Sebilürreşad Dergisi Sayı: 1073 Şubat 2022
Sebilürreşad Şubat 2022 Sayısı 1072
Mustafa Yazgan'a Vefa…
Cevdet Said, Ali Kurt'a rahmet…
2016'da Mehmet Akif Ersoy'un ailesiyle birlikte Sebilürreşad'ın yeniden yayına hazırlanması planları yapıldığında Kocaeli'de Karamürsel'deki evinde bir görüşme yapmak için görüşme yaptığımız Mustafa Yazgan, sessizliğine çekilmiş, uzlet hayatına yönelmiş, ancak şuur ve bilinçli halinden hiç değer kaybetmemiş haldeydi.
Şuur ve bilinç vurgusunu boşuna yapmıyoruz. Yazgan ağabey, tamda bu mevzide yıllarca mücahede de bulunmuş, şehirleri, ülkeleri dolaşmış, yüreklere, gönüllere ve zihinlere dokunmuş bir isim oldu. Kişisel hikâyesinin en kıymetli yıllarında Necip Fazıl Kısakürek'in muhabbetini kazanmış, hitabeti ve fedakarlığıyla Anadolu güzergahında koşturan isimler arasında olmuştu. Kamu hikâyesiyle beraber dergicilik hikayesinin de hep içinde yürümüş, konuşmasındaki tesirli yanı yazılarına yansıtmayı başarmıştı. Tomurcuk çocuk dergisinde onun hiç bilmediğimiz bir yanını görmüştük. İhmal edilen aile 'ye ve geleceğin Asım'ları dediği çocukları hedef alarak milli bilince atıf yaptığı; yazı, resim, şiir, çizgilerle çok itibar edilen bir dergi yayınlamıştı. Dergiciliği çok sevdi, siyasi metinler, siyasi konuşmalar onun işiydi ama yayıncılıkla teması başlayınca kendisini buraya ait gördü. Bu mevziden de hiç ayrılmadı. 12 Eylül askeri darbesi yapılınca yolu cezaevine düştü… 12 Eylül 1980 askeri yönetimince tutuklanarak Ordu Dil Okulu ile Mamak Askeri Ceza evinde dokuz buçuk ay hapis yattı. Hapis hayatı onu yayıncılık hikâyesinde devam ettirdi. 1982'den itibaren siyaset yerine hep yazı hayatı içinde var olmaya çalıştı. Gariptir ki bu yazı hayatı içinde 1990 yılına gelinceye kadar Sebil, istiklal gibi gazetelerde yazı ve denemeleriyle adını duyuran Yazgan 1990'dan sonra kurulan Zaman gazetesinde yazmaya başladı. Daha sonra Feza Gazeteciliğin gazeteyi devralmasıyla yazılarına devam etmesi istenince, başka hiç bir yerden de geliri olmayınca burada yazılarını devam ettirmeye mecbur kaldı. Emeklilik gibi bir geliri de henüz yoktu ve sigortası da oradan yatırılıyordu. Haftada bir yazılarını devam ettirdi ve gazete kapanıncaya kadarda oradan başka bir yerde yazamadı.
Sebilürreşad'ın yeni döneminde yazılarına yer verdiği Mustafa Yazgan, bildiğimiz tadda yazı ve denemelerini hemde kalemle kağıda dökerek gönderiyordu. Malum, fiziki hali nedeniyle klavye veya daktilo kullanamıyordu. Yahut sevmiyordu. Zira yazıları editör masasına hep el yazısı şeklinde geliyor, dizgi servisinde de yeniden yazılıyordu. Derginin 111. Yılı törenleri için Ankara'ya geldiğinde şehirlerarası otobüsü kullandığını öğrenmiş, özel araç tahsis edilmesini söyleyince de kabul etmeyerek, “otobüsü seviyorum, seyahatte konuşmak yerine okumayı tercih ediyorum” demişti. 81 yaşında, sevdiği Karamürsel'de 6 Aralık 2021 tarihinde vefat etti.
***
Sebilürreşad bu sayısını fedakar, cefakar, edebiyat ve yazı hayatına emek veren Mustafa Yazgan'a vefa ile çıktı. Bu sayıya yazılarıyla katkı veren değerli dostlarına teşekkür ediyoruz. Abdurrahman Şen'in “değerli hatırasına”, Abdulkadir Özkan'ın deyimiyle, “günümüzde nesli tükenmiş son idealistlerden” olan dost Yazgan'ı, Halil İbrahim Çelik'in, Selahaddin Eş Çakırgil'in kıymetli hatıralarıyla vefa sayısı olurken iki değerli isimde bu ay kervana katılmış oldu. Birisi Cevdet Said, Diğeri Prof. Dr. Ali Kurt. Cevdet Said, Çerkez asıllı, Suriyeli bir sosyolog. Türkiyeli okuyucu onu daha çok geçmiş yıllardaki eserleriyle tanır bilirdi. Ancak ülkesinde savaş çıkınca Türkiye'ye yerleşti ve buradan ses vermeye başlamıştı. Şimdi artık kabriyle de ülkemizde… Ali Kurt hocayı da covıd illeti nedeniyle rahmete uğurladık. Cevdet Said'in en yanındaki isim Prof. Dr. Fethi Güngör hocamızın bir yazısıyla yad ederken, Halit Yıldırım'ın kaleminden de Ali Kurt hocamızı bu sayımızla tarihe nakşettik. Allah hepsinden razı olsun.
Şubat Sebilürreşad böylece çok değerli isimlerin yazı ve değerli katkılarıyla tecelli etti. Allah tesirini artırsın.
