Serçe Edebiyat Dergisi Sayı : 14 Mart - Nisan 2018
Bir Serçe Nefesi Yetecek Dünyayı Isıtmaya..
İlk nefesi alışımızın ikinci yıl dönümünde nefes sayısıyla karşınızdayız.
Başlarken, bunca zamandır nefesimize ortak olan, bizi besleyen dostlarımıza teşekkür edelim. İyi ki varsınız.
Bir varoluş serisine başladık, önce toprak dedik; ilk nefesten öncesini, son nefesten sonrasını konuştuk. Şimdi sıra nefeste. İnsanın nefese verdiği ilk tepki ağlamak oldu. İçinden ağlamaya devam ediyor aldığı her nefeste. Peki niçin?
Dünya iyi bir yer değil ve biz bunu çok iyi biliyoruz. Bu dünyayı güzelleştirdiğimiz ölçüde bu sınavı geçmiş oluyoruz. Hadi o zaman dünyayı kurtaralım, şöyle mücadele edelim, böyle isyan edelim demiyoruz. Biz şahin değiliz, serçeyiz. Küçük adımlar hayal ederiz. Çünkü şöyle diyor
Ebubekir Kurban:
“Düşek yola hadi ‘Büyük devrimler' değil gozelcanım. ‘Küçük iyilikler...' ”
Büyük devrimler küçük adımlarla gelir, mesele bakış meselesidir, önce bakış değişir sonra diğerleri. Daha önceki sayılarımızda yarabandı verdik mesela, yuva çizdik, tohum ektik. Bunlar hep bir bakış kurma çabası. Şimdi de dağlara buğday serpin, kuşlar aç kalmasın erdemini taşıyan medeniyetin bakışına dönmeye çalışıyoruz. Hediye ettiğimiz buğdayları kuşlara verin istiyoruz. Çünkü bir serçenin karnı doyduğunda aldığımız nefesin hakkını vermiş oluyoruz. Bir serçe huzurla nefes aldığında, aldığımız nefesin tesellisini buluyoruz. Bir serçeye el uzatınca aslında dünyayı kurtarmaya başlamış oluyoruz. Bunca nefesin ısıtmaya yetmediği dünyaya bir parça umut vermiş oluyoruz.
Biz şöyle diyoruz:
Bir serçe nefesi yetecek dünyayı ısıtmaya.
- Açıklama
Bir Serçe Nefesi Yetecek Dünyayı Isıtmaya..
İlk nefesi alışımızın ikinci yıl dönümünde nefes sayısıyla karşınızdayız.
Başlarken, bunca zamandır nefesimize ortak olan, bizi besleyen dostlarımıza teşekkür edelim. İyi ki varsınız.
Bir varoluş serisine başladık, önce toprak dedik; ilk nefesten öncesini, son nefesten sonrasını konuştuk. Şimdi sıra nefeste. İnsanın nefese verdiği ilk tepki ağlamak oldu. İçinden ağlamaya devam ediyor aldığı her nefeste. Peki niçin?
Dünya iyi bir yer değil ve biz bunu çok iyi biliyoruz. Bu dünyayı güzelleştirdiğimiz ölçüde bu sınavı geçmiş oluyoruz. Hadi o zaman dünyayı kurtaralım, şöyle mücadele edelim, böyle isyan edelim demiyoruz. Biz şahin değiliz, serçeyiz. Küçük adımlar hayal ederiz. Çünkü şöyle diyor
Ebubekir Kurban:
“Düşek yola hadi ‘Büyük devrimler' değil gozelcanım. ‘Küçük iyilikler...' ”
Büyük devrimler küçük adımlarla gelir, mesele bakış meselesidir, önce bakış değişir sonra diğerleri. Daha önceki sayılarımızda yarabandı verdik mesela, yuva çizdik, tohum ektik. Bunlar hep bir bakış kurma çabası. Şimdi de dağlara buğday serpin, kuşlar aç kalmasın erdemini taşıyan medeniyetin bakışına dönmeye çalışıyoruz. Hediye ettiğimiz buğdayları kuşlara verin istiyoruz. Çünkü bir serçenin karnı doyduğunda aldığımız nefesin hakkını vermiş oluyoruz. Bir serçe huzurla nefes aldığında, aldığımız nefesin tesellisini buluyoruz. Bir serçeye el uzatınca aslında dünyayı kurtarmaya başlamış oluyoruz. Bunca nefesin ısıtmaya yetmediği dünyaya bir parça umut vermiş oluyoruz.
Biz şöyle diyoruz:
Bir serçe nefesi yetecek dünyayı ısıtmaya.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.