Satıcı

Dublin, 1944. eski bir alkolik olan Billy Sweeney, çok sevdiği karısından boşanmış, çanak anten satıcılığı yaparak hayatını kazanmaya çalışmaktadır. Annesini bırakıp babasıyla birlikte yaşamaya başlayan, kavgacı, asi ruhlu küçük kızı Maeve bir benzin istasyonunda uğradığı saldırı sonucu komaya girince, Billy, kızının öcünü almaya karar verir. Sanıklardan biri olan Quinn polisin elinden kaçınca Billy, yakalayıp öldürmek amacıyla adamın peşine düşer. sonunda Quinn'i yakalamayı başarır, onu getirip evinin bahçesindeki kullanılmayan kuşhaneye kapatır. Öfkeli ve acımasız Billy ile hasta ruhlu Quinn arasında olağandışı bir yüzleşme başlar. Eline geçirdiği kurbanına inanılmaz işkenceler çektiren Billy'nin, bilinçaltına ittiği asıl kişiliğinin bir süre sonra yüzeye çıkmaya başlamasıyla, iki adam arasındaki ilişki bambaşka, akıl dışı boyutlara taşınır, hatta tersine döner. Çağdaş İrlanda edebiyatının en gözüpek, en açık sözlü yazarlarından biri olan Joseph O'Connor, pırıl pırıl bir anlatımla aşkı, çaresizliği ve ruhun en karanlık köşelerini tanıtırken, öfke ve öç almanın olduğu kadar, bağışlama ve acımanın da öyküsünü yazıyor. Billy'nin, komadaki kızına yazdığı, çalkantılı geçen hayatı, başarısızlığı, alkolikliği ve hayat karşısındaki beceriksizliği için ondan özür dileyen mektuplar çerçevesinde biçimlenen roman, onyılların acısını taşıyan İrlanda'yı her satırında hissettiriyor. Satıcı, zaman zaman şiddet içeren kurgusuyla okuru irkiltse de, içerdiği gerilimle, 'insan'ı başarıyla çizen kahramanları ve kara mizahıyla da müthiş etkileyici.