- Açıklama
Sebilürreşad Şubat 2022 Sayısı 1072
Mustafa Yazgan'a Vefa…
Cevdet Said, Ali Kurt'a rahmet…2016'da Mehmet Akif Ersoy'un ailesiyle birlikte Sebilürreşad'ın yeniden yayına hazırlanması planları yapıldığında Kocaeli'de Karamürsel'deki evinde bir görüşme yapmak için görüşme yaptığımız Mustafa Yazgan, sessizliğine çekilmiş, uzlet hayatına yönelmiş, ancak şuur ve bilinçli halinden hiç değer kaybetmemiş haldeydi.
Şuur ve bilinç vurgusunu boşuna yapmıyoruz. Yazgan ağabey, tamda bu mevzide yıllarca mücahede de bulunmuş, şehirleri, ülkeleri dolaşmış, yüreklere, gönüllere ve zihinlere dokunmuş bir isim oldu. Kişisel hikâyesinin en kıymetli yıllarında Necip Fazıl Kısakürek'in muhabbetini kazanmış, hitabeti ve fedakarlığıyla Anadolu güzergahında koşturan isimler arasında olmuştu. Kamu hikâyesiyle beraber dergicilik hikayesinin de hep içinde yürümüş, konuşmasındaki tesirli yanı yazılarına yansıtmayı başarmıştı. Tomurcuk çocuk dergisinde onun hiç bilmediğimiz bir yanını görmüştük. İhmal edilen aile 'ye ve geleceğin Asım'ları dediği çocukları hedef alarak milli bilince atıf yaptığı; yazı, resim, şiir, çizgilerle çok itibar edilen bir dergi yayınlamıştı. Dergiciliği çok sevdi, siyasi metinler, siyasi konuşmalar onun işiydi ama yayıncılıkla teması başlayınca kendisini buraya ait gördü. Bu mevziden de hiç ayrılmadı. 12 Eylül askeri darbesi yapılınca yolu cezaevine düştü… 12 Eylül 1980 askeri yönetimince tutuklanarak Ordu Dil Okulu ile Mamak Askeri Ceza evinde dokuz buçuk ay hapis yattı. Hapis hayatı onu yayıncılık hikâyesinde devam ettirdi. 1982'den itibaren siyaset yerine hep yazı hayatı içinde var olmaya çalıştı. Gariptir ki bu yazı hayatı içinde 1990 yılına gelinceye kadar Sebil, istiklal gibi gazetelerde yazı ve denemeleriyle adını duyuran Yazgan 1990'dan sonra kurulan Zaman gazetesinde yazmaya başladı. Daha sonra Feza Gazeteciliğin gazeteyi devralmasıyla yazılarına devam etmesi istenince, başka hiç bir yerden de geliri olmayınca burada yazılarını devam ettirmeye mecbur kaldı. Emeklilik gibi bir geliri de henüz yoktu ve sigortası da oradan yatırılıyordu. Haftada bir yazılarını devam ettirdi ve gazete kapanıncaya kadarda oradan başka bir yerde yazamadı.Sebilürreşad'ın yeni döneminde yazılarına yer verdiği Mustafa Yazgan, bildiğimiz tadda yazı ve denemelerini hemde kalemle kağıda dökerek gönderiyordu. Malum, fiziki hali nedeniyle klavye veya daktilo kullanamıyordu. Yahut sevmiyordu. Zira yazıları editör masasına hep el yazısı şeklinde geliyor, dizgi servisinde de yeniden yazılıyordu. Derginin 111. Yılı törenleri için Ankara'ya geldiğinde şehirlerarası otobüsü kullandığını öğrenmiş, özel araç tahsis edilmesini söyleyince de kabul etmeyerek, “otobüsü seviyorum, seyahatte konuşmak yerine okumayı tercih ediyorum” demişti. 81 yaşında, sevdiği Karamürsel'de 6 Aralık 2021 tarihinde vefat etti.
***
Sebilürreşad bu sayısını fedakar, cefakar, edebiyat ve yazı hayatına emek veren Mustafa Yazgan'a vefa ile çıktı. Bu sayıya yazılarıyla katkı veren değerli dostlarına teşekkür ediyoruz. Abdurrahman Şen'in “değerli hatırasına”, Abdulkadir Özkan'ın deyimiyle, “günümüzde nesli tükenmiş son idealistlerden” olan dost Yazgan'ı, Halil İbrahim Çelik'in, Selahaddin Eş Çakırgil'in kıymetli hatıralarıyla vefa sayısı olurken iki değerli isimde bu ay kervana katılmış oldu. Birisi Cevdet Said, Diğeri Prof. Dr. Ali Kurt. Cevdet Said, Çerkez asıllı, Suriyeli bir sosyolog. Türkiyeli okuyucu onu daha çok geçmiş yıllardaki eserleriyle tanır bilirdi. Ancak ülkesinde savaş çıkınca Türkiye'ye yerleşti ve buradan ses vermeye başlamıştı. Şimdi artık kabriyle de ülkemizde… Ali Kurt hocayı da covıd illeti nedeniyle rahmete uğurladık. Cevdet Said'in en yanındaki isim Prof. Dr. Fethi Güngör hocamızın bir yazısıyla yad ederken, Halit Yıldırım'ın kaleminden de Ali Kurt hocamızı bu sayımızla tarihe nakşettik. Allah hepsinden razı olsun.
Şubat Sebilürreşad böylece çok değerli isimlerin yazı ve değerli katkılarıyla tecelli etti. Allah tesirini artırsın.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.