Satranç... Bir kelime, iki hece, yedi harf, milyonlarca farklı kombinasyon, dizilim, olasılık, hesap, strateji, saldırı, savunma, sabır, öngörü, zeka dikkat... Zweig'in bu eseri şimdiye dek yazılmış en iyi satranç kitaplarından biri olarak kabul edilirken, o, anlatım gücü ile bu oyun hakkında ufacık bir fikri olmayan okuyucuların dahi aklını çelmeyi başararak kalemindeki yetkinliğinin bir başka zaferini daha yakalamıştır.
"Kendi tecrübemden çok iyi biliyordum ki kralların oyununun gizemli bir çekiciligi vardı. insanoğlunun icat ettiği bütün oyunların en eşsiz olanı, kendini rastlantının her türlü zorlamasının dışında tutabilirdi ve zafer taçlannı yalnızca zihne, dahası zihinsel yetinin belirli bir biçimine borçluydu. Ancak, daha satranca bir oyun dediğimiz anda, hakaret sayılacak bir sınırlamayla kabahat istemiyor muyuz?
Bütün karşıtlıkların yetkin bir birleşimi; sonsuz kadar eski, ama yine de ebediyen yeni; kuruluşu mekanik ama yine de etkisi hayal gücünde; geometrik katı bir mekanla sınırlı ve aynı zamanda kombinasyonlanyla sınırsız; sürekli gelişen ama yine de durağan, sonunda hiçbir şeye götürmeyen bir düşünce, hiçbir işlemi olmayan bir matematik, temeli olmayan sanatsal bir mimari yapı ve bunlardan var oluşu ve varlığıyla tüm kitaplardan ve yapıtlardan kanıtlanmış biçimde daha kalıcı, bütün halklara ve zamanlara ait olan tek oyun ve kimse hangi tanrımn onu, can sıkıntısını gidermek, duyulan keskinleştirmek, ruhu dinlendirmek için yeryüzüne getirdiğini bilmiyor. Sonu ve başı neredeydi bu oyunun?"
- Açıklama
Satranç... Bir kelime, iki hece, yedi harf, milyonlarca farklı kombinasyon, dizilim, olasılık, hesap, strateji, saldırı, savunma, sabır, öngörü, zeka dikkat... Zweig'in bu eseri şimdiye dek yazılmış en iyi satranç kitaplarından biri olarak kabul edilirken, o, anlatım gücü ile bu oyun hakkında ufacık bir fikri olmayan okuyucuların dahi aklını çelmeyi başararak kalemindeki yetkinliğinin bir başka zaferini daha yakalamıştır.
"Kendi tecrübemden çok iyi biliyordum ki kralların oyununun gizemli bir çekiciligi vardı. insanoğlunun icat ettiği bütün oyunların en eşsiz olanı, kendini rastlantının her türlü zorlamasının dışında tutabilirdi ve zafer taçlannı yalnızca zihne, dahası zihinsel yetinin belirli bir biçimine borçluydu. Ancak, daha satranca bir oyun dediğimiz anda, hakaret sayılacak bir sınırlamayla kabahat istemiyor muyuz?
Bütün karşıtlıkların yetkin bir birleşimi; sonsuz kadar eski, ama yine de ebediyen yeni; kuruluşu mekanik ama yine de etkisi hayal gücünde; geometrik katı bir mekanla sınırlı ve aynı zamanda kombinasyonlanyla sınırsız; sürekli gelişen ama yine de durağan, sonunda hiçbir şeye götürmeyen bir düşünce, hiçbir işlemi olmayan bir matematik, temeli olmayan sanatsal bir mimari yapı ve bunlardan var oluşu ve varlığıyla tüm kitaplardan ve yapıtlardan kanıtlanmış biçimde daha kalıcı, bütün halklara ve zamanlara ait olan tek oyun ve kimse hangi tanrımn onu, can sıkıntısını gidermek, duyulan keskinleştirmek, ruhu dinlendirmek için yeryüzüne getirdiğini bilmiyor. Sonu ve başı neredeydi bu oyunun?"
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.