Selahattin DemirtaşBir Siyasi Rehinelik Öyküsü
“(Kitaba) Bu önsözü yazarken bir yandan da Sevilay Çelenk'in Gazete Duvar'da yayımlanan 16 Eylül 2021 tarihli yazısını okuyorum. Aysel Tuğluk'u, Osman Kavala'yı, Ahmet Altan'ı ve beni konu alan bu yazıya Sevilay Çelenk, Norman Ohler'in Harro ile Libertas: Bir Aşk ve Direniş Hikayesi adlı kitabından yaptığı alıntıyla başlıyor.
Berlin merkezli anti faşist direnişin üyelerinden 33 yaşındaki üyesi Harro Schulze-Boysen, idam edilmeden önce anne ve babasına bir mektup bırakır: ‘Eğer burada olsaydınız görünmez olup beni ölümün karşısında gülerken görürdünüz. Çoktan aştım onu. Ne yapalım, Avrupa'da zihnin hasadının kanla yapılması adetten olmuş.'
Elinizdeki kitap da bu amaçla yazılmış tarihi bir eser niteliğindedir. “Zihin hasadı”na engel olmak için direnen milyonlara ve bu kitabın yazarı Hayri Demir'e, emeği geçen herkese yürek dolusu teşekkürlerimle…”
Selahattin Demirtaş
Edirne Cezaevi
Dost ya da düşman, herkes Selahattin Demirtaş'ın yargılandığından haberdar. Dahası herkesin bu konuya dair bir kanaati de mevcut. Ancak yakınları ve avukatları dışında neredeyse hiç kimse dava sürecinin ayrıntılarına vakıf değil. Milyonlar bu dava sürecinde, neler yaşandığını, ne olup bittiğini bilmiyor. İktidar ise manipülasyon çabasını inatla sürdürüyor.
Demirtaş kendi tanımlamasıyla “Bir siyasi rehine” olarak tutuklandı, yargılandı ve yargılama süreci bu yaklaşımla da sürdürüldü. Demirtaş'ın yargılama süreci, Türkiye'de siyaset-yargı ilişkisinin çok boyutlu röntgenini çekmeyi kolaylaştırıyor.
Ne yazık ki, ilk andan itibaren geliştirilen süreçle birlikte yargılama safhaları ve yargılamaların temelini oluşturan dava dosyaları bu süreçte yeterince irdelenmedi. Toplumun büyük bir kesimi bu yargılamaların siyaseten yürütüldüğü konusunda hemfikir olsa da dava sürecine dair başvurabileceği bir kaynak yoktu. Yargılamalar, toplumdan kaçırılarak cezaevlerinde oluşturulan özel duruşma salonlarında yürütüldü.
Gelecekte Türkiye'nin gerçek siyasal tarihi yazılacaksa bu karanlık dönemi tüm yönleriyle kayda geçmek gerekiyor.
Bu kitap, binlerce sayfalık dava dosyalarını, tutanakları, savunmaları bir süzgeçten geçirerek, bir siyasi rehineliğin nasıl ve ne şekilde hayata geçirildiğine yanıt vermek amacıyla hazırlandı. Süreç, sadece dava odağında gelişen olaylarla sınırlı değildi. Bu paralelde dava dışında yaşanan gelişmeler de doğrudan davaların bir parçası olarak vuku buldu. Çalışmanın bir ayağı da bu gelişmeleri ele alarak dava ekseninde analiz etmek oldu.
Bu kitabın temel derdi tarihin konusu olacak bir süreci ve aktörler arası ilişkiyi güncelin insafına bırakıp aktarımdan men etmeye dönük gidişata karşı el frenini çekmektir.
- Açıklama
“(Kitaba) Bu önsözü yazarken bir yandan da Sevilay Çelenk'in Gazete Duvar'da yayımlanan 16 Eylül 2021 tarihli yazısını okuyorum. Aysel Tuğluk'u, Osman Kavala'yı, Ahmet Altan'ı ve beni konu alan bu yazıya Sevilay Çelenk, Norman Ohler'in Harro ile Libertas: Bir Aşk ve Direniş Hikayesi adlı kitabından yaptığı alıntıyla başlıyor.
Berlin merkezli anti faşist direnişin üyelerinden 33 yaşındaki üyesi Harro Schulze-Boysen, idam edilmeden önce anne ve babasına bir mektup bırakır: ‘Eğer burada olsaydınız görünmez olup beni ölümün karşısında gülerken görürdünüz. Çoktan aştım onu. Ne yapalım, Avrupa'da zihnin hasadının kanla yapılması adetten olmuş.'
Elinizdeki kitap da bu amaçla yazılmış tarihi bir eser niteliğindedir. “Zihin hasadı”na engel olmak için direnen milyonlara ve bu kitabın yazarı Hayri Demir'e, emeği geçen herkese yürek dolusu teşekkürlerimle…”
Selahattin Demirtaş
Edirne CezaeviDost ya da düşman, herkes Selahattin Demirtaş'ın yargılandığından haberdar. Dahası herkesin bu konuya dair bir kanaati de mevcut. Ancak yakınları ve avukatları dışında neredeyse hiç kimse dava sürecinin ayrıntılarına vakıf değil. Milyonlar bu dava sürecinde, neler yaşandığını, ne olup bittiğini bilmiyor. İktidar ise manipülasyon çabasını inatla sürdürüyor.
Demirtaş kendi tanımlamasıyla “Bir siyasi rehine” olarak tutuklandı, yargılandı ve yargılama süreci bu yaklaşımla da sürdürüldü. Demirtaş'ın yargılama süreci, Türkiye'de siyaset-yargı ilişkisinin çok boyutlu röntgenini çekmeyi kolaylaştırıyor.
Ne yazık ki, ilk andan itibaren geliştirilen süreçle birlikte yargılama safhaları ve yargılamaların temelini oluşturan dava dosyaları bu süreçte yeterince irdelenmedi. Toplumun büyük bir kesimi bu yargılamaların siyaseten yürütüldüğü konusunda hemfikir olsa da dava sürecine dair başvurabileceği bir kaynak yoktu. Yargılamalar, toplumdan kaçırılarak cezaevlerinde oluşturulan özel duruşma salonlarında yürütüldü.
Gelecekte Türkiye'nin gerçek siyasal tarihi yazılacaksa bu karanlık dönemi tüm yönleriyle kayda geçmek gerekiyor.
Bu kitap, binlerce sayfalık dava dosyalarını, tutanakları, savunmaları bir süzgeçten geçirerek, bir siyasi rehineliğin nasıl ve ne şekilde hayata geçirildiğine yanıt vermek amacıyla hazırlandı. Süreç, sadece dava odağında gelişen olaylarla sınırlı değildi. Bu paralelde dava dışında yaşanan gelişmeler de doğrudan davaların bir parçası olarak vuku buldu. Çalışmanın bir ayağı da bu gelişmeleri ele alarak dava ekseninde analiz etmek oldu.
Bu kitabın temel derdi tarihin konusu olacak bir süreci ve aktörler arası ilişkiyi güncelin insafına bırakıp aktarımdan men etmeye dönük gidişata karşı el frenini çekmektir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.