştirdiği bir hekimin ilham veren deneyimleri, gülümseten, hüzünlendiren anıları...
- Açıklama
Sana Geldim İstanbul, mesleğini kendi elleriyle kurduğu bir tıp merkezinde icra etmeye devam eden bir hekimin, Muzaffer Seçim Toklu'nun ömrünün çok sesli, çok renkli odalarında bir yolculuğa davet ediyor sizi.
Türkiye'nin güneyindeki küçük bir köyden İstanbul'a uzanan bir yaşam. Köy Enstitülü olma ruhunu tüm hücrelerinde taşıyan ve çocuklarına aşılayan öğretmen babanın altı çocuğundan birinin, küçük yaşlarda başlayan hayat mücadelesi. Kendi emeğine inancıyla ve çalışkanlıkla ayakta durmayı öğrenen bir çocuğun “büyüme” öyküsü... İçinden pazarda satılan maydanozlar, el emeği göz nuru domatesler, asmalar, sokak sokak dolaştırılan mısırlar, simitler, “yağlı ördekler”, dere kenarında kurulan yaratıcı oyunlar geçen rengârenk bir çocukluk.
Yılmaz Güney'in filmlerinin peşinde, elde eski bir valizle İstanbul'la teke tek karşılaşmayla başlayan bir gençlik. Ders aralarında İstanbul Hali'ne koşturan bir tıbbiyeli, daha öğrenciyken kendini acil koridorlarında EKG teknisyeni olarak bulan hekim adayı... 1960'ların Anamur'u, Gaziantep'i, 1970'lerin Ankara'sı, İstanbul'u, 1980'lerin Çorum'u... 1990'lardan bugüne ilmek ilmek örülen bir hekimlik kariyeri, kurtarılan hayatlar, tutkuyla sahiplenilen ömürlük bir mesai... Bu memleketin yetiştirdiği bir hekimin ilham veren deneyimleri, gülümseten, hüzünlendiren anıları...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.