İnsan ve düşlerden yana umudun diri olduğu, Ankara'nın sarı sıcak za-manlarında yaşanmış bir hayatın özlem kokulu anlatısı Sarı Sıcak Yıllar... Hamdi Özdemir kimi zaman hüzünlü ve sevgi dolu, kimi zaman düşündüren hikâyelerinde dolaştırıyor sözcüklerini. 701i, 80'li yılların Ankara sokakla-rını, o sokakların insanlarını bütün canlılığıyla okurun düş dünyasına işliyor. Ankara'nın mekânlarında gezerken, bir anda Dilber Ay kahve isteyebilir siz-den mesela... Ya da Arif Sağ, elinde nevalesiyle İzzet Altınmeşe'nin ezberini bozabilir.
70'li yılların devrimci romantizmini özlemle anacağınız gibi, 12 Eylül'ün suskun günlerine hüzünlü bir iç geçirişle tanıklık edebilirsiniz. Onun dili, okuru hemen içine alıp sarmalayan, sıcacık, tertemiz bir dil.
Sarı Sıcak Yıllar, 'gök kubbede baki kalan hoş bir seda' belki ama Na-zım'dan izin alarak 'memleketimden insan manzaraları' biraz da...
Önder Birol Bıyık
"Ben yazmalıydım bu kitabı!" kıskançlığı içinde okudum Sarı Sıcak Yılları. Çocukluk ve gençlik yıllarımın flu kalmış ne çok anısını, güzel bir dünya kurma çabasında bedel ödemekten kaçınmayan Devrimci abileri, dayanışmayı, saflığı, fakir ama gönlü zengin Anadolu insanını, eş, dost, akrabayı yeniden ve kendi gibi öyle naif hatırlattı ki Hamdi (başgan) abim... Bir mahalleden öte, kültür ve inanç skalası bu kadar geniş ama Gökkuşağı güzelliğini yaratmış Seyranbağları, böyle Hoş anlatılır ancak. Ben kıskanayım ama senin kalemin hiç durmasın Hamdi abim. Var olasın.
- Açıklama
İnsan ve düşlerden yana umudun diri olduğu, Ankara'nın sarı sıcak za-manlarında yaşanmış bir hayatın özlem kokulu anlatısı Sarı Sıcak Yıllar... Hamdi Özdemir kimi zaman hüzünlü ve sevgi dolu, kimi zaman düşündüren hikâyelerinde dolaştırıyor sözcüklerini. 701i, 80'li yılların Ankara sokakla-rını, o sokakların insanlarını bütün canlılığıyla okurun düş dünyasına işliyor. Ankara'nın mekânlarında gezerken, bir anda Dilber Ay kahve isteyebilir siz-den mesela... Ya da Arif Sağ, elinde nevalesiyle İzzet Altınmeşe'nin ezberini bozabilir.
70'li yılların devrimci romantizmini özlemle anacağınız gibi, 12 Eylül'ün suskun günlerine hüzünlü bir iç geçirişle tanıklık edebilirsiniz. Onun dili, okuru hemen içine alıp sarmalayan, sıcacık, tertemiz bir dil.
Sarı Sıcak Yıllar, 'gök kubbede baki kalan hoş bir seda' belki ama Na-zım'dan izin alarak 'memleketimden insan manzaraları' biraz da...
Önder Birol Bıyık
"Ben yazmalıydım bu kitabı!" kıskançlığı içinde okudum Sarı Sıcak Yılları. Çocukluk ve gençlik yıllarımın flu kalmış ne çok anısını, güzel bir dünya kurma çabasında bedel ödemekten kaçınmayan Devrimci abileri, dayanışmayı, saflığı, fakir ama gönlü zengin Anadolu insanını, eş, dost, akrabayı yeniden ve kendi gibi öyle naif hatırlattı ki Hamdi (başgan) abim... Bir mahalleden öte, kültür ve inanç skalası bu kadar geniş ama Gökkuşağı güzelliğini yaratmış Seyranbağları, böyle Hoş anlatılır ancak. Ben kıskanayım ama senin kalemin hiç durmasın Hamdi abim. Var olasın.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.