%30
Semud'un Torunları Caner Çaylak
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051558424
Boyut
12.00x19.50
Sayfa Sayısı
259
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Semud'un Torunları

Yazar: Caner Çaylak
Yayınevi : Ötüken Neşriyat
53,00TL
37,10TL
%30
Satışta değil
9786051558424
808297
Semud'un Torunları
Semud'un Torunları
37.10

“Sapsarı uçsuzluğa, güneş ile çölün birleştiği yere bakıyordu.Gördüğü rüyayı, burada gördüklerini ve görebileceklerini düşünüyordu. Nankörlüğün daha nelere sebep olabileceğini düşünüyordu. Semud kavminden bugüne hiçbir şeyin değişmediğini tüyleri ürpererek anlamıştı. Allah'ın mucizesiyle kayanın içinden çıkan ve herkese yetecek kadar süt verebilen bir deveyi öldüren bir toprağın çocukları, bu devlete kim bilir daha neler yapacaktı. Bu demiryolunun kaderi o dişi devenin kaderiyle ortak yazılmıştı sanki. Semud kavminin kayalardan oyduğu evler hâlâ muhkem dururken binlerce Türk'ün naaşıyla beraber Hicaz Demiryolu'nu da yutmuştu bu nankör topraklar. Semud kavmi galiba hiç helak olmamıştı.”

Yazar yeni bir hikâye üslubu sunmuş edebiyat dünyasına. Başka hikâyelerde az kullanılan teşbih sanatını bolca kullanmış. Tabiattaki her unsura, her davranışa, her noktaya bir insani vasıf eklemiş. Benzetmeleri güzel, hatta müthiş. Teşbih ustası âdeta. Sadece teşbih de değil. Kişinin ruh halini, kafasından geçenleri, kendi kendine olan konuşmalarını da aynı ustalık içinde dillendirmiş. Hikâyelerinden birisi “Semud'un Torunları”. Arabistan çöllerinde Osmanlı askerlerinin Peygamber sevgisi hürmetine, Peygamber aşkına çektiği çile ve Arap kabilelerinin birkaç altın uğruna kendi dindaş, hami ve kurtarıcılarını nasıl arkadan hançerlediklerinin acıklı hikâyesi. Osmanlı zabitlerinin çöl ateşinde maddi ve mecazi anlamda nasıl yandıklarının hikâyesi. Bu gerçek, başka hikâyelerde de konu edilmişti. Ancak bu bambaşka bir anlatım. Diğerleri ile kıyaslayınca da en iyilerinden biri, belki de ilki bence. “Sinsice fısıldaşan, türlü ihanetler tasarlayan çölün, zehirli ışıklarını saçan güneşin, ağlamaklı sabahların, alçak ve düzenbaz kumun, fütursuz akreplerin, sarhoş yılanların, kahkaha atarak Türk zabitlerinin üstüne düşen bombaların” hikâyesi bu.

-Prof. Dr. Filiz Yavuz Avşar

  • Açıklama
    • “Sapsarı uçsuzluğa, güneş ile çölün birleştiği yere bakıyordu.Gördüğü rüyayı, burada gördüklerini ve görebileceklerini düşünüyordu. Nankörlüğün daha nelere sebep olabileceğini düşünüyordu. Semud kavminden bugüne hiçbir şeyin değişmediğini tüyleri ürpererek anlamıştı. Allah'ın mucizesiyle kayanın içinden çıkan ve herkese yetecek kadar süt verebilen bir deveyi öldüren bir toprağın çocukları, bu devlete kim bilir daha neler yapacaktı. Bu demiryolunun kaderi o dişi devenin kaderiyle ortak yazılmıştı sanki. Semud kavminin kayalardan oyduğu evler hâlâ muhkem dururken binlerce Türk'ün naaşıyla beraber Hicaz Demiryolu'nu da yutmuştu bu nankör topraklar. Semud kavmi galiba hiç helak olmamıştı.”

      Yazar yeni bir hikâye üslubu sunmuş edebiyat dünyasına. Başka hikâyelerde az kullanılan teşbih sanatını bolca kullanmış. Tabiattaki her unsura, her davranışa, her noktaya bir insani vasıf eklemiş. Benzetmeleri güzel, hatta müthiş. Teşbih ustası âdeta. Sadece teşbih de değil. Kişinin ruh halini, kafasından geçenleri, kendi kendine olan konuşmalarını da aynı ustalık içinde dillendirmiş. Hikâyelerinden birisi “Semud'un Torunları”. Arabistan çöllerinde Osmanlı askerlerinin Peygamber sevgisi hürmetine, Peygamber aşkına çektiği çile ve Arap kabilelerinin birkaç altın uğruna kendi dindaş, hami ve kurtarıcılarını nasıl arkadan hançerlediklerinin acıklı hikâyesi. Osmanlı zabitlerinin çöl ateşinde maddi ve mecazi anlamda nasıl yandıklarının hikâyesi. Bu gerçek, başka hikâyelerde de konu edilmişti. Ancak bu bambaşka bir anlatım. Diğerleri ile kıyaslayınca da en iyilerinden biri, belki de ilki bence. “Sinsice fısıldaşan, türlü ihanetler tasarlayan çölün, zehirli ışıklarını saçan güneşin, ağlamaklı sabahların, alçak ve düzenbaz kumun, fütursuz akreplerin, sarhoş yılanların, kahkaha atarak Türk zabitlerinin üstüne düşen bombaların” hikâyesi bu.

      -Prof. Dr. Filiz Yavuz Avşar

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat