France Farago'nun çalışması antik dönemden çağdaş sanat kuramlarına, Platon'dan Tarkovski'ye sanatın kısa bir öyküsüdür. Yapıt, 20. yüzyılda modernitenin soykütüğünden hareketle sanattaki büyük dönüşümler üzerinde durmaktadır.
Antikçağ, Avrupa'ya ilham veren ve geleneksel araçları temin eden bir dönem olarak tasvir edilmiştir. Yazar, perspektifi ve seyirciyi dikkate alan insan-merkezli sanattan tekil bakış açısının kaybolduğu tanrı-merkezli sanata geçişi yönlendiren mantığa ışık tutar: Bu, Doğu Roma İmparatorluğundan Ortaçağın sonlarına dek sürmüş olan bir dönemdir ve bizim yüzyılımız antik perspektifin ve Rönesans'ı oluşturan çağların mirasçısıdır. Plotinos'un temaşa düşüncesi ise bu geçişlerin temel felsefesini oluşturur.
Sanattaki modernite, görüntünün reddedilmesinden ve taklidinden doğmuştur. Yüksek ontolojik bir gerçekliğe gönderme yapan soyut sanatın büyük ressamları (Kandinsky, Mondrian, Malevitch), biçimden kuralsızlığa, figüratiften soyuta, objektif olandan objektif olmayana geçişi ustalıkla işlemişlerdir. Artık onların sanatı gerçek olanı temsil etmekten ziyade varoluş kaygısının yansıtıldığı bir bakış açısıdır. Güzeli reddeden, hoşnut etme gayretinden uzak ve kalıcılık derdi olmayan çağdaş sanat, modern dönemin sona erişini tescil eder ve günümüzde sanatın nasıl algılandığı konusunda yepyeni ufuklar açar.
- Açıklama
France Farago'nun çalışması antik dönemden çağdaş sanat kuramlarına, Platon'dan Tarkovski'ye sanatın kısa bir öyküsüdür. Yapıt, 20. yüzyılda modernitenin soykütüğünden hareketle sanattaki büyük dönüşümler üzerinde durmaktadır.
Antikçağ, Avrupa'ya ilham veren ve geleneksel araçları temin eden bir dönem olarak tasvir edilmiştir. Yazar, perspektifi ve seyirciyi dikkate alan insan-merkezli sanattan tekil bakış açısının kaybolduğu tanrı-merkezli sanata geçişi yönlendiren mantığa ışık tutar: Bu, Doğu Roma İmparatorluğundan Ortaçağın sonlarına dek sürmüş olan bir dönemdir ve bizim yüzyılımız antik perspektifin ve Rönesans'ı oluşturan çağların mirasçısıdır. Plotinos'un temaşa düşüncesi ise bu geçişlerin temel felsefesini oluşturur.
Sanattaki modernite, görüntünün reddedilmesinden ve taklidinden doğmuştur. Yüksek ontolojik bir gerçekliğe gönderme yapan soyut sanatın büyük ressamları (Kandinsky, Mondrian, Malevitch), biçimden kuralsızlığa, figüratiften soyuta, objektif olandan objektif olmayana geçişi ustalıkla işlemişlerdir. Artık onların sanatı gerçek olanı temsil etmekten ziyade varoluş kaygısının yansıtıldığı bir bakış açısıdır. Güzeli reddeden, hoşnut etme gayretinden uzak ve kalıcılık derdi olmayan çağdaş sanat, modern dönemin sona erişini tescil eder ve günümüzde sanatın nasıl algılandığı konusunda yepyeni ufuklar açar.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.