Sandıkta Saklanan AşklarRafine Yalnızlıklar
Sahi nedir Aşk?
Geldi mi hiç başınıza, fikir sahibi misiniz? Derin, ilahi, içten, yerine başka duyguların konulamadığı bir olgu mudur?
Bizi derinden etkileyen, sıradan erkeklerden Romeolar, Keremler, Mecnunlar, ortalama kadınlardan Julietler, Aslılar, Leylalar yaratan çok özel bir duygu mu? Yoksa her şey bize hormonlarımızın bir oyunu mu? Kavuştuğumuzda büyü bozulur, yatağa girdiğimizde aşk yok mu olur?
Aşk neye denir peki?
Nasıl ayrılır ki diğer duygulardan? Aşka ömür biçilir mi gerçekten, yoksa bünyeye göre değişir mi Aşk gurusu sandıklarımız gerçekte aşk kurusu mu?
Ben bunca yaşadım, hala çıkamadım işin içinden. Peki, aşka âşık Carmen'in, sevdiği erkek için değil belki ama aşkın kendisi için göğsünü sivri hançere açmasına ve ölümü gülümseyerek kabul etmesine ne demeli? Bakıyorsunuz krallıklar terkedilmiş, ülkeler yok edilmiş, insanlar zindanlarda çürümüş, hayatını bile feda edenler olmuş aşk için. Oysa günümüzün medya bağımlısı, değişken aşkları, sanki geçmiş destansı aşkların üzerini örtüyor, o aşklara burun kıvırıyor gibi...
Aşklar bitse bile eski bir sandıkta özenle saklanmalı mı, yoksa fast food gibi günlük olarak mı tüketilmeli? Karar sizin Ben ikisine de saygı duymaya hazırım ama ne demiş Şems-i Tebrizi;
“Makamımız aşk, usulümüz edeptir bizim.
Kapımıza değil, kalbimize vuran buyursun.”
- Açıklama
Sahi nedir Aşk?
Geldi mi hiç başınıza, fikir sahibi misiniz? Derin, ilahi, içten, yerine başka duyguların konulamadığı bir olgu mudur?
Bizi derinden etkileyen, sıradan erkeklerden Romeolar, Keremler, Mecnunlar, ortalama kadınlardan Julietler, Aslılar, Leylalar yaratan çok özel bir duygu mu? Yoksa her şey bize hormonlarımızın bir oyunu mu? Kavuştuğumuzda büyü bozulur, yatağa girdiğimizde aşk yok mu olur?
Aşk neye denir peki?
Nasıl ayrılır ki diğer duygulardan? Aşka ömür biçilir mi gerçekten, yoksa bünyeye göre değişir mi Aşk gurusu sandıklarımız gerçekte aşk kurusu mu?
Ben bunca yaşadım, hala çıkamadım işin içinden. Peki, aşka âşık Carmen'in, sevdiği erkek için değil belki ama aşkın kendisi için göğsünü sivri hançere açmasına ve ölümü gülümseyerek kabul etmesine ne demeli? Bakıyorsunuz krallıklar terkedilmiş, ülkeler yok edilmiş, insanlar zindanlarda çürümüş, hayatını bile feda edenler olmuş aşk için. Oysa günümüzün medya bağımlısı, değişken aşkları, sanki geçmiş destansı aşkların üzerini örtüyor, o aşklara burun kıvırıyor gibi...
Aşklar bitse bile eski bir sandıkta özenle saklanmalı mı, yoksa fast food gibi günlük olarak mı tüketilmeli? Karar sizin Ben ikisine de saygı duymaya hazırım ama ne demiş Şems-i Tebrizi;
“Makamımız aşk, usulümüz edeptir bizim.
Kapımıza değil, kalbimize vuran buyursun.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.